Nefes kesici ezeli rekabetleri konu edinen 13 sağlam filmi sizler için listeledik.
Nefes kesici ezeli rekabetleri konu edinen 13 sağlam filmi sizler için listeledik.
Logan'dan hatırladığımız James Mangold'un yönettiği, Matt Damon ile Christian Bale'i buluşturan 'Ford v Ferrari', 60'lı yıllarda Ferrari'yi yenebilecek bir yarış arabası tasarlaması için Ford tarafından görevlendirilen mühendis Carroll Shelby ile sürücü Ken Miles'ın hikayesini anlatıyordu. İki büyük şirketin arasındaki gerçek çekişmeye odaklanan film, bu seneki Oscar töreninde En İyi Kurgu ve Ses Tasarımı dallarında iki heykelciğin sahibi oldu.
Sinema tarihinin en ünlü boks filmlerinden olan 'Rocky'de, Muhammed Ali benzeri ünlü bir boksör olan Apollo Creed'in karşısına çıkan amatör boksör Rocky Balboa'nın heyecan verici hikayesi anlatılıyordu. Seri, çok sayıdaki devam filmi ve Creed'in oğlunu anlatan 'spin-off' filmlerde de çeşitli kıyasıya rekabetleri anlatmaya devam etti. Rocky'nin serinin dördüncü filminde karşılaştığı Rus boksör Ivan Drago ile girdiği, Soğuk Savaş ortamını sembolize eden rekabet de ayrıca dikkate değerdi.
Listemizin en eski filmi, Paul Newman'ı ilk başrollerinden birinde izlediğimiz 'The Hustler'. Film genç bir bilardocu olan 'Hızlı Eddie' Nelson'ın kendi alanında efsaneleşmiş bir diğer bilardocu Minnesota Fats'i alt etmek için verdiği mücadeleyi konu edinmişti. Filmin 25 yıl sonra çekilmiş, bir başka nefes kesici bilardo rekabetini işleyen, Martin Scorsese imzalı devam filmi 'The Color of Money'i de anmadan geçmeyelim.
Yönetmen Adam McKay'in (Vice, The Big Short, Anchorman) imzasını taşıyan Talladega Nights, NASCAR yarışlarının yenilmez şampiyonu Ricky Bobby'nin tahtını ciddi anlamda tehdit eden Fransız rakibi Jean Girard ile girdiği mücadeleye odaklanıyordu. Başrollerdeki Will Ferrell, Sacha Baron Cohen ve John C. Reilly gibi isimlerin performanslarıyla yükselen film, rekabet konusunu esprili şekilde işleyen bir komedi filmi izlemek isteyenlere birebir.
Christopher Nolan'ın 2006 tarihli filmi, 19. yüzyıl Londra'sında birbirlerini alt etmek uğruna akla hayale gelmeyecek şeyler yapan iki sihirbazın hikayesini anlatıyordu. Rakibini yenmek için her şeyi yapabilecek kadar hırslı bu iki adamın mücadelesi, üst düzey oyunculuk performanslarının da yardımıyla izleyiciye zevkli ve heyecan verici bir seyirlik sunuyordu. Hala izlememiş olanlara şiddetle tavsiye ederiz.
Ünlü yönetmen Ridley Scott'ın ilk uzun metrajlı filmi, 1800'lerin başlarında Fransa'da iki teğmenin yaşadığı anlaşmazlık sonucunda girdiği bir düzine düelloyu konu ediniyordu. Onlarca seneye yayılan bu ezeli rekabet, Napolyon döneminin gazetelerinden birinde yer verilmiş gerçek bir haber metninden sinemaya uyarlanmıştı.
Meryl Streep, Bruce Willis ve Goldie Hawn'ı buluşturan bu fantastik komedi filminde iki kadının Willis'in canlandırdığı doktor üzerinden yaşadığı rekabet anlatılıyordu. Oldukça kişiselleşen bu rekabet, taraflardan birinin ölümsüzlüğün sırrını keşfetmesi ile oldukça renkli bir hal alıyordu.
Doksanlı yılların klasik spor filmlerinden 'White Men Can't Jump', Wesley Snipes ile Woody Harrelson'ın canlandırdığı iki amatör basketbolcunun rekabetine odaklanıyordu.
Milos Forman'ın sekiz dalda Oscar ödüllü başyapıtı 'Amadeus' , aynı adı taşıyan tiyatro oyunundan beyaz perdeye uyarlanmıştı. Usta müzisyen Salieri'nin, genç ve şımarık bir dahi olan Mozart ile karşılaşması ve aralarında gelişen rekabete odaklanan filmde iki tarafın da motivasyonunu anlamak; bazen Salieri'ye, bazen Mozart'a hak vermek mümkündü. Oscar ödüllerinde hem Mozart'ı canlandıran Tom Hulce'un hem de Salieri rolündeki F. Murray Abraham'ın 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında aday olduğunu, ironik bir şekilde bu ödülü Salieri'nin kazandığını da ekleyelim.
Güçlü kadrosuyla dikkat çeken bu komedi filmi, gelin Lillian'ın baş nedimesi Annie ile diğer nedimelerden biri olan Helen'ın kıskançlık soslu çekişmesini konu ediniyordu. İkili, çekişmelerinin büyük talihsizliklere yol açtığını fark edince farklılıklarını bir kenara bırakmak ve birlikte hareket etmek zorunda kalıyordu. Filmin Kristen Wiig imzalı senaryosunun Oscar adayı olduğunu da ekleyelim.
Michael Mann'in 1995 tarihli başyapıtında, Al Pacino ile Robert De Niro'yu kedi fare benzeri bir kovalamacaya giren bir dedektif ile gangster rollerinde izliyorduk. Hem başarısız bir banka soygununun sonucunda polisin ağına düşen Neil McCauley rolündeki De Niro'yu, hem de ani öfke patlamaları yaşayan dedektif Vincent Hanna rolündeki Pacino'yu bu filmde kendi formlarının zirvesinde izlemiştik.
Ron Howard'ın 2013 tarihli filmi gerçek bir hikayeden, Formula 1 yarışçıları Niki Lauda ile James Hunt'ın uzun soluklu rekabetinden sinemaya uyarlanmıştı. Dünya şampiyonluğu unvanı için her şeyi yapabilecek iki yarışçının, en ufak bir hatanın ölümcül sonuçlar doğurabileceği Formula 1 dünyasında başlarından geçenler hakikaten nefes kesiciydi.
Tom Cruise ile Nicole Kidman'ı başrollerinde izlediğimiz bu heyecan verici aksiyon filmi, Cruise'un canlandırdığı NASCAR yarışçısı ile yerine getirilen tecrübesiz yarışçı Russ'ın çatışmasını anlatıyordu. Filmin bazı sahneleri gerçek NASCAR yarışları esnasında, gerçek sürücü ve arabalar kullanılarak çekilmişti.Cruise ile Kidman'ın 11 yıl süren evliliklerinin temellerinin bu filmle atıldığını da belirtmeden geçmeyelim.