'Ama bazen kudretliymiş diye düşündüğümüz çarklar eskisi gibi ışık saçmaktan vazgeçiyor. Bir şeyler değişiyor, insan bunu anlamaya çalışırken farklı bilmecelerle asıl sorunun anlamını unutuyor.'
'Oysa yalnızca büyük sırların söylenmemek için olduğunu varsayıyorum. Geriye kalanlar insanların birbirleri için sakladıkları itiraflardan başka bir şey değil. İtiraflardan oluşan küçük sırların tatlı bir tedirginlik havası yarattığı doğru. Ama insan en büyük sırrını asla söylemez, hatta unutmak ister. Ondan kaçar ve bir süre sonra kendi kendine söylemeye bile utanır. Böylece insan sakladığı büyük sırrın gerçekliğini de unutup onun hiç var olmadığını söyler. İnsanın kendini kandırması dünyadaki en eğlenceli dramdır.
'Yağmur yağdığı zaman evlerinin sıcak camları ardında sevinen sanat düşkünü insanların evsizlere yapılan zülmü bilmemeleri kadar acılardan kaçarak günlerimi tamamlıyordum artık.'
'Hava esiyordu ve sokaklar hiç olmadığı kadar boştu. Yedek anahtarlarla bahçe kapısını sessizce kilitleyip orayı terk ettim. Yokuştan aşağı inince son bir kez eve baktım ve yol boyunca düşündüm; orada gömülmesine izin verdiğim şeyin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu.'
'Farklı acıların büyüklüğünü görünce insan kendi acısını birazcık olsun hafifletebiliyordu ya, insan en çok bundan utanmalıydı.'