Mucizevi şekilde hayatta kalan insanların yaşadıklarını okuyunca çok şaşıracaksınız. Yaşama tutunmalarıyla herkese ilham olan insanların hikâyelerini sizler için derledik. Buyurun...👇
Mucizevi şekilde hayatta kalan insanların yaşadıklarını okuyunca çok şaşıracaksınız. Yaşama tutunmalarıyla herkese ilham olan insanların hikâyelerini sizler için derledik. Buyurun...👇
Güney Afrikalı Christine McKenzie, deneyimli bir paraşütçüydü. 112. atlayışındaydı ve o noktada yenilmez hissediyordu. Bunu defalarca yaptıktan sonra ters giden ne olabilirdi ki? Atladıktan sonra aşağı inerken, daha önce 111 kez yaptığı gibi paraşütü çekmeye çalıştı. Ancak paraşüt açılmadı. O zaman yedek paraşütü açmaya çalıştı ve o da açılmadı. 2.000 fitten düşüyordu ve sadece yaklaşan elektrik hatlarını görebiliyordu. Normalde elektrik çarpmış olması beklenirken elektrik hatlarının, ona elektrik vermeden düşüşünü yumuşattığı ortaya çıktı. Arkadaşları şok içinde, onu yerde, şakalar yaparken ve ağrıyan kemiklerinden şikayet ederken buldular.
1999'da Bagenholm, arkadaşlarıyla birlikte Norveç'in Narvik kentinde bir patikada kayak gezisindeydi. Neredeyse donmuş bir şelalenin etrafında manevra yapmaya çalışırken, buzdaki bir deliğe kafa üstü düştü ve sadece ayakları sudan dışarı çıkacak şekilde sıkıştı. Arkadaşları yardım ekibini çağırdı ancak sudan çıkarıldığında 80 dakika geçmişti. Kalbi durmuş, vücut ısısı şu ana kadar ölçülmüş en düşük dereceye ulaşmıştı. Ekip, nabzını geri kazanana ve vücut ısısı normale dönene kadar kanını ısıtmaya çalıştı. Plan başarılı oldu ve hayatta kaldı. 100'den fazla doktor ve hemşire, Bagenholm'u hayata döndürmeye yardım etti. Muhtemelen en kötü hipotermi vakalarından birinden kurtulan ve resmi olarak şimdiye kadar kaydedilen en düşük insan vücut sıcaklığı rekorunu kırdı.
Alvarenga, büyük bir fırtına vurduğunda Ezequiel Córdoba ile balık tutuyordu. Olta takımlarının çoğu fırtınada kayboldu. Alvarenga ve Córdoba'ya sadece bir avuç temel malzeme ve az yiyecek kaldı. Alvarenga çıplak elleriyle balıkları, kaplumbağaları, denizanalarını ve deniz kuşlarını yakalamayı başardı ve ikili ara sıra suda yüzen yiyecek ve plastik atık parçalarını kurtardı. Mümkün olduğunda yağmurdan içme suyu topladılar, ancak daha sık olarak kaplumbağa kanı veya kendi idrarlarını içmek zorunda kaldılar. Sonunda, Córdoba umudunu yitirdi ve yemek yemeyi reddedince açlıktan öldü. Alvarenga ise intiharı düşünmüş, ancak güçlü dini inançları nedeniyle bunu reddetmiştir. 30 Ocak 2014'te teknesini terk etti ve kıyıya yüzdü. Yerel bir çiftin sahip olduğu bir sahil evine rastladı. Alvarenga'nın yolculuğu 438 gün sürmüştü.
Tsutomu Yamaguchi deniz mühendisi olarak Hiroşima'da görevliydi. O gün işe giderken bir paraşüte bağlı gökten düşen bir cisim gördü. Önce, tüm gökyüzü parlak beyaza döndü ve ardından zifiri karanlık. Kısa süre sonra, bir sel bazı evleri ve araçları havaya uçurdu, dünya titredi, sesler kesildi ve sonra bir yanma hissi ortaya çıktı. Kulak zarı yırtılmıştı. İki eli ve yüzünün çoğu yanmıştı ama yaşıyordu. O gece trenle memleketi Nagazaki'ye gitti. Hastanede bandaj takıldı. Olanları patronuna anlatırken gökyüzü tekrar aynı şekilde oldu ve yanma hissi yeniden geldi. Üstü paramparça olmuştu. 3 günde iki kere atom bombasına maruz kalıp hayatta kalmayı başarmıştı.
2008'de Blink-182'nin davulcusu olan Travis Barker ve arkadaşları uçaktaydı. Uçak düşüp yanmaya başladığında hayatta kalan Travis ve en yakın arkadaşı Adam Goldstein yangının içerisinde diğerlerini kurtarmaya çalıştılar. Ancak sadece ikisi hayatta kaldı. Travis uzun süre boyunca yanık tedavisi gördü. Adam'ın kazadan sonra intihar etmesi Travis'in yaşadığı tramvayı artırdı. Ancak bir süre sonra kendini işine verdi ve toparlanmayı başardı.
26 Ocak 1972'de Yugoslavya'da bir uçuş görevlisi olan 22 yaşındaki Vesna Vulovic, Danimarka'ya gidiyordu. 33.300 fit üzerinde, bir terörist bomba, uçağı parçaladı. İkinci Dünya Savaşı doktoru enkaza gittiğinde korkunç bir şekilde parçalanmış 27 ceset gördü. Etrafına baktığında, hala hayatta olan bir kadın gördü. Kırık bir kafatası, üç ezilmiş omur ve iki bacağı da kıırlmıştı. Vesna hastaneye kaldırıldı. Üç gün sonra, Vesna komadan uyandı ve nöbet tutan anne ve babasından bir sigara istedi. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Bir ay sonra kaybettiği hafızasını geri kazandı. Ayrıca bacaklarını tekrar kullanabildi. 21 ay sonra tamamen iyileşmişti.
Forthman Murff, 1984'te bir Mayıs öğleden sonra, ağaçları elektrikli testere ile kesiyordu. Ağacı keserken bir dal aniden yere düşerek Murff'u hendeğe düştü. Birkaç saniye sonra, başka bir dal hendeğe düşerek Murff'un sol bacağını kırdı. Murff kısa bir süreliğine bilincini kaybetti ve uyandığında, hala çalışmakta olan motorlu testeresiyle düştüğünü ve testerenin boynunu kestiğini fark etti. Murff'un nefes borusu, yemek borusu ve şahdamarları testere tarafından ikiye bölündü ve başı vücudunun geri kalanına zar zor bağlı kaldı. Çoğu insanın yatıp öleceği yerde, Murff ayağa kalkma, hendekten tırmanma, kamyonuna gitme ve kamyonu komşusunun evine kadar sürme gücünü buluyor. Kazadan sonra neredeyse 20 yıl hayatta kaldı ve 92 yaşına kadar yaşadı.
Başçavuş Roy Benavidez, Vietnam Savaşı sırasında kapana kısılmış olan adamlarına 75 metre koşmak için bir helikopterden atlarken, etrafta vızıldayan mermiler, patlayan bombalar vardı. Yaralanmalara aldırmadan ilerlemeye devam etti. Kendisini ve diğer adamları savaş alanından çıkarmayı başardı. Üssüne götürüldüğünde, yaralanmalar nedeniyle hareketsizdi ve ölülerin yanına yerleştirildi. Doktor onun öldüğünü açıkladı ve Benavidez'in içinde olduğu ceset torbasının fermuarını çekmeye hazırlanırken, Benavidez hala hayatta olduğunu göstermek için doktorların yüzüne tükürdü. Yedi büyük kurşun yarası, yirmi sekiz şarapnel deliği vardı. İki kolu da süngüyle kesilmişti. Benavidez'in kafasında, kafa derisinde, omzunda, kalçalarında, ayaklarında ve bacaklarında şarapnel vardı. Sağ akciğeri harap olmuştu. Benavidez, yaralarından kurtulmak için neredeyse bir yılını hastanelerde geçirdi.
Matthew Croucher, ve arkadaşlarının gece boyunca dört kişilik bir keşif görevi vardı. Matthew, görev sırasında bacağında bir şey hissetti. Bir el bombasını harekete geçirdiğini fark ettikten sonra kendini yere attı. Sırt üstü yatıp bacaklarını kıvırdı. Bomba patladığında Matthew'i biraz uzağa fırlattı. Burnu kanadı ve kulak zarı delindi. Yine de hayatta kaldı. Yanındaki diğer 3 adam da hayattaydı.
1987'de, 14 yaşında olan Ahad, işvereninin, ateşli silahını yere düşürmesi sonucu iş yerinde başından vuruldu. Vücudun sol tarafıyla koordine olan ve yaratıcılık, sanat gibi görevlerini yerine getiren beynin sağ yarım küresini kaybetti. Beş saatlik bir operasyonun ardından konuşmaya çalıştığında doktorlar hayretler içinde kaldı. Daha sonra hayatına devam etti. İleride farklı bir iş buldu ve evlendi.
2022 yılındayız ve Türkiye'de halen hayattayız. Bundan daha ilginç olamaz hiçbiri.