Modern Toplumun Hastalığı Olan Stresle İlgili Bu Hikâyeyi Mutlaka Okumalısınız!

Modern toplumun hastalığı olarak kabul edilen stres günlük yaşantımızın bir parçası haline geldi. Maalesef günümüzde çoğu insan farkında olmasa bile yoğun stres altında. Yahudi bir din adamı olan Abraham J. Twerski'nin, stres ve stresi nasıl görmemiz gerektiğiyle ilgili bu hikayesini mutlaka okumalısınız.

Narin ve yumuşak bir hayvan olan ıstakoz, sert ve genişlemeyen bir kabuğun içinde yaşıyor.

Tabii ıstakoz büyüdükçe bu sert kabuk da onu sıkıştırmaya başlıyor.

Bu sert kabuk, ıstakozun kendini fazlasıyla baskı altında ve rahatsız hissetmesine neden oluyor.

Istakoz kendini avcı balıklardan korumak için bir kaya oluşumunun altına gizleniyor.

Gizlendiği kayanın altında kabuğunu çıkarıp atan ıstakoz, kendine yeni bir kabuk üretmeye başlıyor.

Istakoz bir süreliğine kabuğun baskısından kurtulsa da, zamanla büyüdükçe bu kabuk da ıstakozu sıkmaya başlıyor.

Tekrar kayanın altına giden ıstakoz, bu kez kendine daha büyük bir kabuk üretiyor.

Bu döngüyü devam ettiren ıstakoz, birçok kere kendine kabuk üreterek büyümeye devam ediyor.

Abraham J. Twerski, 'ıstakozun büyümesine imkan sağlayan tetikleyicinin onun rahatsızlık duyması' olduğunu söylüyor.

"Eğer ıstakozların doktorları olsaydı hiçbir zaman büyüyemezlerdi. Çünkü ıstakoz rahatsız hisseder hissetmez doktora giderdi ve doktor ona antidepresan verirdi, ıstakoz iyi hissederdi. Ancak kabuğunu hiçbir zaman çıkarıp atamazdı."

Ayrıca "Stresli zamanların büyümenin bir işareti olan zamanlar olduğunu" da vurguluyor Abraham J. Twerski.

Istakoz hikâyesi, zorlukları uygun şekilde kullanırsak, zorluklar aracılığıyla büyüyebileceğimizin çok güzel bir örneği gerçekten 😍

Popüler İçerikler

Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
24.01.2021

Istakozların İsviçre'deki banka hesaplarında birkaç milyar doları olsaydı, kendileriyle beraber büyüyen özel üretim kabuklar yaptırabilirlerdi. Diyeceğim o ki, çekilen sıkıntıları kutsayan bu tür spiritüalizm temelli yazıların günümüzde geçerliliği kalmadı artık. Süslü cümleler ile kurulan sabır telkinli vaazlar devrini kapattı. Haftanın altı günü sadece azami ihtiyaçların altındaki şeyleri karşılamak için bile yıllarca çalışıp en büyük hayalin sabah uykusunu almak olan gerçek dünyaya hoş geldiniz.

Hani ıstakozların sinir sistemi yoktu acı hissetmezlerdi. Kabuk değiştirmeye gelince acı var canlı canlı pişmeye gelince acı yok mu?

24.01.2021

Aga parası olmayan bizlerin sık sık strese girmesini anlarım (öyle kabuk mabuk geçicen) çünkü yaşantımız gerçekten zor da çuvalla parası olup strese giren salağı anlamam.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ