Galatasaray'ın yıldız kalecisi Fernando Muslera ve kaleci antrenörü Claudio Taffarel verdikleri röportajda aralarındaki uyuma dikkat çekti.
İşte o röportaj;
Şu an hâlâ kalecilik yapıyor olsaydınız birinci kaleci siz mi olurdunuz, yoksa Muslera mı?
İstatistiklere bakıldığında Taffarel önce gelir, ondan sonra diğer isimler söylenebilir! Muslera, Mondragon... Şaka bir yana, Muslera’yla aynı dönemin kalecileri olsak aramızda sıkı bir rekabet olurdu çünkü çok kaliteli bir kaleci. Teknik anlamda da çok iyi.
Ligde Galatasaray’ın şu anki durumunu nasıl buluyorsunuz? Şampiyonluk için hangi takımın avantajları diğerlerinden daha fazla?
Çok zorlu bir yarış bizi bekliyor. Bu, bütün takımlar için geçerli. Trabzonspor maçından önce lider olduğumuz zaman da aynı şeyi düşünüyordum. Yeter ki ciddiyetimizi kaybetmeyelim ve en az hatayla maçlarımızı tamamlayabilelim. Bunu başarabilirsek şampiyon olabiliriz.
Hamza Hamzaoğlu ile çalışmanın zorlukları ve kolaylıkları neler?
Bence teknik direktörlüğe Hamza’nın getirilmesi çok doğru bir karardı. Zor bir dönemdeydik ama onun gelmesiyle birlikte her şey değişti.
Hamza hoca göreve geldiğinde ısrarla yardımcı antrenörlük değil, kaleci antrenörlüğü yapmak istediğinizi söylemiştiniz. Kalecilerle çalışmak yerine tüm takımdan sorumlu olmak sizi korkutuyor mu?
Nasıl ki Roberto Mancini, Galatasaray’a geldiğinde kulüp bir duruş sergiledi ve “Kaleci antrenörümüz Taffarel’dir” dedi, Cesare Prandelli ve Hamza Hamzaoğlu’da da böyle oldu. Bu görevimden çok memnunum ve yardımcılık yapmak gibi bir düşüncem yok. Yeteri kadar beyaz saçımın olduğunu düşünüyorum, daha fazlasına ihtiyacım yok! Buna korku diyemem ama daha rahat olmak hoşuma gidiyor.
Her fırsatta kalecilerin futbolculardan daha fazla çalışması gerektiğini söylüyorsunuz. Muslera’nın buna isyan ettiği oluyor mu?
Genellikle maçlardan sonraki gün izinli oluyoruz, onu ilk çalışmamızda çok zorlamam ama sonraki günlerde çok ağır çalışıyoruz. Yine de Nando’nun bir şeyden şikayet ettiğini görmedim. Her çalışmamızda elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. Ben de kaleciyken onun gibiydim.
Onunla kulüp dışında da birbirinizden ayrılmıyorsunuz. Antrenmanlarda çalışırken birbirinizden sıkılmıyor musunuz?
Aslında tam tersi, birlikte vakit geçirdikçe bir aile gibi oluyoruz. Nando’yla saha dışında da birlikte olmayı seviyorum çünkü çok eğleniyoruz. Onu tanıdığım için mutluyum.
Galatasaraylılık sizin için tam olarak ne ifade ediyor?
Galatasaray benim ikinci evim. Çok uzun zamandır buradayım. Brezilya’da International kulübünde altı sene geçirdim, Galatasaray’da bulunduğum süre oradan daha fazla. Bu yüzden Galatasaray hayatımın çok önemli bir kısmını kaplıyor, burada çok özel zamanlar geçirdim.
Taffarel’i ilk ne zaman izledin? Dünya Kupası’nı kazanırken ona mı odaklanmıştın?
İlk olarak 1995 Copa America’da izlemiştim. Final maçı Uruguay ile Brezilya arasındaydı. Penaltılarda kazanan biz olmuştuk.