Bir ortaklığın anlaşarak sona erdirilmesi esas olmakla birlikte hukukun temas etmek zorunda olduğu her alanda olduğu gibi ortaklık sahasında da uyuşmazlıklarla karşılaşmak elbette ki mümkün. Dolayısıyla bu uyuşmazlıkları çözmek için çeşitli yöntemler geliştirmek gerekiyor. İşte ortak mülkiyet anlaşmazlıklarında da “izale-i şuyu” bu yöntemlerden biri.
Ortak mülkiyeti haiz bir taşınır ya da taşınmaz mal üzerinde ortakların o malın ne yapılacağı, nasıl kullanılacağı, nasıl paylaşılacağı gibi hususlarda anlaşamama ihtimallerine karşın bu hususta bir dava yolu öngörülmüştür. Bu dava “izale-i şuyu davası”dır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu davanın ilk şartı anlaşarak ortaklığı sona erdirmenin mümkün olmamış olmasıdır.
İzale-i şuyu, diğer adıyla “ortaklığın giderilmesi” ya da “taksim” davaları, konusu bir taşınır ya da taşınmaz mal üzerindeki ortakların elbirliği ile mülkiyetini (diğer adıyla iştirak halinde mülkiyet) veya paylı mülkiyetini (diğer adıyla müşterek mülkiyet) parçalamak ve tüm ortakların tek başlarına malik ya da tek pay sahibi olmasını sağlamak için açılan davalardır. İzale-i şuyu davası ortaklığın hukuken sona ermesi yani giderilmesi için açılır. Bu sebeple diğer ismi “ortaklığın giderilmesi davası”dır. Ortada bir miras söz konusu olduğunda bu dava türü çok sık gündeme gelmektedir. Bunun dışında gayrimenkul alım satımı hususunda muhtelif durumlarda da yine karşımıza çıkmaktadır.