Kürtaj dünyada hala çokça tartışılan bir konu. Özellikle kürtajın yasa dışı olduğu ülkelerde, düşük sosyoekonomik statüye sahip kadınlar başka bir ülkeye gidemeyip yasa dışı yollara başvurabiliyor ve kendilerini büyük bir tehlikeye atıyorlar.
İranlı 40 yaşında bir anne hamileliğinin 14. haftasında kürtaj yaptırmak ister. Bildiğiniz üzere İran'da kürtaj yasak. Bu yüzden bu işler tabiri caizse "merdiven altında" yapılıyor.
Bir ebe ile anlaşan anneye müdahale edilir. Ancak işler ters gider ve kürtaj başarısız olur. Tahmin edeceğiniz üzere anne ağrılar içinde kalır ve korktuğundan hastaneye de gidemez.
Bu arada bebeğinin abdominal (karın) içinde hemen bağırsağının üstünde büyüdüğünden de habersizdir. Yargılanmaktan korkan annenin solgunluk ve kramp semptomları 2 hafta sonra geçse de anne 10 hafta sonra tekrar hastalanmaya başlar.
Bebek büyüdükçe bağırsağa baskı yapmış hatta delmiştir; fakat annenin bundan haberi yoktur. İki hafta daha dişini sıksa da dayanamaz ve hastaneye gider. Şikayetleri: karın ağrısı, vertigo, halsizlik ve iştahsızlıktır.
Kadın bu 2 haftada 3 kilo kaybeder, her ne kadar hayat belirtileri olağan olsa da kansızlık çeker. Hastane ekibi kadının ultrasonunda bebeği görür ve acil olarak müdahale edilmesine karar verir.
5 kişilik ekip anneyi ameliyat eder ve neyse ki hem bebek hem anne kurtulur. 800 gr. ağırlığındaki bebek yanlış yerde büyüse de hiçbir sağlık sorunu göstermez.
Küçük kız, rahmin yırtılmasına karşın amniyotik kese içinde kalmış ve yaşamayı, büyümeyi başarmıştır. Hastane yetkilileri ise olayla ilgili şu şekilde bir açıklama yaparlar:
Karın hamileliği nadir görülür ve teşhisi için yüksek oranda şüphe gerekir. Annenin önceki semptomları bu şüpheyi gösterdiği için fetüsün yeterli olgunluğa gelmesini beklemek...
Kanama durumundan ötürü hem anneyi hem de bebeği riske atmak olurdu. Bu yüzden teşhis üzerine gebeliği sonlandırmayı seçtik ve Neyse ki, ameliyat sırasında tüm plasentayı ayırmak mümkün oldu.