Türkiye’de değerler eğitimi ilk kez 2010’da dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş tarafından yayımlanan bir genelge ile uygulanmaya başladı. Genelgede, öğrencilere yaptırılması istenen etkinlik örnekleri arasında, “rol model olma”, “karşılıklı güven, hoşgörü ve dürüstlük ilkeleri”, “sınıf içinde uyulması beklenen davranışlar listesi”, “yardım organizasyonları, doğum günü ve özel günlerde etkinlikler düzenlenmesi” gibi konu ve faaliyetlere yer verildi. Eğitimin içeriği ise illerde oluşturulan, “değerler eğitimi komisyonlarının” yetkisine bırakıldı. Bu kapsamda, illerdeki komisyonlar, yıl boyunca işlenecek değerleri ve zamanlarını belirleyip örnek yıllık plan hazırlayarak okullara gönderdi. Okullar da örnek plan çerçevesinde kendi planlarını hazırladı. Bu nedenle değerler eğitimi bugüne kadar, komisyonların oluru ile her okulda farklı konu başlıklarında farklı şekillerde uygulanabildi.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hizmet Vakfı arasında geçen temmuzda imzalanan protokol ile değerler eğitimi uygulamasına yeni bir yön verildi. Protokol uyarınca MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan “değerler eğitimi” seminer konularını içeren 39 sayfalık kitapçık, Genel Müdür Mustafa Kemal Biçerli imzasıyla 81 ilin valiliğine gönderildi.
Türkiye’deki tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki öğrencilere seminer şeklinde verilmesi planlanan değerler eğitimi için bakanlık dokuz konu ve bunların alt başlıklarını belirledi. Bu başlıklar arasında, “Sabır”, “Hastalık ve musibetin anlamı”, “Bir hayat gerçeği: Ölüm ve ötesi”, “İnancın bireysel ve toplumsal hayata etkileri”, “Dua ve ibadetin hayatımızdaki yeri”, “Ramazan ayı ve oruç”, “Peygamber sevgisi” gibi konular yer aldı. Kitapçığın gönderildiği birçok kentte seminerler verilmeye başlandı.
Peki yeterli mi?
Biz de üzerine basıp geçtiğimiz bir ot, karınca, taş parçası olabilecekken insan olmuşuz.
Evlerimizi, yuvalarımızı İslami ölçülerle ve imanın ışığında kurduğumuz takdirde yuvalarımız bir cennet köşesi, saadet ve huzur bahçesi olur.
Zaman ve şartlar müsait olunca çocuklarını dini ölçülere uygun bir şekilde evlendirmek anne ve babaların çok önemli vazifelerinden biridir. Dininden ve ahlakından razı olduğumuz bir kimse kızımıza ve oğlumuza talip olursa, ‘Kolaylaştırınız, güçlük çıkarmayınız’ hadisiyle amel etmeliyiz.
Avrupa modası yüzünden, yuva kurarken yapılan israflar ve ölçüsüzlükler yüzünden müminlerin dünya ve ahiret hayatları tehlikeye düşmektedir.
Gibi konular gençliğe değerler aşılamak için kafi mi? Değil elbette, ama her şeyi devletimizden beklememeliyiz. Bunun için biz de Onedio ekibi olarak Değerler listesine eklenebilecek bazı alternatif maddeler belirledik. Eminiz ki Milli Eğitim Bakanlığımız bunları dikkate alacak, yeni neslin eğitiminde bu konulara da yer verecektir.