Modern Sanatın Asıl Mimarlarından Olan Ünlü Fransız Ressam Gustave Moreau Kimdir?

Fransız sanatçı Gustave Moreau'nun eserleri daha çok mitoloji ve din ile ilgili temaları içerir. Jüpiter ve Semele, Gustave Moreau'nun en önemli eserlerinden biridir. Peki Moreau neden modern sanatı icat eden kişi olarak gösteriliyor? Eseleri ile hangi ünlü isimleri etkilemiş? Hepsini içeriğimizde bulabilirsiniz.

Bu gördüğünüz 'Jüpiter ve Semele', 1895 yılında Fransız ressam Gustave Moreau tarafından yapılmış olan en önemli eserlerden biri.

Şimdi baktığınızda belki size 'modern' görünmeyebilir ama Moreau'nun bu eseri, Picasso'dan Matisse'e ve Dalí'ye kadar bütün sanatçıları etkisi altına almayı başaran bir eser.

Şimdi detaylıca, Gustave Moreau'nun modern sanatı nasıl icat ettiğine bakalım isterseniz...

Sürrealizmden Kübizme ve Soyut Sanata modern sanat ilk olarak nasıl ve neden ortaya çıktı merak ediyor musunuz?

Elbette bunun tek bir sebebi yok.

Teknolojinin (özellikle fotoğraf sanatının) gelişmesi modern sanatı başlatan etkilerden sadece biri...

Birinci Dünya Savaşı'nın etkileri ya da sosyo-kültürel değişimlerin etkisini de yok sayamayız...

Tüm bunların ötesinde, bir kişinin, günümüzde modern sanat dediğimiz şey üzerinde muazzam bir etkisi olmuştur. O isim de tahmin edeceğiniz üzere Gustave Moreau idi.

Théodore Chassériau ve Eugène Delacroix gibi romantik sanatçılardan etkilenen Gustave Moreau (1826-1898), modern sanatın doğuşunda en etkili isimlerden biri.

Moreau, Delacroix ve Chassériau'nun kaldığı yerden devam etti ve bilim ve rasyonaliteye karşı romantik tepkilerini sonuna kadar sürdürdü.

Moreau duyguları, rüyaları, mitolojiyi ve mistisizmi kucakladı.

Tarz açısından da Moreau çok sıra dışıydı.

Bouguereau gibi neoklasik tarzı ya da Courbet gibi natüralizmi benimsemedi.

Bunların yerine Moreau tamamen kendine ait bir stil yarattı.

Klasik, İncil ve tarihsel temalara olan ilgisini sürdürdü ve genel olarak "gerçekçi" bir şekilde resim yapmaya devam etti.

Ancak Moreau için önemli olan duygu ve maneviyattı.

Tarihten, İncil'den veya Greko-Romen mitolojisinden tanıdık sahneler çizerken bunu daha önce hiç resmedilmemiş şekillerde yaptı.

Zengin renklerin, rüya gibi ortamın ve mistik atmosferin İncil'den tamamen farklı olduğu 1876 yapımı Bebek Musa gibi.

Moreau bu şekilde Sembolizm'in habercisi oldu.

Sembolizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'yı kasıp kavuran (resim, müzik ve edebiyatta) sanatsal bir hareketti.

'Resmi' bir Sembolistler grubu vardı, ancak bu geniş, kıtasal bir hareketti.

Sembolizm akımında gördüğümüz her şey başka bir şeyin simgesi, bir duygu ya da fikrin imasıdır.

Sembolizm, belirli bir tarzdan çok bir zihniyet tarafından tanımlanır.

Moreau, Sembolizm'den önce geldi, ancak onun için Sembolist ressam demek belki çok da yanlış olmayacaktır.

Çünkü Sembolistler gibi o da fotoğrafa, teknolojiye, sanayileşmeye, bilime ve sanatçının değişen rolüne, anlaşılması zor, son derece kişisel sanatlar yaratarak yanıt veriyor gibiydi.

Moreau'nun tarzı daha önce görülmemiş, tamamen yeni bir şeydi.

Muhteşem renklerin ve belirsiz sembolizmin gizemli bir görsel zevk yarattığı son resimlerinden biri olan Galatea'yı buna örnek verebiliriz.

Moreau'nun sanatına yozlaşmış denilmesinin nedenini de aslında kolayca görebiliriz.

Bu resimde her şeyin fazlaca parladığını görüyoruz. İnsanlar Moreau'nun neden böyle yaptığına anlam veremiyor.

Moreau'nun resimlerini anlamak zordur ve bunu da aslında kasıtlı olarak böyle yaptığını söyleyebiliriz.

Burada, boyayla ifade edilen şey saf, efsanevi bir 'duygu' dur.

Moreau'ya göre renk, doku ve desen, neyi tasvir etmek için kullanıyor olursa olsun, kendi adlarına konuşmak için yeterli güce sahipti.

Böyle bir inanç, elbette, daha sonra yalnızca renk, desen ve dokuya başvuran birçok modern sanatçı için çok önemli olmuştur.

Moreau bir keresinde sanat felsefesini şöyle açıklamıştı: "Ne dokunduğuma ne de gördüğüme inanırım. Ben asıl görmediklerime ve hissettiklerime inanırım."

Sembolizmin kalbi budur; gördüğümüz şey, başka bir şeyin rüya benzeri bir yorumudur.

Moreau için neden modern sanatın habercisi dendiğini artık daha iyi anlayabiliriz. Moreau'nun çalışmaları ustaca soyuttur ve anlaşılması da oldukça zordur.

1878 tarihli Deianira eserinde aslında gördüğümüz Deianira değil, burada mitoloji bir maskedir.

Moreau için bu zengin renkler, aşılmaz bir ruhsal duyguya bir göndermeydi.

Moreau, halk ve eleştirmenler nezdinde büyük ölçüde başarılı oldu ve hatta Paris sanat salonlarında birçok ödül kazandı.

Ancak 1849'da Akademi'den ayrılmış. Yıllar geçtikçe de 'tuhaf' olarak anılmaya başlamıştır.

1891'de yaşlı Moreau, Paris'teki École des Beaux-Arts'a profesör olarak atandı.

Böylece akademinin en popüler öğretmenlerinden biri olduğunu da kanıtlamış oldu.

Peki Moreau'nun öğrencileri arasında kimler vardı?

Öğrencilerinden en ünlüsü, tüm modern sanatın en önemli ve etkili figürlerinden biri olmaya devam edecek olan Henri Matisse idi.

Bu öğrenciler Moreau'ya resimlerinden çok sanata yaklaşımı ve öğretim yöntemleri nedeniyle adeta tapıyorlardı.

Görünüşleri sizi aldatmasın. Moreau'nun sanatı ile Henri Matisse'in ünlü 'Salyangoz'u arasında sandığımızdan çok daha fazla ortak nokta var.

Matisse'nin yukarıda sağda gördüğünüz kesilip yapıştırılmış kağıt üzerine guaj çalışılarak yapılmış olan 'Salyangoz' adlı eserine baktığınızda belki de Moreau'nun sanatı ile bağdaştıramıyorsunuz...

Ancak, Moreau'nun açık fikirliliği, özgünlüğü, soyutlama, duygu, renk ve deney sevgisinin, vahşi bir yaratıcılık ortamını beslediği çok açık.

Moreau ile modern sanat arasındaki bağlantı, 1898'deki ölümünden sonra daha da netleşti.

Moreau çok üretken bir sanatçıydı, 15.000 kadar eser üretti (büyük resimlerinden basit eskizlerine kadar) ve vasiyetinde hepsini (eviyle birlikte) halkına miras bıraktı.

Kişisel koleksiyonunda daha önce görülmemiş yüzlerce eskiz ve resim vardı, bunların çoğu neredeyse tamamen soyut renk ve şekil deneyleriydi.

Görünüşe göre Moreau kendi iç yolculuğunu özel olarak tamamlamıştı. Sembolizmin mantıksal sonucu buydu.

Sürrealist hareketin resmi kurucusu André Breton'ın söylemine göre Moreau, Sürrealizmi de doğrudan etkiledi.

Nedenini görmek de son derece kolay aslında.

Moreau'nun çalışmalarını tanımlayan imaların tuhaf, rüya gibi dünyasının Dalí ve arkadaşlarıyla pek çok ortak yanı var.

Moreau'nun öğrencilerinden biri bir keresinde şunu söylemişti: "İsyan ateşi yakıldı: Tüm asiler Gustave Moreau'nun kalkanı altında toplandı."

Ve bu aslında çok da doğruydu...

Oklarla Vurulmuş Olmasına Rağmen Sakinliğini Koruyabilen Bu Adam Kim?
Hepsi İleri Görüşlü Bir Adam Sayesinde: Küllerinden Doğan Barselona'nın İlginç Hikayesi
Hümanist Bir Bilgin ve İlahiyatçı: Desiderius Erasmus'un Hayatına Dair Bilinmeyenler

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı