11 yıldır aralıksız bir biçimde ekrana gelen Müge Anlı ile Tatlı Sert programı, ülke gerçekleriyle tanışmak ve sosyal çıkarımlar yapmak için ideal bir yapım. Benzerlerini de ekranlarda sık sık gördüğümüz bu aktüel polisiye program 2019'da yeniden popülarite yakaladı. Pek çok insanın yıllar sonra ilk kez izlediği program haliyle kafa karışıklıklarına ve yanlış bilgi yorumlamalara sebep oldu. Şimdi o program ışığında gerçeklere göz atıyoruz.
'Bir insanın kocasının ailesi nasıl öz teyzesi, dayısı olur?' gibi sorular son haftalara damga vurdu. Ülkedeki akraba evliliği oranının hala çok yüksek olduğunu bilmek gerekiyor. Programlarda uzmanlar uyarsa dahi bu gelenek pek çok bölgede devam ediyor.
Bu evlilikler kötü gittiği, taraflar birbirlerinden şikayetçi olup boşandığı veya bir cinayetin söz konusu olduğu durumlarda ailenin tamamı parçalanıyor. Öz kardeşler birbirlerine kolayca düşman olabiliyor.
Bir tarla yüzünden kardeşler uzun yıllar boyu birbirine küsebiliyor. Arazi kavgası sebebiyle bugüne dek işlenen onlarca cinayet programa konu oldu. Aynı şekilde akraba olsun olmasın, düğün takılarının paylaşımı da büyük sorun.
Yıllar sonra kayıp babasını, annesini arayan insanların bir bölümü öz ailelerine kavuşurken; bir bölümü de ortaya çıkan bu yeni çocuğu mirasa ortak olacağı endişesiyle istemeyen öz kardeşler veya hala, dayı gibi akrabalar tarafından reddediliyor.
Buradan görebileceğiniz ve her yıl açıklanan istatistik verilerine göre ülkede diş fırçası ve macun kullanımı %50 civarlarında. Dolayısıyla hayatında diş fırçası ve macunla tanışmamış insanlara hemen uyuşturucu bağımlısı yaftası yapıştırmak doğru olmayacaktır.
Programda gördüğümüz üzere insanların para harcama alışkanlıkları genel akla ve mantığa uymayabiliyor. 6 evi, havuzlu villası olan bir aile elektrik faturası gelmesin diye yaşadığı evin elektriğini kestirebiliyor veya bir yanda ev satın alıp diğer yanda akbili olmadığı için işe otostopla gidebiliyor. Kısacası kişisel hijyen ve maddi gelirin çok da ilgili olmadığı ortada.
Programı kısa bir süre izlemek bu çıkarımı yapmak için yeterli. Oldukça fakir görünen biri 500 bin TL'sini dolandırıcılara kaptırdığı için programa katılabiliyor veya ailesinin durumu iyi olan insanlar dilencilik yapabiliyor.
Programda sık sık kadınların ekonomik özgürlüğe sahip olmasının önemi vurgulansa da, gerçek dünyada maaş kartları kocalarının elinde olan ve buna itiraz edince öldürülen çalışan kadınlar görüyoruz.
Özellikle kadınlar ve yaşlılar risk grubunda.
Ancak bu durumun gizlendiğini görüyoruz. Ancak kayıp veya cinayet durumlarında özel hayatlar açıklanıyor, onlar da RTÜK sebebiyle üstü kapalı biçimde dile getiriliyor ve konu yine bu sebepten işlenemiyor.
Örneğin toplumda bir erkek kendisine tecavüz edildiğini açıkça ifade etmeyeceği için aslında heteroseksüel bir birliktelikten bu şekilde bahsediyor. Normalde tecavüz mümkün olduğu halde programda kişinin niyetine göre böyle bir ilişkinin erkek uyurken gerçekleşemeyeceği bilgisi vurgulandı. Kısacası niyetler ve şartlar yılların tecrübesiyle iyi biliniyor.
Daha yeni insanlara okuma yazma öğretme seferberliği başlatan ve yaklaşık 1 milyon insanın kurslara gitmesini sağlayan Müge Anlı'nın programını yorumlamak için iyi bir izleyici olmak lazım.
Sizin dikkatinizi çeken buna benzer durumlar var ise lütfen yorumlarda bizle paylaşın!
Ya o kadar saçma yorumlamışsınız ki programı. hele o tecavüz kısmı. palu ailesini izlemeyen birinin yorumladığı çok belli. Heterolukla alakası yoktu. Adam baldızına tecavüz ediyor öldürünce adli raporlarda çıkacak o zaman bana tecavüz etti diyeyim diye düşünüyo. Cahil salaklığı sadece. Diş fırçalama konusu da yine izlenmediği çok belli. O emine’nin vücudunun kurtlandığını çeşitli uyuşturucularla uyutulup fantazilere işkencelere maruz kaldığını izlememişsin. O ikisi de o dişlere ve deri yaralarına sebebiyet veren uyuşturucudan dolayı öyleler. Allah aşkına her adımdaki yorumlar o kadar saçma ki ben açıklarken yoruldum.
Bu program bana bişey öğretti hiç bişey göründüğü gibi değil. Güler subaşı cinayeti mesela imam olan kocası kumar ve borsa borçları için öldürmüştü kadini. Gerçi yıllardır izlecisiyim önceleri şok oluyordum şimdi hayret bile edemiyorum
Müge Anlı'nın programı sosyal patolojinin kolektif pornografiye dönüşümüdür.