En az 3 kedi desek de; kedigiller hakkında hala bilmediğimiz birkaç şey olabilir. İşte onlardan 20 tanesi!
En az 3 kedi desek de; kedigiller hakkında hala bilmediğimiz birkaç şey olabilir. İşte onlardan 20 tanesi!
Kediniz sık sık öksürüyorsa sorumlusu siz olabilirsiniz. 2005 yılında yapılan bir çalışma 200 kediden 1'inde rastlanan kedi astımı hastalığının, insanların yaşam tarzından dolayı gitgide arttığını ortaya çıkardı.
Kediler evlerin içinde yaşamaya başladığından beri; toz, sigara dumanı, kedi kumu ya da çiçek tozları sebebiyle; solunum yolları rahatsızlıkları yaşamaya oldukça müsait.
Çok sık olmamakla birlikte grip ya da nezle gibi hastalıklar da insanlardan kedilere bulaşabiliyor.
Kedilerin yarısından çoğu kedi nanesine tepki vermez. Nepeta cataria hassasiyeti kalıtsaldır ve buna sahip olan kedilerin 2 yavrusundan 1'i aynı hassasiyete sahip olabilir. 4 yavrunun ise 3'ünde aynı hassaslık görülebilir, yavru sayısıyla ihtimal de artar.
2008'de Tel Aviv Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, iki hayvanın genç yaştayken tanıştırıldıklarında çok iyi anlaştıklarını gösteriyor. Genç yaştan kastımız ise; kediler için 6 ay, köpekler için 1 yıl anlamına geliyor.
Kedilerin büyük bir çoğunluğu sevilmekten, okşanmaktan hoşlanıyor. Bundan hoşlanmayan, özgürlüğüne düşkün olan minikler ise kedilerin insanlarla evde yaşamaktan hoşlanmadığının düşünülmesine yol açabiliyor.
Kediniz dışarıya çıktığında; diğer kedilerin bölgesinde bulunmamaya dikkat ediyor. 2013 yılında BBC tarafından yayınlanan, 50 kediye GPS aygıtları ve kameraların takıldığı araştırma da gerçeği gözler önüne koyuyor.
Kısacası; birbirlerinin alanına saygı duyuyorlar ve olası tartışmalardan uzak duruyorlar.
Vücutlarının %0.9'unu oluştursa da; Psychology Today'e göre kedilerin beyni, tıpkı bizimkine benzeyen harika bir yapıya ve kıvrımlara sahip. Kavrama ve öğrenme kısmı köpeklerden daha kompleks bir yapıya sahip. Sinir hücrelerinin sayısı kedilerde yaklaşık 300 iken, köpeklerde bu sayı 160.
Çoğu insan, köpeklerin daha zeki olduğunu söylese de, kedi sahipleri böyle düşünmüyor.
İlginç bir gerçek daha var ki; 2010 yılında en gelişmiş bilgisayarın, bir kedi beyninden 83 kat daha yavaş çalıştığı biliniyor.
Kısa süreli bellek genel olarak bir dakika çalışsa da; 2007 yılında Current Biology'de yayınlanan bir çalışmaya göre kediler söz konusu olduğunda bu süre 10 dakikaya kadar artıyor.
Bilim insanları bu çalışmada, kedilerin ön ayaklarını hareket ettirmelerini engelleyerek, bu engeli hatırlayıp ona göre hareket ettikleri süreyi değerlendirdiklerinde; ortaya 10 dakika gibi uzun bir süre çıkmıştır. Engel ortadan kaldırılsa da; kediler 10 dakika boyunca aynı şekilde hareket etmeye devam etmiştir.
Illinois-Champaign Üniversite'sinde 2 yıl boyunca sürdürülen araştırmada, 42 kedi radyo vericili tasmalarla izlendiğinde, sokak kedilerinin, serbest bırakılan ev kedilerinden daha çok gezdiği ve ev kedilerinin evlerinden fazla uzaklaşmadığı ortaya çıktı.
Aynı araştırma yabani kedilerin, zamanın birçoğunu uyuyarak geçirden ev kedilerinden daha hareketli ve faal olduğunu da kanıtladı. Çünkü sokak kedileri için hayat o kadar kolay değil; özellikle kış mevsiminde tüm günlerini yeterli yiyeceği bulmak için harcıyorlar.
Kediler, sayısı 250'yi aşan kalıtsal hastalık riski taşıyor ve bu hastalıkların çoğu insanların yaşadığı hastalıklara benziyor.
Örneğin; kedilerdeki gece körlüğü, 3500 Amerikalı'dan 1'inde görülen bir hastalık. İnsanlardaki HIV gibi kedilerde de FIV var. Hatta kediler de kendilerine özgü bir biçimde alzaymır hastalığı yaşayabiliyor ya da çok kilo alıp obezitenin ağına düşebiliyor.
Bir zamanlar, kedilerin ilk olarak yaklaşık 4000 yıl önce Antik Mısır'da evcilleştirildiğine inanan bilim insanları, yeni bir araştırma sayesinde kedilerin evcilleştirilmelerinin neredeyse 5300 yıl öncesine kadar dayandığını ve Çinli çiftçilere çok yakın bölgelerde yaşadıklarını ortaya koydular. Tam olarak evcilleştirilmiş sayılmasalar da bu kedilerin, insanlarla gelişen ilişkilere büyük katkıları var.
2012 yılında yapılan bir araştırma, bilim insanlarının Taqpep dediği bir genin kedilerdeki lekelere sebep olduğunu ortaya çıkardı. Lekeli kedilerde bu gen mutasyona uğrasa da, çizgili kedilerde böyle bir şeye rastlanmadı. Ayrıca farklı desenlerin ve lekelerin Edn3 geniyle olan bağı da ortaya koyuldu.
Bayılarak yediğiniz şeylere burun kıvırıyor çünkü tatlı algısı yani T1R2 geni ve bu genin kodladığı proteinler kedilerde yok. Kediler çita ve kaplan hariç diğer akrabalarından bu özelliğiyle ayrılıyor.
Düzeni değiştiğinde sapasağlam bir kedi bile hasta olabiliyor yani aslında hasta gibi davranıyor. Gerekmedikçe monoton hayatlarına müdahale edilmemesi gerekiyor çünkü yaşadıkları değişimlerin ardından kedilerde kusma ve iştahsızlık görülebiliyor hatta tuvalet kumlarını kullanmayı reddettikleri de oluyor.
Kediler, mama ya da ilgi istediklerinde tıpkı bir bebek gibi davranmaya başlıyor. Ağlamaya benzer mırıldamaları ve miyavlamaları, ayaklarınıza dolanmalar izliyor. Fakat şaşırtıcı bir gerçek var ki bu miyavlamaların ses yüksekliği bebeklerin ağlamaları ile aynı seviyede. Kısacası; kedilerin taklit yeteneği de bir harika.
Sıcak olmasından kaynaklanıyor olsa gerek; kediler bilgisayarlara bayılıyor. Fakat şaşırtan bir gerçek daha var ki, artık bilgisayarlar da onlara bayılıyor. Tıpkı insan beyni gibi çalışan Google Brain adlı 16.000 işlemcili bilgisayarın en büyük zevklerinden biri komik kedi videoları izlemek.
Geçmişte insanların da sahip olduğu tırtıklı penis, uyarılmayı sağlarken, dişilerde de yumurtlamayı destekliyor. Çiftleşme süresince penisin olduğu yerde kaymamasını da sağlıyor tabi.
Evet belki bunu hepimiz biliyoruz ama şaşırtıcı olan bu sürenin bir günün neredeyse %50'sini kaplaması. Kediler kendilerini temizleyerek; onları zor durumda bırakabilecek kokulardan arınıyor ve dolaşım sistemine de katkıda bulunuyor. Hatta bazen sizi de yalayabiliyorlar, bu sizin de aileden biri olduğunuzu gösteriyor.