Bir defile izlerken, karmaşık kıyafetler ve modellerin yüzlerindeki ifade ilgimizi çekiyor. Kıyafetleri ve fiziği ile bizi büyüleyen mankenlerin uyması gereken birtakım kurallar var. Bunlar zaman içerisinde değişiklik göstermiş. Tasarımcısından modeline, işlerin arkasında çok büyük bir emek yatıyor. Moda sektörüne dair bilmediğinizi düşündüğümüz bilgileri sizler için derledik...
Podyumda ifadesiz yüzler görmeye alışkın olsak da, modeller yıllar önce defilelerde gülümserdi. Yılların mankeni olan isimlere göre, ifadesiz yüzler modada nispeten yeni. 1960'lardan önce kadınlar, Brigitte Bardot ve Jane Birkin gibi modellerden önce yüzlerinde güzel gülümsemelerle podyumların tozunu attırıyordu.
Ciddi bir yüzün gülümseyenden bir yüzden çok daha zarif göründüğünü söylemek garip gelebilir ama moda endüstrisi için öyle. Bazı profesyonellere göre bunun nedeni modelin yüzünün giysiyi gölgelememesi gerektiğidir: “Yüzlerimizi değil kıyafetleri göstermek istiyorlar. Gülümsersek, dikkatimizi giysilerimize değil yüzümüze odaklarız.”
Bir çalışma, nötr yüz ifadelerinin ulaşılamaz göründüğü için algılanan ürün değerini artırdığını gösterdi.
Ajanslarda çalışan modeller, büyümek ve yeni fırsatlar elde etmek için genellikle aylarca veya yıllarca başka ülkelere seyahat eder. Bu nedenle, diğer modellerle ortak dairelerde yaşama eğilimindedirler. Ancak, bu yerler gerçekte Amerika'nın Next Top Modeli showunda görülenler kadar gösterişli değil.
Hatta kimi zaman ranzalarda veya kanepelerde uyuyorlar. Yine de, kira maaşlarından düşülüyor.
Artık podyum modellerinin her kadının arzu ettiği güzellik olduğunu düşünmek biraz eski kafalı bir düşünce. Sektörde tasarımcılar çalışmalarını göstermek için mümkün olan en tarafsız yüzleri ve bedenleri istiyor. Modelleri artık bir güzellik ideali olarak görmüyorlar.
Artık Victoria's Secret gibi markalar tüm yüz ve vücut tiplerini göstermenin yanı sıra, nihayet özdeşleşebileceğimiz yeni cilt tonları ve beden algısını normalleştirdi. Büyük beden ve asyalı modellerin sosyal medya üzerinde artan pozitif bir etkisi var.
Beyaz gömleğin altına siyah sütyen giymeyeceğimiz gibi, mankenler de mercek altındayken iç çamaşırını şansa bırakamıyor.
Çözüm, her türlü giysiye uyum sağlayan ten rengi iç çamaşırı giymek. Ayrıca, vücutlarına mükemmel şekilde uyması gerektiğinden sütyenin ne çok sıkı ne de çok gevşek olmasına özellikle dikkat ederler. Görünüşe göre ne kadar güzel olurlarsa olsunlar güzel bir elbise giyip dışarı çıkıp moda endüstrisini fethetmek yeterli değil. Fazlasıyla ilgi istiyor.
Çoğu kadının beyaz pantolon giyerken regl olmak gibi yaşadığı unutulmaz bir anısı vardır.
Bir model söz konusu olduğunda, podyuma çıkması veya fotoğraf çekimi yapması gereken güne denk gelirse mazereti olmuyor. Karınları şiş olsa da dar elbiseler ya da mayolar giymekten kaçamıyorlar. İç çamaşırından görünmemesi için tampon kullanmaları isteniyor. Tanga gibi şeyler giydiklerinde tampon ipinin görünmemesine çok dikkat etmeleri gerekiyor.
Ayakkabıları harika görünebilir ama onları giymek o kadar da harika değil. Giyimlerinden sorumlu kişiler ayakkabıların nasıl oturduğuna dair pek düşünmüyor, bu nedenle modeller çok büyük veya çok küçük ayakkabılar giymek zorunda kalabiliyor. Onları giymek için çok büyükse bantla sarmak veya çok küçükse uymalarını sağlamak gibi çözümler bulunuyor. Yani bir modelseniz 2 numara küçük ayakkabı ile zarif bir şekilde yürümenizi istemeleri an meselesi olabilir.
Podyumda yürümek aslında yürümekten çok dans etmek gibi. Pratik gerektiren bir ritim ve zarafet gerektiriyor. Ayrıca, çoğu zaman rahatsız edici ayakkabılar ve dar bir kıyafet giydiklerinden modellerin doğal ve zarif bir duruşla yürümesi için çok çalışması gerekiyor. Bu yüzden en ünlü modeller bile sıklıkla sadece yerde yürüme, topuklularla koşu bandında yürüme pratiği yapıyor.
Seçmelere katılırken model adaylarından sosyal medyalarını paylaşmaları istenebilir. Bu onların gönderilerini görmek için değil, takipçi sayılarını kontrol etmek içindir. Ne kadar çoksa seçilme şansları o kadar artar. Bu nedenle, sosyal ağlarda popüler olmayı sadece model değil, aynı zamanda bir 'influencer' olmayı hedeflerler. Bu şekilde iş telifleri gelir.
Bir defile izlerken merak etmiş olabilirsiniz: “Kim sokakta böyle bir şey giyer ki?” Ama giysiler mağazalarda satılmak üzere yapılmıyor. Dediğimiz gibi, tasarımcılar için moda sadece güzellik değil, sanattır. Yani, kimsenin giymeyeceği kıyafetlerle bir defile gördüğünüzde, gördüğünüz şeyin aslında bir sanat sergisi olduğunu düşünmelisiniz.
Tamamen ticari olan hazır giyim defileleri de var elbette. Giysiler mağazalarda satılıyor ve bize bir sonraki trendleri belirliyor.
ayy bi stylist olarak nereden başlasam bilemedim. 1. hala gülerek poz veriliyor. poz verme şekli ürün ve marka ile doğru orantılı. mesela bi ruj cekimden fotocu veya modaretör modelin gülmesini isteyebilir. 2. cok sert hatlara sahip modellerde ciddi durulması istemiyor cunku bu onları olduğundan sinirli sert görünmelerine sebebiyet veriyor. gene model ve ürün ikileminine bağlı. 3. modelin butcesine ve ününe göre değşiyor o konu. ayrıca model ülkeye direct book ile geldiyse genelde otelde kalıyor. 5. model istediği iç çamaşırı ile gelebilir. biz zaten giyeceği kıyafete uygun don sutyen veriyoruz yerı gelıyor sıfır ıc camasırıda olabılıyor. 7. foto cekımlerınde ayakabılarda bu denılen oluyor ama podyumda yasaklandı. cunku model dusebılıyor veya ayakbılegını kırabılıyor. show'un bozulması kımsenın ısıne gelmedıgı ıcın buna artık cok dıkkat edılıyor.