Son dönemlerde meydana gelen değişimle birlikte modern kafelere ev sahipliği yapan, eski apartman yerleşimlerinin hala ayakta olduğu ve binaların duvarlarını mural denilen duvar resimlerinin süslediği Yeldeğirmeni, henüz keşfetmemiş olanları bekliyor.
Yeldeğirmeni, Haydarpaşa Gar’ından başlayarak Söğütlüçeşme metrobüs durağına kadar uzanan Rasimpaşa Mahallesi’nin içinde kalıyor.
Semte adını veren yel değirmenleri ise günümüzde semt içerisinde mevcut bulunmuyor.
Yeldeğirmeni semtini gezmeye Kadıköy rıhtımdan başlayabilirsiniz. Beşiktaş vapur iskelesinde indiğinizde sol tarafa doğru yürüyüp otobüs duraklarını geçtiğinizde karşınıza çıkan; Eminönü- Karaköy vapur iskelesinde indiğinizde ise tam karşınızda yer alan ışıklardan karşıya geçmelisiniz. Karşıya geçtikten sonra Reşit Efendi Sokağı’na saptığınızda Treze’nin yaptığı mural sizi karşılayacak.
Misak-ı Milli Sokağı’nı takip edip ilk sağa döndüğünüzde ise Bambino’nun “Pixel Pancho” isimli muralını göreceksiniz.
Reşit Efendi Sokağı’nı takip ettiğinizde The Writer Material Crew adlı mural karşınıza gelecek. Muralı gördükten sonra geriye dönüp Nakil Sokak’ta yürüdüğünüzde Fintan Magee tarafından yapılan muralı göreceksiniz.
Binaları süsleyen muralları gezip fotoğrafladıktan sonra Talimhane Sokağı'nın sonundan geriye dönerek Misak-ı Milli Sokağı'na saparak sağa doğru çıktığınızda Yeldeğirmeni tabelalarını göreceksiniz.
Recaizade Sokağı’nı bitirdikten sonra Yeldeğirmeni’nin en önemli yeri olan Karakolhane Caddesi’ne çıkacaksınız. Cadde boyunca şirin ve modern pek çok kafe ve dükkân göreceksiniz. Ayrıca sokak üzerinde tarihi binalara da denk geleceksiniz. Karşınıza çıkan ilk binalardan biri günümüzde adı “Tevfik Tura Apartmanı” olan bir Ermeni apartmanı olan “Demirciyan”.
Günümüzde kilise, konser ve film gösterimi gibi pek çok etkinliğin yapıldığı Yeldeğirmeni Sanat Merkezi olarak; ortaokul ise Kemal Atatürk Anadolu Lisesi olarak kullanılıyor.
Sağ tarafınızda bir Yahudi apartmanı olan Ankara Apartmanı’nı göreceksiniz.
Muralı fotoğrafladıktan sonra Macit Erbulak Sokağı’nı takip ederek 1970 yılından beri açık olan çeşitli un ve hamur işlerinin satıldığı Tarihi Yeldeğirmeni Simit Fırını’ndan yanınıza aperatif yiyecekler alabilirsiniz.
Muralların fotoğrafını çektikten sonra geriye yürüdüğünüzde 1835’de mescit olarak inşa edilen ve 1905’te camiye dönüştürülen Rasimpaşa Camisi karşınıza çıkacak.
Buradan geriye yürüyüp Uzun Hafız Sokağı’nın bitiminde yer alan köprüyü geçerek tarihi, birbirinden renkli çiçeklerin bulunduğu Yeldeğirmeni evlerinin yan yana dizildiği Ayrılık Çeşme sokağında ağaçların altında yürüyüş yapabilirsiniz.
Buradan sonra yürüyerek Haydarpaşa Garı’na veya rıhtıma geri dönebilirsiniz.
Ulaş'tan güzel bir içerik daha. İki yıl kadar oturduğum mahalle izzettin sokak furyasına bende katılmıştım. Deniz manzaralı yokuşları, fırınları, eski yapıları, ikinci el dükkanları, sanat atölyeleri, havra isimli geçiti, binaların avlu gibi tasarlanmış arka bahçeleriyle huzurlu güzel semttir. Sabahları martıların sesi uyanmanıza sebep olabilir. 4.murat döneminde sarayın unları burada öğütülürmüş. Kiraların ucuz olmasından öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı mahallede şuan pek öğrenci kaldığını sanmıyorum. O dönem cafe açıp kapatma deneyimi yaşayanlar bugün şanslarını yad ediyordur. En son bir çok eski bina da yıkılıp yenileri yapılıyordu. Yel değirmeni dayanışmasının yaptığı güzel işler dışında açtığı don kişot sosyal merkezi de buradadır. Kadıköy'ün yeni Moda'sı olmaya doğru gitmekte ama dokusunun bozulmayacağı önlemleri alıyorlardır herhalde. Bir dönem kadıköy iskeleye yakın en ucuz semt olmasına da burun kıvıran oyuncu arkadaşlar fotoğraf çekmeye ev tutmaya başlamışlar bile.
Şu an haberini yaptığınız için cok üzgünüm. İnstagram kitlesi akın edecek
Gerçekten kaliteli bir paylaşım tebrikler Ulaş bey