Mültecilerle Birlikte Hayatımıza Tekrar Giren Pogrom Kavramı ve Soru: Araplara Karşı Bir Pogrom Yaşanır mı?

Uzun süredir tartışılagelen ancak son 1 aydır bazı mültecilerin ahlaksız paylaşımlarıyla ayyuka çıkan göçmen tartışması Türkleri de ikiye böler bir hale geldi. Ülkede kesinlikle mülteci istemeyen bir kanat varken buna karşın uyum sağlayabilen mültecilerin kalması gerektiğini savunan bir kesim ve her halükarda göçmenliğin normal bir şey olduğunu savunarak mültecilere kucak açılması gerektiğini düşünen bir kesim var. İşte özellikle bu son kesim diğerlerini pogroma yol açabilecekleri hususunda suçluyor zaman zaman. Biz de bu pogrom neymiş diye bir bakalım istedik.

Önce TDK'ye baktık:

Bu tanım diğerlerine göre biraz 'ağır' gibi geldi açıkçası.

Bu yüzden bir de Britannica'ya baktık ve şöyle diyor kısaca:

Azınlıkta bulunan kimselerin mallarına ve canlarına karşı yetkililer tarafından göz yumularak gerçekleştirilen toplu saldırı. Sözcüğün kökü ise Rusça yıkım veya isyandan gelir.

Kavramı biraz daha araştırdığımızda ise pogromun aslında tarihin çeşitli dönemlerinde Yahudilere karşı yapılan şiddet hareketlerini tanımlamak için kullanıldığını görüyoruz.

Mesela fotoğrafta 1938'de Nazi Almanya'sının başlattığı Kristal Gece adlı pogomda yıkılan bir sinagog görülüyor.

Kavramın geniş kullanımı ise 1881'deki Kiev Pogromu'yla olur. 26 Nisan 1881'de Kiev'de başlayan şiddet olayları çok uzun sürer.

Bu olayların tetikleyicisi ise Çar Aleksandr II'nin 1 Mart 1881'de suikaste uğraması olur. Ruslar suikastin sorumlularının Yahudiler olduğunu düşünürler ve şiddet olayları başlar.

Kayıtlara geçen ilk pogrom ise MS 38'de İskenderiye'de gerçekleşir. Roma İmparatoru Caligula, Yahudilerin Kralı Agrippa'yı Mısır Valisi Flaccus'u kontrol etmesi için gönderir çünkü valiye güvenmez.

Yahudi Filozof Philo'ya göre bu ziyaret Yunan halkının alayı ile karşılanır. Arada kalan Flaccus ise Caligula'nın heykellerini sinagoglara yerleştirir ancak bu durum Yahudiler tarafından hoş karşılanmaz ve şehirde isyanlar çıkar. Flaccus ise bu davranışını canıyla ödeyerek Caligula tarafından idam ettirilir.

Pogromu Anti-Semitizm olarak ele aldığımızda Türkiye Cumhuriyeti'nde bir büyük olayla karşılaşırız: Trakya Pogromu

Nazizm ile başlayan Yahudi karşıtlığı Türkiye'de her ne kadar hükumet tarafından hoş karşılanmıyorsa da birtakım cenah gazete ve dergilerle halkı kışkırtır. Yahudi heyetinin tehditlere karşı 23 Mayıs 1934'te hükumetten istediği yardım ise bürokrasiye takılır ve 21 Haziran 1934'te acı olaylar başlar. Sonuç olarak Trakya'dan ayrılmak zorunda kalan Yahudi sayısı 15 bine ulaşır.

Eğer pogromu Britannica'daki daha geniş anlamıyla ele alırsak ne yazık ki tarihimize yüz karası olarak yazılan 6-7 Eylül olayları ya da İstanbul Pogromu ile karşılaşırız.

Demokrat Parti'nin ülkeyi yönetememesinin verdiği buhrana bir de Kıbrıs Türklerine yapılan baskılar eklenince birtakım karanlık güçler için bulunmaz fırsat gelir ve Atatürk'ün Selanik'teki evinin bombalandığına dair asparagas bir haber DP yanlısı İstanbul Ekspres adlı gazetede yayımlanır. Ve haberden 6 saat sonra Rumlara karşı ilk saldırı gerçekleşir. Yahudi ve Ermenilere yönelik de olan saldırılar sonucu 5317 mekan kullanılamaz hale gelir ve en az 11 kişi ölür.

Toparlayacak olursak, sorumuz şu idi: Türkiye'de Araplara karşı bir pogrom olur mu? Kavramın tanımından da anlaşılacağı üzere bunun olabilmesi için yetkililerin bir şekilde işin içinde olması gerekiyor.

Hükumetin ise bu konudaki görüşü biliniyor. Ancak yerel düzeyde herhangi bir şehrimizde böyle bir şey olabilir mi? Tarih olabileceğini gösteriyor. Peki ne yapılmalı? Hükumetin halkın endişelerini görmezden gelmeyi bırakıp bir an önce bu soruna kalıcı bir çözüm getirmek için harekete geçmesi şart gibi görünüyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Görünüşü Anıtkabir'e Benzeyen Suudi Arabistan, Riyad Büyükelçiliğimizin İlginç Hikayesini Biliyor muydunuz?
'One Minute' Krizinden Bugüne Türkiye-İsrail İlişkileri
Bir Avrupa Ayıbı: Heidi'nin, Yaşıtı Birçok İsviçreli Gibi Bir 'Köle Çocuk' Olduğunu Biliyor muydunuz?
Görüldüğünde İnsanı Tedirgin Eden Gamalı Haç, Svastikanın Şaşırtıcı 'İyi' Tarihini Biliyor muydunuz?
Türkiye'nin Seyrini Değiştiren Tanışma: Mustafa Kemal Atatürk ve Adnan Menderes

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
17.04.2022

Mülteci istemiyorum. Herkes ülkesine gitsin. Zaten bayramda seyranda gidiyorlar. Ortadoğulaşmış Türkiye istemiyorum. Bu ırkçılık değil, vatanına sahip çıkmaktır.

Bu ülkeye sığınıp bu ülkenin kadınlarını kendi toplumlarındaki gibi fırsat yakalarlarsa topluca rahat rahat tecavüz edebilecekleri birer et parçası gibi gören çocukları bile taciz eden ustelik de bunu arsızca sosyal medya profillerinden ağızlarının suyunu akita akita afişe eden leş kargalarına tepki göstermek irkcilik değildir. Ben Türkçe konusamayan Yugoslav bir ailenin cocuguyum biz hic irkcilik yaşamadik. Universitede siyahi arkadaslarim vardi hic irkcilik yasamadilar. Göte göt demek suç olmamalı bence. Bu insanlar eğitimsiz,korkunç ve cahiller.

17.04.2022

Akp seçimi kaybederse bu mülteciler yüzünden kaybedecek. Mülteciler kalsın diyenlerin başına taciz, tecavüz gibi ağır olayların gelmesi lazım ki akılları başlarına gelsin #ülkemdemülteciistemiyorum

TÜM YORUMLARI OKU (14)