“Başkaldıran insan”, bezginlik ve yenilmişlik halini sorguladı, üzerindeki ölü toprağını silkelemeye başladı.
San Fransisco’daki bir eşcinseli,
Güney Afrika’da bir zenciyi,
San Ysidro’da bir Chicano’yu,
İspanya’daki bir anarşisti,
İsrail’de bir Filistinli’yi,
San Cristobal sokaklarında bir Maya yerlisini,
Mexico City’nin Teneke Mahallesi Neza’da bir çete mensubunu,
Folk müziğinin kalesi Ulusal Üniversite’de bir rocker’ı,
Almanya’da bir yahudiyi,
Savunma bakanlığı’nda bir uzlaştırıcıyı,
Soğuk savaş sonrası çağda bir komünisti,
Ne galerisi, ne müşterisi olan bir sanatçıyı,
Bosna’da bir barışçıyı,
Meksika’nın herhangi bir kentinde bir ev kadınını,
Grev yapmaya asla yeltenmeyen bir sendikada grevciyi,
Başkaları için kitap yazan bir gazeteciyi,
Gece saat 10’da metroda yalnız başına bir kadını,
Topraksız bir köylüyü,
İşsiz bir işçiyi,
Mutsuz bir öğrenciyi,
Serbest piyasacılar arasında bir muhalifi,
Ne kitabı, ne okuyucusu olan bir yazarı ve Güneydoğu Meksika Dağlarında bir Zapatacıyı (*) birleştiren bir ruh galebe çalmaya başladı.
“Artık yeter!” diyenlerin sesini daha fazla duymaya başladık.