Minnoş Bir Ev Kedisi Değil! Ekranların En Çok Hakkı Yenen, Günah Keçisi Kraliçesi Duru Durulay

Çi'nin sezon finaline yaklaşmasıyla beraber heyecan doruklara çıktı. Herkesin ayrı bir favorisi var; kimi Deniz'i, kimi SMK'yı, kimi de Özge'yi destekliyor... Can Manay gibi bir katilin bile delicesine sevildiği bu dizinin en antipatik bulunan, hakkı yenen, sevilmeyen karakteri ise kesinlikle Duru! 

Bu haksızlığa daha fazla göz yumabilmemiz mümkün değildi. Çünkü Duru Durulay, tek kelimeyle harika bir kadın! 

Duru'yu yedirmeyeceğiz.

Dizinin senaryosu, kitaptaki orijinal hikâyeden uzaklaşalı baya oluyor... Bu durumda Duru'nın akıbeti pek belli değil.

Lakin belli olan şey şu ki: İzleyicilerin çoğunluğu büyük bir şehvet ve iştahla, Duru'nun başına gelebilecek en kötü şeyi umuyorlar!

Takıntılı 'aşık'ları yüzünden öldürülen, sakatlanan ve işkence gören binlerce kadının olduğu şu coğrafyamızda bu tavırların yanlışlığından bahsetmeyeceğiz. O daha ciddi bir yazının konusu olsun. Biz Duru Durulay'a bakalım...

Önce şöyle bir bakış açısı ile yaklaşalım... Duru değil; "Batu" olsun karakterimiz!

'Batu hayallerinin peşinden koşan, hırslı, çalışkan bir gençtir. En büyük hedefi çok ünlü bir dansçı olmaktır. Zarif, akıllı, iyi kalpli fakat bazen biraz fazla atarlı giderli bir yapıdadır. Kendisinden yaşça büyük olan sevgilisinin onu sürekli 'Popüler olmayacaksın!!!' diye baskılaması zaten sorunlar yaratırken, bir taraftan da genç ve yakışıklı Batu'ya kafayı takan bir diğer yaşlı kadın çeşitli entrikalarla genç adamın adeta hayatı ile oynamaktadır.'

Kısacası, bu muhteşem karakterimizin cinsiyetini değiştirince; otomatik olarak bakış açımız da değişiyor, değil mi? Dolayısıyla, sırf kadın olduğu için, toplumsal cinsiyet dayatmaları sebebi ile biricik Duru'ya fazla adaletsiz ve ön yargılı davranıldığı bariz!

Tek istediği sevilmek ve dans etmekti!

Bir insanın hayallerinin, hırslarının olmasından daha normal ne var ki bu dünyada?! Duru en iyi olmak istiyor, birinci olmak istiyor, lider ruhlu! Bir mekana girdiğinde ilgi çekiyor; kabul etmelisiniz ki dünyada böyle ışıltılı ruhlara sahip insanlar var. Adeta görülmek için yaratılmışlar! Güzelliklerini ve ruhlarını da dünyaya saçmak için sahnede olmak istiyorlar.

Bu liderlik, hırs gibi özellikler erkeklerde olunca 'Ooooo alfa!!!' tepkisi verilirken; Duru'nun 'Kır dizini otur evinde, evlen işte Deniz'le!' tepkisi görmesinin sebebi üzerine doktora tezi yazılır.

Hırsları temelsiz, hayalleri boş bir kız değil! Çok ama çok çalışkan; disiplinli biri!

Duru, hakettiği yere hile ve üçkağıtla değil, kendi emeğiyle gelmeye çalışıyordu. Ayakları kanayana kadar çalıştı. Onun önünü kapayanlar ise kişisel hırsları ve eziklikleri ile Can Manay ve Deniz oldu.

Duru kesinlikle baş dansçı olmayı hak ediyordu!

Hırslıydı lakin asla duygularından ve aşkından vazgeçmedi. Büyük fedakarlıklar yapacak kadar da özveriliydi.

Deniz için New York'taki misler gibi okulu bırakıp geri dönüşünü hatırlayın.

Deniz aynısını Duru için yapar mıydı? Hayallerinden vazgeçmek bir tarafa dursun, 'Elalem ne der' kaygısı ile bile Duru'yu defalarca ezip geçerdi. Duru aşkı için çabaladı, emek verdi, hayallerinden bile vazgeçti. Daha ne yapsaydı yani?!

Dört bir tarafı hain dolu, yorgun bitkin ama pes etmeyen bir beden, hakkını ödeyemeyiz Duru!

Duru hep yapayalnızdı. Arkadaşları onu hep kıskandı. Kankası Can Manay'ın ona olan hayranlığını, Ada, Deniz'in ona olan aşkını, Göksel de onun yetenekli, güzel bir kız olmasını kıs-kan-dı!

Deniz bile onu sırtından bıçakladı. Daha ne yapsaydı bu kızcağız?!

Dizinin diğer karakterleri gibi mıymıy kendini acındıran, ağlak bir karakter değil. O bir kaplan!

Annesinin onu terk ettiğini ve anneannesi tarafından büyütüldüğünü adeta dizinin sonunda öğrendik.

Can Manay başından beri 'annesinin bile istemediği bir çocuğum', Deniz 'Annem babam öldü', Ada 'Babam benlen ilgilenmiyor uyuşturucu içiyorum', Göksel 'Fakirim ben fakir fakir!!!' diye sürekli ama sürekli dangalakça hareketlerine bahane amaçlı geçmişin acılarını kullanırken; Duru Reis kendi çocukluk acılarını kimseye yansıtmadı. Hep dimdik durdu.

İlişkisine harika bir şekilde sahip çıktı. Yine de yaranamadı!

Can Manay'ı iki kere bıçakladı be!

Deniz'e söyleseydi ne olacaktı sanki? 'Aman Duru, amma egolusun, he herkes sana aşık he!' tepkisi alacaktı. Zaten o kendi kendini gayet iyi koruyabilen bir kızdı. O bir savaşçıydı be! Deniz'den çok daha iyiydi!

Kendi kimliğine ve gururuna sahip çıkışı da her zaman muazzamdı!

'Ben' dedi, 'Duru Durulay olarak bana kapılar açılsın istiyorum. Can Manay'ın sevgilisi olarak değil!' 

Gitti, araya torpil vesaire sokmadan sıraya girdi, seçmelere katıldı. 'Bu şekilde kazanmak istemiyorum' dedi.  Can Manay'ın ona köstek olduğunu fark edene kadar asla pes etmedi.

Bu kız resmen tatlıydı ya! Göksel'i bile her defasında affetti, sevgilisine yazılan Ada'ya bile düzgün davrandı!

Karşılığında ne gördü? Nankörlük!

Çekemiyorlar işte!

Neymiş, sadakatsizmiş! Hah!

Binbir türlü oyunla ayırana kadar göbeğinin çatladığı sevgilisiyle yeniden aynı ortama koyduğun kızın, ona yeniden meyletmesi çok mu tuhaf, Can Manay?! Sadece soruyoruz! Bu kızın bu çocuğu deli gibi sevdiğini bal gibi de biliyordun!

Ayrıca dizi boyunca Can Manay'ın da, Deniz'in de düşüp kalkmadığı insan kalmadı. Neymiş, Duru sadakatsizmiş! Hadi oradan!

Duru Reis, "Deniz mi, Can Manay mı?" sorusuna, "Hiçbiri!" cevabı verebilecek kadar kendi hayatına sahip çıkan, güçlü bir kadın.

Bezdirdiler kızı be!

İçinde bir gram bile kötü niyet yoktu; herkes iyi olsun, kendisi de dans etsin ve sevilsin istemişti sadece.

Arzuları o kadar masumdu ki, dile getirmekten hiç çekinmedi. 'Hayalimde herkes bana bakıyor, herkes beni alkışlıyor' diyebiliyordu açıkça. Sevgi açıydı bu kızcağız ya.

Kısacası; Duru Reis size bir kötülük yaptıysa, misliyle haketmişsinizdir!

Net!

Duru Durulay, güçlü, ne istediğini bilen, yetenekli bir kadındır. Çekemeyen anten taksın!

Umuyoruz ki gelecek bölümde Duru ölmeyecek; Can Manay'a karşı koyacak, savaşacak, kaçacak ve kendi hayatına yine sahip çıkacak!

Koş Duru, koş! Arkana bile bakma!

Biraz da gerçek kötüler ölsün; Duru'lar değil!

Popüler İçerikler

10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
YORUMLAR
31.01.2018

Yani biraz abartmışsınız şimdi siz de ama ben de gıcık falan olmuyorum.Gayet de empati yapılabilen bir karakter.Neyi neden yaptığına anlam verebiliyorum.Benim bu dizide iki tane nefret ettiğim,görünce bile sinirlendiğim iki karakter var;Ada ve Göksel.Göksel tam bir mağara adamı.Sürekli küfrederek,bağırarak konuşan ve kendini acındıran bir tip.Duru'ya olan nefreti anlamsız.Kıza saçma sapan çıkışıp milletin yanında etmedik hakaret bırakmıyor.Ada da ayrı mal affedersiniz.Platonik aşık anladık ama masumca bir aşk da değil onun ki.Deniz'in kendisini sevmediğini kabul etmiyor,bir de trip atıyor adama.Valla uyuz oluyorum ikisine de.Çok gereksizler.

31.01.2018

duru seviyoruz kızım seni arkandayız 👏😄

31.01.2018

En malı Göksel mi Ada mı karar veremedim. Göksel Duru'ya demediğini bırakmayıp sürekli uğraşıyor kızla. Halbuki Deniz'in Duru'yu sevmesi ya da Ada gerizekalısının sevgilisi olan birine asılması Duru'nun suçu değil.

TÜM YORUMLARI OKU (15)