Günümüzde pek çok hayvan nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olsa da bu durum milyonlarca yıl önce de vardı. Pek çok hayvan tarih öncesinde yaşamış ve nesli bu dönemde sona ermişti. Peki, tarih öncesinde yaşamış olan hayvanlar hangileri?
Günümüzde pek çok hayvan nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olsa da bu durum milyonlarca yıl önce de vardı. Pek çok hayvan tarih öncesinde yaşamış ve nesli bu dönemde sona ermişti. Peki, tarih öncesinde yaşamış olan hayvanlar hangileri?
Bu 'dev armadillo' günümüz Kuzey ve Güney Amerika'sında vardı. Gliptodon ismi verilen armadillo, güçlü bir kuyruğa ve 1.000 kemik plakadan oluşan zırhlı bir sırta sahip olsa da, muhtemelen oldukça barışçıl bir varlık olarak yaşadı. Bir otobur olduğu için çoğunlukla ot yerdi.
Bilim insanları, gliptodon kabuğu fosillerinde bulunan hasara dayanarak, bu hayvanların sıklıkla birbirleriyle kavga ettiğine inanıyorlar. Bölge veya eş konusundaki anlaşmazlıkları çözmek için güçlü kuyruklarıyla rakiplerinin kabuklarını yumrukladıkları düşünülüyor.
Ancak bu eski hayvan çoğu zaman insanlarla da mücadele etmek zorunda kaldı. İlk avcılar muhtemelen eti ve kabuğu için gliptodonu takip ettiler. Ancak onu öldürmek için sırt üstü çevirmeleri gerekiyordu.
Araştırmacılar gliptodonu ilk olarak 1823'te Uruguaylı doğa bilimci Dámaso Antonio Larrañaga'nın dev bir uyluk kemiğiyle karşılaşmasıyla keşfettiler.
Canavar yılan yaklaşık 60 milyon yıl önce yaşadı. Dinozorların neslinin tükenmesinden sonra, besin zincirini sıkıştırdı ve hızla günümüz Güney Amerika'sının tropikal ormanlarına hakim oldu.
Bu antik hayvan, milyonlarca yıl dünyayı terörize etti.
2002 yılında Kolombiya'daki bir kömür madeninde bulunan fosilleşmiş bir yaprak, bilim insanlarını aynı bölgede bir zamanlar bir yağmur ormanının geliştiğine ikna etti. Gerçekten de çok geçmeden dev kaplumbağalar ve timsahların yanı sıra erken dönem muz, avokado ve fasulye bitkilerinin fosillerini buldular.
Ancak tüm buluntulardan biri göze çarpıyordu: devasa bir omur.
Bir zamanlar bir yılana, muhtemelen çamurlu bir toprak kaymasına yakalanmış bir yılana ait olduğuna ikna olan araştırmacılar, daha fazla kemik için zemini didik didik aradılar.
Sonunda, bir değil 28 devasa yılanın kalıntılarını buldular.
Ağaçlarda yaşayan günümüz tembel hayvanlarının aksine, Megatherium dünyayı dolaştı. Arjantin, Uruguay ve Bolivya'da bulunan fosiller, bu hayvanın 400.000 ila 8.000 yıl önce yaşadığını gösteriyor.
Bu hayvanın korkunç pençeleri vardı, ancak dişlerinin kimyasal analizleri, Megatherium'un büyük ölçüde yaprak ve bitki yediğini gösteriyor.
Dev timsahlar çoğunlukla deniz kaplumbağaları ve kabuklu deniz hayvanları yediler. Bu korkunç tarih öncesi hayvanlar, günümüz Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika'da yaşadı. Fosiller Utah, Montana, Wyoming, New Mexico, New Jersey, Georgia, Alabama, Mississippi, Teksas ve Kuzey Carolina'da bulundu.
Bu timsah, günümüz timsahlarından biraz farklıydı. Muazzam boyutuna ek olarak, ampul benzeri bir burnu vardı.
Geç Pleistosen döneminde, bu ayılar Avrupa'da yaşadı. On binlerce fosilinin kıtadaki mağaralarda bulunması, onların mağaralarda günümüz ayılarından daha fazla zaman geçirdiklerini düşündürdü.
Bilim insanları, bu tarih öncesi hayvanların öncelikle otobur olduklarını ve insanları değil, bitkileri yediklerini düşünüyorlar.
İki milyon ila 40.000 yıl önce, bu ürkütücü yaratıklar, günümüzün doğu Avustralya'sında hüküm sürdüler.
Bilim insanları, bu hayvanların avlarını öldürmek için alt çenelerindeki bezlerden gelen zehri kullandıklarına inanıyorlar.
İngiliz doğa bilimci Richard Owen, dev kertenkeleyi ilk kez 1859'da tanımladı.
Bu hayvanların insan bileği büyüklüğünde dişleri, yüzlerinde yumrulu kemikleri ve yarık toynakları vardı.
Arkeologlar, Nebraska, Wyoming ve Güney Dakota gibi yerlerde entelodont fosilleri buldular.
Ancak entelodont, günlerini diğer tarih öncesi hayvanları avlayarak geçirmek yerine, devasa çeneleriyle bitki köklerini kazdı ve otobur şekilde beslendi.
Smilodon, 2.5 milyon ila 11.700 yıl önce Kuzey ve Güney Amerika'nın ormanlarında yaşadı. Kedinin boyutu, türe bağlı olarak değişiyordu.
Boyutları ne olursa olsun, bu büyük kediler tek bir tanımlayıcı özelliği paylaştılar: köpek dişleri. Çenelerinin yanına yerleştirilmiş bu keskin dişler, kedinin yüzünün her iki yanında tehditkar bir şekilde asılıydı. Avlarını öldürebilmek için ağızlarını 90 dereceden fazla açmaları gerekiyordu.
Canis dirus veya 'korkunç köpekler' olarak adlandırılan gerçek korkunç kurtlar, günümüz Kuzey ve Güney Amerika'sında yaklaşık 125.000 ila 10.000 yıl önce vardı. Gri kurtlara benzese de, korkunç kurtlar genetik olarak farklıdır.
Korkunç kurtlar, avlarının üzerine sıçrayarak ve çeneleriyle tutunarak hayvanları öldürebilmek için aşağı doğru sürüklerlerdi. Bu nedenle, fosillerde genellikle boyun yaraları bulunur.
Günümüz orangutanlarının muhtemel bir atası olan maymun, soyu tükenmeden önce Güneydoğu Asya'da yaklaşık altı ila dokuz milyon yıl yaşadı.
Bu hayvanlar muhtemelen bitkiler, meyveler, tohumlar ve hatta bambu tüketiyordu.