Polis Akademisi Suç Araştırmaları ve Kriminoloji Araştırma Merkezi’nin (SAMER) 11-13 Aralık 2015 tarihlerinde Antalya’da düzenlediği sempozyumda, “Türkiye’deki Suriyeli mülteci kız çocuklarının maruz kaldığı cinsel istismar” tartışıldı
Polis Akademisi Suç Araştırmaları ve Kriminoloji Araştırma Merkezi’nin (SAMER) 11-13 Aralık 2015 tarihlerinde Antalya’da düzenlediği sempozyumda, “Türkiye’deki Suriyeli mülteci kız çocuklarının maruz kaldığı cinsel istismar” tartışıldı
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre, sempozyumda sunum yapan Sosyolog Doç. Dr. Mualla Kavuncu, “Suriyeli çocuk ve kadınlara yönelik cinsel istismar, başlangıçta sadece sığınmacı kampı dışındaki mülteciler için söz konusuydu. Ancak cinsel istismar, bugün sığınmacı kamplarına kadar girmiş durumda” dedi.
Kamp dışında ve içinde yaşayan Suriyeli kadın ve çocukların kadın tacirlerinin eline düştüğünü belirten Kavuncu, şunları söyledi: 'Suriyeli küçük kızların imam nikâhıyla kuma yapılması da çok yaygınlaştı ve yaş sınırı 11-12’ye kadar düştü. Ailelere ortalama 2 bin ile 5 bin TL arasında başlık parası veriliyor. Bu nikâhlar bazen Suriyeli kızlar ve kadınlar tarafından bir kurtuluş şansı olarak görülebilse de; çoğunda, nikâh görüntüsü altında fuhuş ve çocuk-kadın ticareti yapılıyor. Şiddet ve tehdit altında zorla çalıştırılan bu kızların yaş ortalaması 15-18, ama 12’ye kadar düşebiliyor.'
Doç. Dr. Kavuncu’ya göre, Suriyeli çocuk ve kadınların cinsel istismarının önüne geçilebilmesi için şu önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerekiyor:
Hükümet derhal bir ekip kurup tüm sığınmacı kamplarında cinsel istismar ve fuhuş iddialarını teftiş ettirmeli.
Mağdurlar tespit edilip psikolojik destek ve koruma sağlanmalı. Onları istismar eden vicdansızlar derhal cezalandırılmalı.
Yalnız ve çaresiz Suriyeli kadınların çocuklarıyla birlikte kalabileceği sığınma evleri açılmalı ya da bu kadınlar mevcut sığınma evlerine alınmalı.
Küçük çocuk ve kadınların sokaklarda dilenmelerine asla göz yumulmamalı.
Kimsesiz Suriyeli çocukları isteyen güvenilir ailelerin yanına vermek üzere, devlet kontrolünde iletişim ağları ve birimler oluşturulmalı.
Sığınmacı kampları çevresinde çocuk ve kadın ticareti yapan kişi ve çeteler, bu işe bulaşan kamp görevlileri ve kamu görevlileri ortaya çıkarılmalı. Şikâyet ve ihbarlar ciddiye alınıp değerlendirilmeli.