Milli Mücadele'nin Kader Savaşı Olan Sakarya Meydan Muharebesi'ni 102. Yılında Yeniden Anımsıyoruz

Milli Mücadele Dönemi, bir diğer ifadeyle Kurtuluş Savaşı'nın en önemli savaşı olarak Büyük Taarruz Meydan Muharebesi anlatılır. Nitekim bu savaşın kazanıldığı günü de Zafer Bayramı olarak kutluyoruz. Halbuki, Kurtuluş Savaşı'nın en kritik süreci Temmuz 1921 ile Eylül 1921 arasında geçen iki aylık süreçti. Yunan Ordusu'nun Ankara'ya girmek için var gücüyle saldırdığı bu dönemde, Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğindeki Türk Ordusu, son nefesine kadar Ankara'yı savunmuş ve geçişe izin vermemişti. 

Öyleyse gelin, bu sürecin en hayati dönemini, Sakarya Meydan Muharebesi'ni birlikte anımsayalım.

Sakarya dendiği zaman herkesin aklında büyük kısmı Marmara Bölgesi sınırları içinde kalan Adapazarı olarak da bilinen şehrimiz geliyor. Hatta Sakarya Savaşı'nın bu bölgede olduğunu zannedip ciddi gaflar yapan siyasetçilerimiz de oldu. Halbuki burada ismi geçen Sakarya, Ankara sınırlarına yakın durumda olan Sakarya Nehri'nin isminden geliyor.

Temmuz 1921 Eskişehir'i ele geçiren Yunan Ordusu, tüm gücüyle Ankara yönüne doğru hücuma geçti. Hedefleri, Ankara'ya girerek direnişin merkezini ele geçirmek ve Milli Mücadele'yi sona erdirmekti. Megali İdea yani Büyük Yunanistan hayaliyle tarihlerinin en güçlü ordularından birini kuran Yunanistan'ın önünde artık tek bir engel kalmıştı. O da Ankara'yı işgal ederek direnişçi Türklerin son kalelerini de fethetmek. Tüm hazırlıklarını bu doğrultuda yaptılar ve Ağustos sonuna doğru Ankara'ya doğru saldırıyı başlattılar.

Eskişehir ve Kütayha'da zafer kazanan Yunan Ordusu, büyük bir özgüvenle Ankara'ya doğru harekete geçerken, Ankara'da ise büyük bir yokluk ve ümitsizlik hakimdi.

Bazı milletvekilleri savaşın kaybedildiğini düşünüyor ve Ankara'nın derhal boşaltılması gerektiğini savunuyordu. Meclis'in Kayseri'ye taşınması teklif edilse de kabul edilmedi. Ankara son ana kadar savunulacaktı. Bu dönemde Mustafa Kemal Paşa, Meclis'ten başkomutanlık yetkisi alarak Polatlı'ya Ordu'nun başına hareket etti. Ölüm kalım savaşını bizzat kendisi yönetecekti. Ne var ki son yenilgiden sonra bitap düşen Ordu çok zor durumdaydı ve Ordu'dan kaçan asker sayısı 30 bini bulmuştu.

Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele'nin kader savaşı için Polatlı'ya hareket ettiğinde, Eskişehir'den çekilen Türk Ordusu da Polatlı önlerinde bir savunma hattı oluşturdu.

22 Ağustos 1921 tarihinde Yunan Ordusu hücuma geçti. Bu tam 22 gün sürecek bir meydan savaşının da başlaması demekti. Yunan Ordusu her anlamda daha üstün durumda olmasına rağmen Mustafa Kemal Paşa, son derece akıllı bir taktikle savaşı geniş bir alana yayarak Yunan Ordusu'nu yıpratmayı başardı. Belli başlı tepeler ele geçirilse de Türk Savunma mevzileri kendi gücünü koruyup savunma hattında geçit vermemeyi başardı.

Yunan Ordusu'nun tüm gücüyle savunma mevzilerini yarmak için çabaladığı dönemde Mustafa Kemal Paşa, tarihe altın harflerle yazılan şu meşhur emrini verdi.

'Hatt-ı Müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı şehit kanıyla sulanmadıkça kaderine terk olunamaz.' 

Bu ifadelerin anlamı şuydu: Her birlik kendi bulunduğu noktayı savunacak, başka birlikler geri çekilmek zorunda kalsa dahi her asker tekrar pozisyon alabildiği her anda pozisyon alıp savunmaya devam edecek. Yani Savunma Hattı savunması değil nokta savunması yapılacak. Tek karış toprak parçası bile savaşmadan teslim edilmeyecek.

Bu tarihi emirin ardından içinde bulundukları vaziyetin hayati önemde olduğunu daha iyi anlayan Türk Ordusu, göğüs göğüse olarak da ifade edilebilecek çetin direnişini sürdürdü.

13 Eylül 1921 tarihine kadar saldırılarını sürdüren Yunan Ordusu, kısmi başarılar elde etse de cepheyi yaramadı. Ankara yönünün bir türlü açılamaması ve direnişin kırılamaması sonucunda ise Yunan Ordusu Sakarya Nehri'nin Batı'sına çekilmek zorunda kaldı.

22 gün 22 gece süren savunmanın ardından Ankara düşmedi. Yokluk içinde mücadele eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, güçlü ve kararlı bir düşman karşısında bile tutunmayı başardı. 

Bu savaşın ardından Kurtuluş Savaşı'nın kazanılabileceğine yönelik inanç da arttı.

Sakarya Meydan Savaşı, insanlık tarihinin en uzun süren meydan savaşlarından birisi olarak kabul ediliyor. 22 gün boyunca, çok küçük bir alanda bitmeyen çatışma ve direniş büyük bir destanın yazılmasında rol oynadı.

Bu savaşın ardından Ankara'da büyük bir coşkuyla karşılanan Mustafa Kemal Paşa, Meclis içindeki muhaliflerini de susturdu. Aynı zamanda İkinci bir Kurtuluş Savaşı başlatmak için Anadolu'ya geçmeyi planlayan Enver Paşa, Sakarya zaferi sonrası bu planlarını ertelemek zorunda kaldı. Bu zafer aynı zamanda, Fransa ve İtalya gibi devletlerin, Ankara hükümeti ile ilişkiler kurmasının ve daha temkinli bir politikayı hayata geçirmelerinin önünü açtı. İtalya, Anadolu'daki askerlerini bütünüyle geri çekmeye karar verdi.

Sakarya Meydan Savaşı'nın kazanılması ve Yunan Ordusu'nun geri çekilmesi, İstanbul'da da Milli Mücadele'nin başarıya ulaşması yönündeki umutları artırdı.

O güne kadar Milli Mücadele'ye mesafeli yaklaşan çok sayıda subay ve üst düzey Osmanlı bürokratı Anadolu'ya geçmeye karar vererek mücadeleye katıldılar. 

Yeniden canlanan ve zafere inancı perçinlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları ise Sakarya Savaşı'ndan tam bir sene sonra karşı taarruza geçerek Yunan Ordusu'nu mağlup etti ve Milli Mücadele'yi zaferle sonuçlandırdı.

Sakarya, aynı zamanda, İkinci Viyana Kuşatması'ndan beri sürekli geri çekilen Türk Ordusu'nun son savunma savaşıdır.

İlgini çekebilir....

100. Yıl Dönümü Kutlanıyor: Sakarya Meydan Muharebesi Ne Zaman Yapıldı? Sakarya Meydan Muharebesi'nin Önemi

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"