Kapsamlı bir araştırma ile ebeveyn davranışlarının, özellikle de dil kullanımının kızlar üzerindeki etkisini ortaya koyan The LEGO Group, gerçekleştirdiği “Mükemmelin Ötesi / Oyunun Dili” adlı sosyal deneyle kızların yaratıcılık konusundaki yeteneklerini ve kullanılan dile göre davranışlarında nasıl bir farklılık oluştuğunu açıkça gösteriyor. Sosyal deney bir yandan, araştırma sonuçlarını destekleyici bir nitelik taşıyor diğer yandan markanın dil kullanımında ebeveynlere yaptığı çağrıdaki haklılığı birebir ortaya koyuyor. Marka bu kadarıyla da kalmıyor. Araştırma ve sosyal deneyin ortaya koyduğu farkındalığın ebeveynlerde olumlu bir davranış değişikliği yaratması için de harekete geçiyor. Çocuklarının yaratıcı gelişimini destekleyecek eğlenceli ipuçlarıyla donatılmasına yardımcı olmak amacıyla, eğitimini Harvard’ta tamamlayan, ebeveynlik konusunda uzmanlaşmış yazar araştırmacısı Jennifer Wallace ile işbirliği yaparak “Yaratıcı Özgüveni Artırmak için 10 Adım'” adlı bir rehberi de ebeveynlerle paylaşıyor.
Eğitimbilimci, Akademisyen ve Yazar Dr. Özgür Bolat, LEGO markasının dikkat çekmeye çalıştığı konu hakkında şunları söylüyor “LEGO iyi Oyna Araştırması’nda çocuklar çok net bir şekilde kendileri için önemli olanın gelişim süreci ve öğrenme olduğunu söylüyor. Bu kesinlikle böyledir, çocuklar öğrenerek gelişim sağlar ve asıl unsur öğrenirken denemektir. Denerken yanılmak ve yanılarak daha iyisini yapmaktır. Bu noktada gelişimin önündeki en büyük engellerden biri, hata yapma korkusu olarak karşımıza çıkar. Hata yapma korkusunu ebeveyn davranışları tetikler. ‘Hiç yapamamışsın’, ‘Bunu nasıl yapamazsın’ gibi yargılamalar ya da ‘senden en mükemmelini yapmanı istiyorum’ gibi baskıcı ve sınırlayıcı bir dil kullanımı, fazla müdahale ya da bir şeyleri çocuk yerine yapma gibi davranışlar çocukta hata yapma korkusu oluşturur. Hata yapma korkusu yaratıcılığa da ket vurur. Yaratıcılığını ortaya koymaktan çekinen ya da zamanla bu yetisini kaybeden çocuk, denemez, yanılmaz ve gelişimi kısıtlanır. Burada yapılması gereken; ebeveynlerin hata olmadan gelişim olmaz ve hata gelişimin dostudur bakış açısını kazanmaları ve çocuklarına da bu bakış açısını kazandırmalarıdır. Ebeveynler çocuk hata yaptığında, ‘bu hatadan ne öğrendin ve bir sonraki denemende neyi farklı yapacaksın’ sorusunu sormalı ve gelişime odaklanmalıdır. Mükemmeliyetçi baskılar ve hırslı yönlendirmeler, çocuğu sadece kısıtlar. Özgür bir oyun deneyimi bir çocuk için her şeydir ve ebeveynlere düşen, kendi bakış açılarını ve kullandıkları dili çocuğun öğrenme deneyimini sınırsızca yaşaması yönünde oluşturmak olmalıdır.”