Koronavirüs salgınıyla mücadelede en ön safta doktorlar yer alıyor. Dün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 601 sağlık çalışanının koronavirüse yakalandığını açıkladı.
Çeşitli devlet hastanelerinde çalışan doktorlar, salgına hazırlıksız yakalanıldığını ve organizasyon eksikliği olduğunu belirtiyor. Hastane yönetimleriyse, bu iddiaları mücadeleyi olumsuz etkileyeme amacı taşıdığını söylüyor.
Yeni tip koronavirüs (kovid-19), Çin'de ortaya çıktığı 12 Aralık'tan 3 ay sonra, 11 Mart'ta Türkiye'de ilk defa görüldü. Sağlık Bakanlığı'na göre yurtdışı temaslı olan ilk vakanın ardından gelinen noktada, Türkiye'de virüse yakalanmış hasta sayısı 15 bini geçti, hayatını kaybedenlerin sayısıysa 277.
Independent Türkçe'den Gökçen Tuncer'in haberine göre, İstanbul'da çeşitli kamu hastanelerinde çalışan doktorlar, ortaya çıkan bu tablonun nedeninin organizasyon eksikliği olduğunu ifade ediyor.
Hastaneleri yakından takip eden ve konuyla ilgili bir rapor yayınlayan İstanbul Tabipler Odası, hastanelerin pandemiye büyük ölçüde hazırlıksız yakalandığını ve üç aylık sürede ciddi bir hazırlık yapılmadığını aktarıyor.
İTO'ya göre malzeme eksikliği problemin görünen yüzü, asıl problem organizasyon eksikliği.
İstanbul'da koronavirüs salgınına karşı en fazla müdahalenin gerçekleştiği ve en donanımlı hastaneler arasında yer alan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de organizasyonel sıkıntılar mevcut.
Hastanede çalışan bir doktor, hala planlı bir çalışma listesinin oluşturulmadığını ve iş yükü adaletsizliğinin yaşandığını söylüyor:
'Buraya virüsün geleceği aşikâr değil miydi? Çin’de 19 Aralık’ta çıktı. Ocağın sonuna doğru Avrupa’ya geldi. Türkiye’ye geldiğinden bu yana neredeyse üç hafta olacak. İlk geldiği gün komisyonun ve hocaların toplanıp bir çalışma listesi oluşturması gerekiyordu. Kimsenin kimseden haberi yok. Onlarca kez çalışma listesi değişti.
Mesela ben bugün tüm gün nöbetçiyim diyelim. Gece yeni bir liste yayınlanıyor. Ben nöbetim bitince mola alacağımı sanırken, kendimi sabah poliklinikte buluyorum. Bu şekilde 48 saat hastanede duran çok doktor oldu. Normalde bunu yapmamaya çalışıyorlar ama mecbur kalınan durumlar oluyor. '
Hekimler, Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin olayı yönetemediğini ve defalarca randevu almalarına rağmen Başhekimlikle görüşemediklerini belirtiyor.
Başhekimlik yönetimi ise bu iddiaları karşı çıkarak doktorlarla görüşüldüğünü, bu açıklamaların 'sahayı negatif etkileme' amacı taşıdığını ve düzenli bir çalışma sisteminin olduğunu söylüyor.
Doktorların şikayetçi olduğu diğer bir konu ise, hem koronavirüs hastalarına hem de diğer polikliniklerdeki hastalara aynı anda bakmaları. Bir doktor, konuyla ilgili 'Dışarıdaki biri virüsü bir yerden kapıyor. Ancak biz sürekli her türlü hastayla birlikteyiz. Virüse ne kadar çok temas edersek diğer hastalara bulaştırma ihtimali, bizim hastalanma olasılığımız ve hastalandıktan sonraki sürecin ağırlığı artıyor' dedi.
İstanbul'da görev yapan diğer bir doktor ise, 'Bir koronavirüs hastasına bakan doktor, oradan çıkıp başka bir poliklinikte yatan başka bir hastayla çalışabiliyor. Bu, daha çok temas ve daha çok bulaşma riskini artırıyor. Bundan iki hafta sonra belki de bizim yarımız hasta olmuş olacak' ifadelerini kullandı.
Hastanelerde diğer bir sorun ise nöbet yükünün eşit olarak dağıtılmaması ve bazı doktorların nöbete gelmemesi.
Bir doktor, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
'Mesela her katta 100 hasta var. Her kata üç tane nöbetçi veriliyor. Ki bu bile çok az bir sayı. Aynı anda üç hasta kötüleşirse diğer 97 nasıl bakacağız? Bir doktorun nöbete gelmemesini yalnızca birkaç kez tolere edebiliriz. Sonrasında biz de tükeneceğiz.
Kadın doğum pediyatri gibi bölümler hâlâ çok aktif çalışıyor. Onlar da nöbetçi gönderemiyorlar. Nöbet listesindeki üç kişiden biri kadın doğumda görevli, diğeri gelmediyse, ben 100 hastaya tek başıma bakıyorum. '
Her şeyin sonradan geldiği ülkemiz ilk kez bu konuda şanslıydı. Corona bağıra çağıra geldi. Önlem alın diyenleri hain ilan ettiler. Bir protein ve genetik zırvalığına günlerce inandılar. Sonuç daha kötünün başlangıcındayız.
Türkiye'nin gündemini beyin göçü meşgul ederken "Defolsun gitsinler!" diyen meczup tayfaya "Zamanı geldiğinde sana bakacak doktor bile olmayacak" diyeli bir sene oldu.
bu savaş başka bir savaş, öyle eli şırınga tutan herkes cepheye diyemiyorsun. bir canlıyı öldürmek çok kolay yaşatmak ise en zor olanı, umarım bu olaydan sonra doktorlarımıza ve bilime verilmesi gereken önem verilir