Türkiye'nin, 2011 yılında imzaya açılan ve 2014'te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ni iptal etmesi, dış basında geniş yer buldu.
Bianet'in haberine göre, Financial Times, çekilme haberini 'Hak grupları, yüksek oranlarda aile içi istismar ve kadın cinayetine maruz kalan bir ülkede onları daha büyük riske atacağını söylüyor' diyerek verdi.
'Erdoğan bir keresinde İstanbul Sözleşmesi'ni Türkiye'nin cinsiyet eşitliğinde lider olduğunun kanıtı olarak lanse etti' hatırlatması yapan FT; geçen yıl Türkiye'de en az 200 kadının cinsiyetleri nedeniyle öldürüldüğünü vurguladı ve şu ifadelere yer verdi:
'Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, Türkiye'deki kadınların neredeyse yüzde 40'ı partnerlerinin elinde şiddete maruz kalıyor, bu oran Avrupa'da yüzde 25.'
'Türkiye, 10 yıl önce ilk imzaladığı ve en büyük şehrinin adını taşıyan, kadınları şiddetten koruyan bir Avrupa anlaşmasından çekildi' başlığı ile haberi veren ABD merkezli ABC, kararı 'kadın hakları savunucularına darbe' olarak niteledi.
Konvansiyonu sağlam tutmak için protesto yapan kadın grupları ve müttefikleri, 'Kararı geri çek, anlaşmayı uygula' sloganıyla cumartesi günü hemen ülke çapında gösteri çağrısında bulundu.
Haber ajansı, 'Türkiye'deki pek çok muhafazakar, anlaşmanın aile yapılarını baltaladığını ve şiddeti teşvik ettiğini söylüyor' notu düştüğü haberinde şunları kaydetti:
'Erdoğan'ın kararı, hak ve özgürlükleri iyileştireceğini ve AB standartlarının karşılanmasına yardımcı olacağını söylediği yargı reformlarını açıklamasından hemen sonra geldi.'
'Kararnamenin Cumartesi günü erken saatlerde resmi gazetede yayınlanması insan hakları grupları arasında öfkeye yol açtı ve İstanbul'da protesto çağrıları yaptı' denilen haberde şunlar kaydedildi:
'Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Twitter'daki bir mesajda 'İstanbul konvansiyonunu düşürenlere karşı toplu mücadele' çağrısında bulundu.
Genel Sekreteri Fidan Ataselim, 'İstanbul sözleşmesi sizin emrinizde imzalanmadı ve emrinize hayatımızı bırakmayacaktır' dedi.'
'Türkiye, kampanyacıların itirazlarına rağmen kadınları korumak için tasarlanmış uluslararası bir anlaşmadan vazgeçti' diyen BBC News, aile içi şiddeti önlemeye yönelik ilk bağlayıca anlaşmadan çekilme için bir gerekçe belirtilmediğinin de altını çizdi.
'Erdoğan'ın iktidar partisindeki muhafazakarların son zaferinde Türkiye, kadına yönelik şiddeti önleme ve bunlarla mücadele amaçlı dünyanın ilk bağlayıcı anlaşmasından çekildi' denilen haberde şu vurgu yapıldı:
'Muhafazakarlar, tüzüğün aile birliğine zarar verdiğini, boşanmayı teşvik ettiğini ve eşitliğe yapılan atıfların LGBTQ topluluğu tarafından toplumda daha geniş kabul görmek için kullanıldığını iddia etmişlerdi.'
öyle korkaklar ve öyle rahatlar ki gecenin köründe sözleşmeyi kaldırıyorlar. hiç hesap ta vermiyorlar. sen halkına hizmet etmekle yükümlüsün. kadınların, şiddete uğrayanların korunmasına yönelik bir sözleşmeyi gece hiçbir açıklama yapmadan kaldıramazsın. demokrasi, insan hakları, halka karşı sorumluluk bitmiş. canımız ne isterse yaparıza dönmüş, yazıklar olsun.
Arkadaşlar yanlış anlaşılan 2 madde var. Bu yüzden ayaklamdılar okumadan söylenene inanıyorlar. İlk yanlış anlaşılan madde:"eşcinsellik meşrulaştırılcak yakında eşcinsel evlilikte gelir " bu madde aslında bireyin cinsel yönelimi, cinsiyeti, ırkı, dili vb. Ne olursa olsun şiddeten koruncaktır madde bunu anlatıyor ama millet okuyup g*tünün sentezinden geçirdiği için yanlış anlaşıldı. 2. Yanlış anlaşılan madde: kadın beyanı esas alınacak. Bu da aslında kadın şiddet gördüğünde direkt korunma altına alınacak anlamında ama millet yobaz ve işine geleni anladığı için gene maddeleri çarptırdı, ya okumuyorlar ya da okuduklarını anlamıyorlar. Okuduklarını sanmadığım için birilerinin anlattıklarına körü körüne inanıyorlar desek daha uygun olur.
Size "Yaşam" hakkı tanımayan, "Haklarınızı" bir gecede kaçak göçek elinizden alan, "Ölmeyi" reva gören, Sizi "Korumayan" bu lanet partiye Hala "Oy" mu vereceksiniz ey kadınlar? "TURKEY IS NOT SAFE FOR WOMEN"