Türklerin kripto paraya olan düşkünlüğü malum. Açıkçası gençlerin bu piyasaya olan ilgisini anlamak kolay. Sürekli ekran başındalar, okula gitmek yerine evdeler. Üstelik dünyanın adil bir yer olmadığını çok erken fark ettiler. Kimileri onları kolaycılıkla suçluyor. Bu biraz insafsızlık değil mi?
Onlar her ihtiyaçlarını saniyesinde karşılayan helikopter anne ve babaların çocukları. Kolaya alışmadılar, alıştırıldılar. Kendi hayatlarındaki boşluğu çocuklarının hayatlarını işgal ederek telafi etmeye çalışan ebeveynler, şimdi bu gençlerden gelip kendilerini kurtarmalarını bekliyor! Z kuşağını kurtarıcı olarak gören 50-55 yaşındakileri duydukça “Senin elin armut mu topluyor” diyen kaç kişiyiz merak ediyorum.
Neyse konuyu başlığa bağlamam gerektiği için hemen toparlıyorum. Madem kripto para diye bir şey var ve hayatımıza girdi ve sen de bu yazıyı okuduğuna göre ya işlem yapmaya başladın ya da yapıp yapmama konusunda araftasın.
Yirmili yaşlarım profesyonel çalışan olarak borsada geçti. Sonrasında sadece yatırımcı olarak takip ettim. Bugünkü kontrollü durumuma gelmeden önce az kazandım çok kaybettim. İnsanların anlık uç duygularıyla ne büyük zararlar ettiğini hem gözlerimle gördüm hem grafiklerde okumayı öğrendim.
İnsanlar genelde büyük yatırım kararlarını o kadar da mantık çerçevesinde almıyor. Özellikle ekran başında işlem yapan birçok yatırımcı açgözlülük, hırs veya her şeyi kaybetme korkusu ile en yüksekten alıp en dipteyken satıyor. Bu piyasalara girmeye niyetin var ama tecrüben yoksa aşağıdaki öneriler işine çok yarayabilir.