Milyar Dolarlık Şirketten Koca Bir Batığa! Tarihin En Büyük Yolsuzluk Facialarından Biri: Enron Skandalı

Enron, Amerika kökenli devasa bir şirketti, şimdiden Apple'ı, Gasprom'u neyse, o da o zamanlar öyle bir sükseye sahipti. ABD'nin 7. büyük şirketiydi, tüm dünyaya yayılmış geniş bir faaliyet alanı vardı. Ancak ne oldu da Enron, İşletme derslerinde sıkça adı geçen 'Enron Skandalı' ile anılmaya başlandı? İşte tarihe damga vurmuş, dünyanın en büyük yolsuzluk olayı: Enron Skandalı hakkında bilmeniz gereken her şey!

Enron, kurulduğu 1985'i takip eden yıllarda Amerika'nın enerji, emtia ve hizmet sektörlerini adeta domine eden dev ve güçlü bir şirket haline gelmişti.

Houston şehrinde kurulan Enron, kısa sürede devasa boyutlara ulaşmıştı, doğal gaz faaliyetleri, iletişim alanındaki çalışmaları ve kağıt sektöründe bir öncüydü.

Ancak bu denli güçlü ve büyük bir şirket olsa da parlak dönemlerinin arkasında tarihin en büyük skandallarına imza atacak kadar kirli bir sır vardı.

Şirketin batışına giden yoldaki en önemli olay yasal muhasebe kurallarının dışına çıkılmasıyla başladı. Enron, başka şirketler aracılığıyla zararlarını bilanço dışına çıkararak gizliyordu.

Yasa dışı muhasebe işlemleriyle, zararlar bilanço dışına çıkartılıyordu, şirkete parlak ve güçlü bir imaj veriliyor ve hisse senedi fiyatları yükseltiliyordu!

Bu hileler denetim şirketi Arthur Andersen tarafından gizlendi. Arthur Andersen, 2000 yılında, denetim hizmetleri için 25 milyon dolar, danışmanlık hizmetleri için ise 27 milyon dolar olmak üzere toplam 52 milyon ABD doları ücret alıyordu.

Denetim şirketi Arthur Andersen'in birşeyler karıştırdığı finans çevrelerince tahmin ediliyordu ancak şirketin güven veren büyüklüğü, bu tahminleri gölgede bırakıyordu.

Yatırımcılar adına bu denetimi hakkıyla yerine getiremeyen ve zamanında gerekli uyarıları yapamayan Arthur Andersen ciddi eleştirilere maruz kaldı. Öte yandan Enron'un kirli çamaşırları ortaya çıkınca Arthur Andersen firmasında Enron denetiminden sorumlu olan denetçinin ilgili dokümanların önemli bir kısmını kağıt kıyma makinesinden geçirdiğinin ortaya çıkışı ise kamuoyunda bardağı taşıran son damla oldu.

Enron kazancının 55 katı ticari hacme sahip gösteriliyordu, oysa borçları şirketin boyunu aşmıştı!

2001 yılında Bethany McLean’in “Enron’un Değeri Abartılıyor mu?” başlıklı makalesinde kazançlarının 55 katı ticari hacme sahip olabilen Enron’un yüksek hisse fiyatlarını nasıl koruyabildiği sorgulanıyordu. Makalede analistlerin ve yatırımcıların Enron’un gelirini tam olarak nerelerden sağladığını bilemeyişlerine vurgu yapılıyordu. Şirket, McLean’in dikkatini bir analistin ona şirketin ilgili raporunu incelemesini tavsiye ettikten sonra çekmişti. Araştırmasında McLean, tuhaf ticari işlemler, değişken nakit akışları ve devasa bir borçla karşılaştı.

50,1 milyar dolar gelire sahip bir şirketten bir batığa dönüşme serüveni, analistlerin dikkatiyle başladı.

2001’in Temmuz ayında Enron, analistlerin tahminlerini hisse başına 3 Cent aşarak gelirini 50,1 milyar dolar olarak bildirdi. Ancak şirket dikkat çekmeye devam ediyordu. Ekim ayında Enron üçüncü çeyrek zararını 638 milyon dolar olarak bildirdi, sermayedarların hisse değerlerinde 1,2 milyar $’lık bir düşüş rapor etti. Bu durum Amerika Yatırımlar ve Döviz Komisyonu (SEC)’i şirket hesaplarını kontrol etmeye teşvik etmiş oldu. O ayın sonunda SEC’in soruşturmasının daha resmi bir araştırmaya çevrildiği duyuruldu ve Kasım ayında şirket önceki 5 yılın zarar raporlarını içeren mali tabloları yeniden revize ederek 586 milyon $’lık zararı açıklayacak şekilde sunmak zorunda kaldı. Olayın tüm ayrıntıları ortaya çıkmaya başlayınca yatırımcılar ve kredi verenler geri adım attılar ve şirket iflasını ilan etmek zorunda kaldı.

Amerikan tarihinin en büyük şirket iflasının ardındaki gerçekler Watkins'in verdiği ifadeyle ortaya çıktı!

Enron’un Dış Yatırımlar Direktörü Maureen Castaneda şirketten kovulduğu gün eşyalarını paketlemek için aldığı kağıtlarda şirketin gizli ortaklıklarıyla ilgili bilgilerin yer aldığı ve yok edilmeye çalışılan kanıtlar olduğunu gördüğünde şok oldu. Şirketin bazı mal varlıklarını satmakla görevlendirilen Sherron Watkins ise elini attığı her yerde şişirilmiş muhasebe raporları ve türlü aksaklıklar buldu. Bu

olayların kamuoyuna bildirilmesiyle skandal gözler önüne serildi.

Enron, iflasını açıkladığı 2 Aralık 2001 tarihinde ABD'nin dünyaya yayılmış 7. büyük şirketiydi!

Fortune dergisinin 6 yıl art arda 'ABD'nin en yenilikçi şirketi' seçtiği Enron, dava sonuçlarına göre muhasebe kayıtları üzerinde yapılan sistematik kurumsal ve yaratıcı dolandırıcılığa imza attı.

Bu skandal sonucunda ABD' de 4.500, dünyada da 85.000 kişi işini kaybetti!

Binlerce çalışan emekli fonlarının bir gecede kaybolduğuna şahit olurken, şirket hisseleri 90,75 dolardan 0,67 dolara geriledi.

Bu skandalla birlikte tüm dünyada denetim kanunlarını değiştirildi, Sarbanes Oxley Kanunu her ülkede esas alındı!

Bir bağımsız denetim firması bir işletmenin denetimini yapıyorsa bundan başka bir işini yapamaz temelini esas alan Sarbanes Oxley Kanunu ile, özellikle halka açık şirketlerin denetiminin izlenmesi, denetçi bağımsızlığının güçlendirilmesi, şirket sorumluluğunun ve üst yönetim düzeyinde açıklama sorumluluğunun artırılması, halka açık şirketlerin finansal raporlama sürecindeki kalite ve şeffaflığın artırılması ve kurumsal yönetim alanlarında getirdiği düzenlemelerle yeni bir dönem başlamıştır.

Skandalı daha yakından tanımak isteyenler için bir öneri: 'The Smartest Guys In The Room' filmi!

ABD'li Bethany McLean ve Peter Elkind tarafından yazılan The Smartest Guys In The Room adlı çok satan kitaptan uyarlanan film kitapla aynı adı taşıyor.

Popüler İçerikler

Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı