Eğitimde fırsat eşitliği kapsamında atılacak adımlardan üçüncüsünün ise öğretmenleri mesleki eğitiminin çok boyutlu ve kapsamlı şekilde geliştirilmesi olduğunu vurgulayan Bakan Özer, “Bir eğitim sistemi öğretmeni kadar güçlüdür. Dolayısıyla öğretmenlerimizi mümkün olduğu kadar, onların talepleri doğrultusunda; sadece mesleki gelişim olarak değil, kişisel gelişim olarak, liderlik eğitimi olarak ve 21’inci yüzyılın değişen ve gelişen yetkinlikleri ile desteklemek Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim en önemli önceliğimiz. Bunu yaptıkça öğretmenler arası yeterlilik farklılığını da minimize edeceğiz ve bu da uzun vadede, okullar arasındaki başarı farklarını minimize etmeye katkı sağlayacak. Mesleki eğitim bunun haricinde. Eğitim sisteminin hem ortaöğretimin tam oturması hem de işgücü piyasasının aramış olduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirmesi açısından kendi fonksiyonlarını verimli bir şekilde kullanması öncelikler alanlarımızdan bir tanesini oluşturuyor” diye konuştu.
Yeni eğitim vizyonunda eğitimde fırsat eşitliği kapsamında okulöncesi eğitime de oldukça ağırlık verdiklerinin altını çizen Bakan Özer, “2022 Bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylandı. Burada da deklare ettiğimiz gibi 3 bin tane yeni anaokulu yapacağız. Bunlar bağımsız fiziki mekan olan okular. Diğer taraftan da 40 bin tane yeni anasınıfı yapacağız. Daha önce 2022 yılının Şubat ayı yani ikinci dönemin başlangıcına 5 bin yeni anasınıfını yetiştireceğimizi söylemiştik, daha 2021 yılı bitmeden 4 bin 443 tane anasınıfını devreye aldık. Yani yaklaşık 83 bin tane yeni öğrencimiz anasınıfına girmiş oldu. 2022 yılının sonuna kadar 3 bin tane anaokulu ve 40 bin tane anasınıfını sisteme katarsak, az önce bahsetmiş olduğum 3 yaş, 4 yaş, 5 yaş grubundaki okullaşma oranını yükseltme ile ilgili hedeflerimize zaten ulaşmış olacağız” açıklamasında bulundu.
İşletmelerde beceri eğitimleri ve stajların 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile tanımlandığını hatırlatan Bakan Özer, bu alanda atılan yeni bir adımı da şu şekilde anlattı:
“Burada özellikle Mesleki Eğitim Merkezleri’ni ilgilendiren 2 önemli kritik değişiklik TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Daha önceden 4 yıllık eğitim boyunca mesleki eğitime devam eden öğrencilerimiz her ay aldıkları asgari ücretin 3’e 1’ini işveren veriyordu devlet de çalışan sayısına göre bir kısmını işverene geri veriyordu. Bu düzenleme ile artık işverenin maddi yükümlülüğü olmayacak, devlet o asgari ücretin 3’te 1’inin tamamını kendisi karşılayacak. Dolayısıyla işverenler açısından Mesleki Eğitim Merkezleri çok daha cazip bir hale gelecek. İşverenler, işletmelerini öğrencilerimize çok daha rahat bir şekilde açacaklar. Daha fazla öğrenci Mesleki Eğitim Merkezlerinden yararlanmış olacak. Aynı zamanda ikinci bir düzenleme de; Mesleki Eğitim Merkezlerine devam eden ve 3’üncü yılın sonunda başarılı olan öğrencilerimiz kalfa oluyorlar ve asgari ücretin 3’te 1’i kadar ücret alıyorlardı, bu da asgari ücretin yarısına yükseltildi. Dolayısıyla kalfaların ücreti de iyileştirilmiş oldu. Hem öğrenciler açısından Mesleki Eğitim Merkezleri cazip hale getirildi hem de işverenler açısından cazip hale geldi. Asgari ücretteki yeni yapılan yüzde 50’lik iyileştirmeyi de göz önüne aldığınız zaman artık Mesleki Eğitim Merkezi’ne devam eden öğrenciler 3 yıl boyunca şuandaki fiyatlarla 1400 lira civarında bir ücret alacaklar, kalfa olunca da 2000 liranın üzerinde bir ücret almış olacaklar. Zaten Mesleki Eğitim Merkezlerindeki mezunların istihdam oranları yüzde 88’ler civarında. Yani istihdam ile ilgili hiçbir sorun olmayan ve işgücü piyasasını tam karşılayan Almanya’daki dual mesleki eğitimin tam karşılığı bu sistem. Şimdi bir taraftan da bu yeni düzenlemeler ile kapasiteyi artırınca artık işgücü piyasasında, ‘aradığım elemanı bulamıyorum’ şeklindeki mazeret de ortadan kalkmış olacak.”
Bi murat abi gfnin basimiza milli egitim bakani olmasi eksikti