Yaz mevsimini iliklerine kadar hissetmek isteyenler ve tatile gidemeyenler hemen bu dünyaya giriş yapsın!
Bir yerlere gidemedik ama olsun. Ben size, Vittorio Giardino'nun muhteşem yaz tatili çizimleriyle, kokusu burnunuza gelen yazlık cümleler kuracağım... Önce bir zeytin ağacının gölgesini bulup oturun tıpkı bu kadın gibi...
Herkes sahilde denize koşarken, sizin gölgede kitap okumayı ve kimseler gelmeden, keyfini çıkara çıkara bir şeyler yiyip içmekten zevk aldığınızı biliyorum. Biliyorum, çünkü ben de seviyorum. Hele bir de terlikleri çıkartıp soğuk betona basmak vardır ki o esnada, en ucuzundan keyif!
Akşamüstü rüzgarına kendinizi vermişsiniz, sadece ağaçların hışırtısını duyuyor, havadaki iyot kokusunu ciğerlerinize çekiyorsunuz. Ne bir kaygı var, ne tasa... Her yer huzur dolmuş sanki.
Bahçelerden, balkonlardan gelen, körpe sebzelerle yapılan kızartmaların kokusu sokakları sarmış. Bir de karpuz konmuş masaya; tüm duyularınızla yazın geldiğini tam da işte o an fark ediyorsunuz.
Belki Datça'dasınız, belki Bodrum'da, belki de Kaş'a gitmişsiniz arkadaşlarınızla. En büyük derdiniz bir saat sonrası. Ne iş düşünüyorsunuz, ne güç... Ne sizi üzenler aklınıza geliyor ne de kırıldığınız başka şeyler. Öylece bakıyorsunuz havaya, denize, sağa, sola...
Bütün yıl çalışıp sadece birkaç gün istediğiniz gibi yaşadığınız şu dünyada, güzellikleri ne kadar da az yaşadığınızı sorguluyorsunuz yalnız kaldığınız anlarda. Haklısınız, çok daha fazlasını hak ediyorsunuz...
Akşamları öten ağustos böceğinin sesi, bir süre sonra size olması gereken hayatın tamamlayıcı bir melodisi olarak gelmeye başlıyor. Bu dünyanın, bu doğanın ne kadar da kocaman olduğunu fark edip, onun bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorsunuz.
Gündüzün en güzel saatlerinde girip çıktığınız deniz, bu zamana kadar taşıdığınız tüm yükleri alıp götürüyor sanki. Bir dalıp bir çıkıyor, yavru balıklarla anlaşmaya çalışıyorsunuz. Sizi anlamasalar da fark etmiyor; evlerini açmış olmaları teşekkür için yetiyor ve artıyor bile...
Terliklerinizin arasına giren kum tanelerinin sizi sinirlendirmesine izin vermeden şöyle bir elinizin tersiyle temizliyorsunuz. Yeniden ıslanıp yeniden kuma bulanmak gibi bir lüksünüz var; bu an için yaşamadık mı zaten günlerce?
En sevdiğiniz insanlarla kaygısız sohbetler ederek geçiyor günleriniz. "Mutluluk" denildiği anda anlatacak başka anlarınızı da ekliyorsunuz sonrası için, haberiniz yok. Hayat bizi her zaman zor günlerle sınasa da, bu hayalini kurduğumuz günlerin çok da uzak olmadığını bilin. Umut etmek bizi ayakta tutar; yeter ki inanın. Görecek çok güzel günlerimiz var daha...
🌻🌞💛