MARDİN'in Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve mahkeme tarafından şartlı serbest bırakılan Rektör Yardımcısı ve Yaşayan diller Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, milletvekillerine kadro vermediği için hedef alındığını savundu.
Mardin'in Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan ve mahkeme tarafından şartlı serbest bırakılan Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, milletvekillerine kadro vermediği için hedef alındığını söyledi.
Artuklu Üniversitesi'nde geçen hafta Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan 29 kişiden 5'i tutuklanırken, aralarında Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Kadri Yıldırım adli kontrol uygulanması koşuluyla serbest bırakıldı. Yurt dışına çıkış yasağı konulan ve her gün en yakın kolluk noktasına giderek imza atması gereken Prof. Dr. Kadri Yıldırım, düzenlediği basın toplantısında siyasileri suçladı. Gözaltına alındığını İnternet sitesinden öğrendiğini anlatan Yıldırım, 'Gözaltında fiziki işkence görüp görmediğim soruluyor. Hayır, böyle bir şey olmadı. Kaldığımız nezarethanenin küçük odalarında beşer altışar kişilik kaldık. Yere bir battaniye serildi, onun üstüne uzandım. Üstüme de bir battaniye çektim ve ceketimi yastık olarak kullandım. Tabii yine de bunları bulduğuma şükrettim. Çünkü Filistinli ve Kobanêli kardeşlerim bunu da bulamıyorlar' dedi.
Yıldırım, sabah namazını kıldıktan sonra yatmayarak yakın zamanda piyasaya sürmeyi planladığı Rojava adlı kitabı ile ilgili çalışırken gözaltına alındığını belirterek, 'Gözaltında en çok üzüldüğüm nokta kitabımın tamamlanmadan gözaltına alınışımdı. Çünkü yılbaşında bu kitabı bastıracağım inşallah' dedi.
Yıldırım, başkanı olduğu bölüme haksız yere adam sokmaya izin vermediği için başına bunların geldiğini belirterek, '500 öğrenci için açtığımız programın ilanına başvuran adaylarla ilgili milletvekilleri bana fakslar gönderip isim listelerini verdiler. Hesapladım sayı 500'ü aşıyordu. Siparişte, aşağıda bir sıralama yapılmıştır, bunlar benim çok yakın tanıdıklarım isimlerdir. Sınav günü öğrencileri topladım, durumu izah ettim ve bütün o sipariş listelerini yırtıp çöpe attım. Keşke atmayıp bugün size birer belge olarak sunsaydım. Neyse, bu siparişler yerine getirilmediği için saldırıya geçtiler' diye konuştu.
Kürdoloji bölümüne' haksız yere adam sokmaya izin vermeyeceğini vurgulayan Yıldırım, bu siparişlerden yerine getirmediği için Kürdoloji'ye alınan 500 kişiden 480 kişinin PKK sempatizanı olduğunu yayıp bu yönde kendisine karşı hazırlanan raporun YÖK'e, MEB'e, İçişleri Bakanlığı'na, Cumhurbaşkanına ve Başbakana ilettiklerini belirtti.
ÜNİVERSİTEDEN İZİN ALINMALIYDI
Suçlamaları reddeden ve soruşturma usulünde usulsüzlük olduğunu söyleyen Yıldırım, 'Eğer hakkımda açılacak bir soruşturma gereği varsa bunu üniversitem idari olarak yapmalıydı. Kanunlar bu yönde açık ve amirdir. Ama avukatlarımın bütün uyarılarına rağmen bu dikkate alınmadı ve sağlık problemlerimi gösteren rapor ve belgelere rağmen bu yöndeki dilekçelerimiz reddedildi. Yani operasyon yanlış başladı, yanlış devam etti. Ama sonucunda 5- 6 gün medya üzerinden itibarsızlaştırma kampanyası kabul edilir bir şey değildir' dedi.
Yıldırım, kendisine yönelik eş güdüm içerisinde olabilecek bazı kesimlerin ortak hareket ettiğini belirterek, 'Birincisi üniversitenin içinden bir grup, ikincisi emniyetin içerisinde temizlenmesi gereken bir grup, üçüncüsü Ankara'da emniyet, YÖK ve diğer bazı kurumlardaki statükocu bir grup, dördüncüsü de bunların evirip çevirdiklerini sayfalarına taşıyan ve benimle görüşme zahmetine katlanmayan bir iki yerel medya. Bunlar bir takım rapor ve ihbarnamelerle kendi kafalarına göre merkezi etkilemeye çalışıyorlar' diye konuştu. Mardin'de operasyonu haber yapan yerel ve ulusal gazeteleri de eleştiren Yıldırım, Kürdoloji bölümünü itibarsızlaştırmak isteyenlerin amaçlarına ulaşamadıklarını sözlerine ekledi.
Nezir GÜNEŞ/MARDİN, DHA