Modası Hiç Geçmeyen Kot Pantolonun İşçi Sınıfından Hollywood Starlarına Yükselişinin İlginç Hikayesi

Şimdi size ilk kot pantolonların aslında maden işçileri için üretildiğini söylesek. Peki bizim bu pantolona kot deme sebebimizin aslında Türkiye'deki ilk üreticisi olan 'Muhteşem Kot' isimli beyefendinin soyadından gelmesi desek. Kot pantolona dair şaşırtıcı bilgilerin hepsi bu içerikte...

Modanın yıkamadığı belki de tek şey, kot pantolonlar. İster bol giydik, ister dar. Bazen çok spor ve şirin, bazen de seksi ve kışkırtıcı bir kombini tamamladık onunla.

Şimdi hiçbirimizin vazgeçemediği ve markaların dünyaca ünlü mankenleri ile boy gösteren bu pantolonlar aslında ilk olarak maden işçileri için çadır bezinden üretildi. Evet yanlış duymadınız!

Takvim yaprakları 1800'lü yılları gösterirken tüm dünyayı saran Sanayi Devrimi yaşanıyordu. Gittikçe büyüyen fabrikalar için daha çok işçi gerekiyordu yani daha çok iş gücü...

Tabii ki işçilerin çalışma saatleri de giderek artıyor ve bu uzun çalışma saatleri için dayanıklı kıyafet ihtiyacı artıyordu. Özellikle de maden ve petrol işçileri için...

1850'lerde ise çadır bezi üreticisi olan Alman Levi Strauss, Bavyera'dan San Francisco'ya taşınarak bir toptancı mağazası açtı. Bu isim size ünlü Levi's markasını çağrıştırdı mı? Evet ta kendisi!

İşçilerin hemen yırtılan kıyafetlerini gözlemleyen Levi Strauss, çadır bezinden pantolonlar dikerek bir çözüm üretti. İlk ürettikleri çok rahat ve kullanışlı olmasa da inanılmaz dayanıklıydı.

1872 yılında Levi Strauss'un da müşterisi olan Nevadalı terzi Jacob Davis’ten bir mektup geldi. Pantolonun cep köşeleri ve düğme noktalarına metal bir perçin yerleştirdiğini, bu sayede işçi pantolonlarının daha sağlam olduğunu belirtiyordu.

Davis, Levi Strauss’un düzenli müşterilerinden biriydi ve ondan kumaş satın alıyordu. Mektupta Jacos Davis, kendi diktiği yeni bir pantolon türünden bahsediyordu.

Sonra bu muhteşem ikili Denim'i kullanmaya başladılar. Denim, bir kumaş boyasıdır. Kumaş üzerindeki küçük lekecikleri gizlemek için kullanılan çivit mavisi bir boya. Bu sayede pantolonlar daha kullanışlı, şık ve bir o kadar da dayanıklı duruma geldi.

Şimdi biz sürekli kot diyoruz ama sizin ağzınız denim'e ya da blucin'e alışmış olabilir. Denim, ismini Fransa’nın "Serge de Nimes" bölgesinden alıyor. Bu isim Amerikalıların ağzında 'denim' haline gelmiş.

Bu bölgeye özgü çivit mavisi özel dokuma pamuklu kumaşlar 19. yüzyılda Cenovalı gemicilere pantolon yapımında kullanılıyor.

Kot pantolonun İngilizce karşılığı olan ‘jeans’ kelimesinin de Cenova’nın Fransızca adı ‘Gênes’ten kaynaklandığı sanılıyor. Peki neden sadece biz Türkler 'kot' diyoruz? Ona birazdan geleceğiz.

Levi Strauss ve Jacob Davis muhteşem ikilisi, benzersiz tasarımlarının patentini birlikte almak istedi. Ve 20 Mayıs 1873’de patent alındı. Bu tarih bugün bildiğimiz lacivert kot pantolonun doğum günüdür…

Erkeklerin iş pantolonunu ekleme noktalarını perçinle tutturarak daha sağlam kılan bu tasarımın patenti 1873’te Jacob Davis ve Levi Strauss A.Ş’ye veriliyor. Böylece iş kıyafeti alanında yeni bir giysi ve ilk kot pantolon ortaya çıkıyor.

Levi’s marka kot pantolonların 1886’da oluşturulan marka etiketinde resmedilen iki at arasında çekilen pantolon dayanıklılığın simgesi olarak kullanıldı. Taklitlerinden ayırmak içinse 1936’da da cep üstündeki kırmızı şerit eklendi.

XX modeldeki ‘501’ rakamı ise 1890’da üretilen pantolonun parti numarasını temsil ediyordu. 1901’deki modele iki arka cep, 1922’dekine ise kemer köprüleri eklenmişti.

Böylece Amerika blucin ile tanışmış oldu. Özellikle Hollywood’da kovboy filmlerine ilginin artması 1930’larda kot pantolonun temel giysiler arasına girmesine neden oldu.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra blucin, fabrikalardan sokağa yayıldı. Öyle ki o zaman asi gençler olarak tanımlanan kesimin blucin giymeyi tercih etmesiyle birlikte restoran, tiyatro gibi dönemin elit yerleri blucin giyenleri kapıdan geri çevirmeye başladı.

1950’lere geldiğimizde ise James Dean, Marlon Brando, Elvis Presley gibi ünlü yıldızların blucin giymesiyle bu trend tüm dünyaya yayıldı. Artık blucinin yükselişini kimse durduramazdı!

Özellikle o dönemin ünlü isimleri Marlon Brando, Marilyn Monroe, Elvis Presley, James Dean’in blucinleriyle verdiği pozların bu yayılımda ve ürünün popülaritesini artırmada etkisi büyük.

İlk başta emekçi kesimin simgesi olan, sonra asi gençlikle özdeşleştirilen blucinleri artık hippilerden anarşistlere, işçilerden zenginlere kadar herkes giymeye başladı.

Gelelim Türkiye'ye! Amerikalıların blucin, Fransızların denim dediği bu pantolonlara biz neden kot diyoruz? Bunun sebebi "Muhteşem Kot" isimli bir girişimci beyefendi.

Evet. Kendilerinin adı Muhteşem soyadı ise Kot :)

3 yaşındayken Yugoslavya'dan Edremit'e yerleşen, terzi çıraklığı yapan Muhteşem Kot; kendini geliştirmek için dönemin en iyi terzilik okullarından biri sayılan La Deveze Derrox'ta eğitim gördü.

40’lı yılların sonunda Fransa’dayken işçi ve köylüye giydirecek ucuz ve dayanıklı malzeme arayışına giren Muhteşem Kot’un dikkatini blucin çekti. Sağlamlığına ve dikim tarzına hayran kaldı. Türkiye'ye döndüğünde de aynısını üretmeyi başardı.

1960’lara geldiğimizde atölyesinde günde 200 adet kot üretimi seviyesine ulaştı. Blucin pantolonlar işçi ve köylü kesim arasında oldukça popüler oldu ve KOT adında markalaştı.

Ancak Özal döneminde serbest piyasa ekonomisiyle kapılar açıldı ve yabancı markaların yerli piyasaya girmesiyle o günlere kadar 1. sırada olan Kot marka blucin artık 2. sınıf oldu. Böylece satışları düşen firma 1992 yılında üretimi durdurdu.

Bir de blucin ile ilgili şöyle bir iddia var. Prof. Dr. Halil İnalcık’a göre blucin kumaşının anavatanı ABD değil Türkiye. Ona göre 15. ve 17. yy. arasında Denizli ve Akhisar'da yetiştirilen pamuklar, sonrasında Hindistan’dan gelen mavi boya ile boyanmaya başlandı.

Daha sonra İzmir’e getirilen bu mavi malzeme yani denim, ilk olarak Fransa-Marsilya’ya ihraç edildi. Buradan İspanyollar kumaşı Amerika’daki kolonilere götürdü ve Afrikalı kölelere giydirdi.

Amerika ise bunu bir sanayiye dönüştürüp blucin yani bizim deyişimizle kotun üzerine yattı.

Dünyada yıllık kot pantolon üretimi beş milyarı aşıyor. Bu Avrupa’da kişi başına 1,5, Amerika’da ise 4 kot pantolona tekabül ediyor. Sektör temsilcileri ise kişi başına yılda bir kot pantolon tüketimini hedefliyor.

Kot, günümüzde bir pantolon olmanın ötesine geçmiş durumda. Gömlek, mont, ayakkabı, çanta nasıl isterseniz kullanabilirsiniz. Yarım yüzyıldır kotun modası hiç geçmedi, geçecek gibi de durmuyor. Seni çok seviyor ve senden asla vazgeçemiyoruz: KOT :)

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti