Sarı, “Bunlar şimdilik askıda duruyor, yüzeye çıkma şansları yok. Büyüdükten sonra önemli bir kısmı deniz dibine çökecek, denizin dibindeki yaşamı öldürecek. Yüzeyi temizledik ama müsilaj denizin altında devam ediyor” dedi. Marmara’nın her bölgesinin aynı olmadığını, gönüllü dalgıçlardan oluşan gözlem ağı aracılığıyla takip yaptıklarını aktaran Sarı, mevcut durumda, “Denizin dibinde değişen hiçbir şey yok” değerlendirmesini yaptı.
İklim değişikliği ve sıcaklık artışını durdurma şansı olmadığını kaydeden Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nin hızlı restorasyonunun sağlanması, ekosistemin toparlanması zorunluluğuna işaret etti. Sarı, Marmara’nın acilen “koruma alanı” ilan edilmesi, endüstriyel atıkların ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulması gerektiğini ifade etti. İleri biyolojik arıtma tesislerinin üç yılda kurulabildiğini aktaran Sarı, “Marmara denizinin bu kadar zamanı yok. Deniz ölüyor” diye konuştu.
Zaten bu ülkede sorunlarla en çok ilgilenen gönüllüler. Müsilaja yüzeyde olmadığı sürece el atmadılar, şu an doğa ölüyor gerekli müdahale ve önlemler alınmadıkça biz de öleceğiz
Komisyonun umurunda olacağını sanmıyorum. Zira denizin temizlenmesi için harcanan parayla 1 cami yaptırılıp halkın gözü boyanır.