Mors Alfabesi ve Telgrafın İcadının Aşk, Keder ve Ölümle Sarılı Bu Hikayesini Mutlaka Okumalısınız!

Mors alfabesi ve telgrafın mucidi Samuel Morse’un hayal kırıklıkları ve üzüntülerle dolu hayatı, onu ilerde dünya için çok faydalı işler yapan biri haline getirmişti. Paramparça bir kalbin dünyaya ne gibi bir faydası olabilir ki diye düşünüyor olabilirsiniz, bunun cevabını öğrenmek için içeriğimize göz atmanız gerekiyor.

Kaynak: 1, 2, 3

Samuel Morse, hayatını resim yaparak kazanıyordu ve 1825 yılının şubat ayında yolu iş için Washington D.C.'ye düşmüştü. O zamanlar 34 yaşında olan Morse, sanatını imrenerek takip ettiği isimlerden yaşça büyüktü ve onlar gibi bir başyapıt icra edebilmiş de değildi.

Bu yüzden çok daha az para kazanıyor ve ülkenin farklı yerlerine seyahat ederek iş kovalıyordu. Bir süre sonra önüne güzel bir fırsat da çıktı, bir kahraman olarak anılan Markiz de La Fayette'in resmini çizecek ve karşılığında kendisine bin dolar verilecekti. Uzunca bir süredir böyle iyi bir ücret almamış olan Morse, sevinçle bu işin üzerine atladı haliyle…

Morse’un karısı Lucretia, ona bir mektup yazarak bu teklifin onlar için çok güzel bir gelişme olduğunu söylemişti. Morse da bu umuda tutunmuş ve elinden geleni yapmaya karar vermişti.

Lucretia, o sırada üçüncü çocuklarına hamileydi ve maddi durumlarını düzeltecek bu işle birlikte kocasıyla daha çok vakit geçirebileceğini umuyordu. Ancak işler ikisinin de umduğu gibi gitmedi. Morse, resimle uğraştığı sıralarda Lucretia'ya bir mektup daha yazmış ve ondan uzun bir süredir haber alamadığını ve onu merak ettiğini söylemişti. Morse'un beklediği cevap gelmedi, çünkü o mektubu yazdığında Lucretia çoktan hayatını kaybetmişti.

Lucretia, doğumdan birkaç gün sonra kalp krizi geçirip ölmüş, Morse ise karısının öldüğünü babasından gelen bir mektupla öğrenmişti.

Haberi alır almaz yola koyulan Morse’u bir yıkım daha bekliyordu, karısı çoktan gömülmüştü. Çok sevdiği eşine son bir veda bile edemeden onu sonsuzluğa uğurlamak Morse için çok acı olmalı. Yine de hayat bir şekilde devam etmekteydi, nitekim Morse da kaybının üstesinden gelebilmek için kendine yeni uğraşlar bulmaya çabalıyordu.

Karısını kaybetmesinden yedi yıl sonra Avrupa’ya giden Morse, gemi yolculuğu sırasında elektromanyetizma ile ilgili bir sohbete dahil oldu.

Teller aracılığıyla kolay ve hızlı bir şekilde iletişim kurulabileceği fikri oldukça cezbediciydi. Sonuçta kendisi de geç gelen bir haberin acısını çekmemiş miydi? Morse bu fikri aklının bir köşesine yazdı ve bunun bir hayal olup olmayacağını görmek için New York Üniversitesi'nde elektrikle ilgili dersler almaya başladı. Bir yandan da gizlice mesaj göndermenin yolunu bulmak için uğraşıyordu.

Morse doğmadan önce bile bu yöntemi deneyenler ve elektrik telleriyle mesaj ulaştırmaya çalışanlar olmuştu.

Ayrıca hali hazırda icat edilmiş olan basit bir telgraf da mevcuttu ama çok fazla tel ve karmaşık sinyaller mesajın uzak bir yere iletilmesine mani oluyordu. Operatörler çoğu zaman mesajı okuyabilmek için teleskop kullanıyorlardı. Morse bu durumu tersine çevirmeye niyetliydi, ancak telgrafı geliştirmek için kongreye sunduğu plan geri çevrildi.

Aradan dört yıl daha geçmiş ama Morse amacından vazgeçmemişti. Bu kez kongre binasındaki odalar arasında bir sistem kurarak nasıl iletişim kurulacağını üyelere gösterdi.

Morse’un bu girişimi sonunda başarıya ulaştı ve icadı için 30 bin dolar destek aldı. Karısını kaybetmesinin acısı ve son anlarında yanında bile olamamanın çaresizliği Morse'u dünyayı değiştirecek bir icadın mucidi olmaya yönlendirmişti.

Bir kalp kırıklığının insanlık tarihini böylesine etkileyebileceğini düşünür müydünüz?

Yeni hikâyelerde görüşmek dileğiyle...

Popüler İçerikler

Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"