Olympos; geçmişi mitolojiye , Likya’ya dayanan tarihin hala hissedildiği canlı bir yerdir. Anadolu tarihinin en yoğun hissedildiği yerlerden birisidir. Dar fakat nefis güzellikteki yol bizi Olympos'un sahiline kadar indirir.
Olympos; geçmişi mitolojiye , Likya’ya dayanan tarihin hala hissedildiği canlı bir yerdir. Anadolu tarihinin en yoğun hissedildiği yerlerden birisidir. Dar fakat nefis güzellikteki yol bizi Olympos'un sahiline kadar indirir.
Olympos, çeşitli kaynaklarca dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotasından biri olarak gösterilen Likya Yolu üzerindedir.
Likya Yolu, Türkiye’nin güneyinde, Fethiye’den Antalya’ya giden, 540 kilometrelik, yürümesi ortalama 29 gün süren işaretlenmiş bir yürüyüş rotasıdır. Rota, genel olarak Roma yolları, eski patikalar ve katır yollarından oluşur; sıklıkla kayalık ve taşlıktır ve dağ bisikletine uygun değildir.
Yürüyüş için en uygun zaman ilkbahar ya da sonbahardır. Yaz ayları, Lykia’da uzun yürüyüşler için çok sıcaktır. Lykia Yolu’nu yürüyecekseniz, 3 yüksek derecede etaba hazırlıklı olmalısınız.
Olympos, antik Likya medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Şehrin temelleri eski Helenistik dönemde, MÖ. 300 civarında inşa edilmiştir.
Olympos'un tarihi kayıtlarda izine ilk defa MÖ. 78 yılında, Sicilya'daki Roma Valisi Servilius Vatia'nın zamanın en büyük korsanı Zenicetes'i deniz savaşında yendiği sene rastlanır. Gemilerini Porto Ceneviz ve Sazak'ın gizli limanlarında saklayarak civardaki tüm kıyı şeridini hakimiyeti altına alan Zenicetes, Olympos'u da kendisine kale yapmıştır. Şehir yeniden Roma hakimiyetine geçtikten sonra 'ager publicus' (satışa çıkarılmış veya kiralık olarak verilecek Roma mülkü) olarak ilan edilmiştir.
MS. 43 senesinde Likya, Roma İmparatorluğuna katılmıştır. Olympos şehrinin koruyucusu, Yunan Tanrısı Hephaistos için festivaller düzenlenmiştir. Olympos, Roma İmparatorluğu Hristiyanlaşma süreci içerisindeyken bir piskoposa ev sahipliği yapmıştır. 3. yüzyıldan itibaren korsanların sürekli olarak şehre saldırmaları sonucu şehrin nüfusu yavaş yavaş azalmış ve şehir eski önemini kaybetmiştir.
11. ve 12. yüzyıllarda şehir Cenevizliler, Venedikliler ve Rodos Şovalyeleri tarafından yeniden inşa edilmiş ve haçlı seferleri sırasında ticaret limanı olarak kullanılmıştır. Olympos şehri, Osmanlı Donanmasının 15. yüzyılda doğu Akdenizi hakimiyeti altına aldığı sıralarda terk edilmiştir.
Musa dağı ve Omurga dağı arasında kalan vadide yerleşik antik şehrin ortasından Olimpos çayı akıyor, harabelerin sonundaki gişelerin hemen ötesinde ise Olimpos pansiyonları başlıyor. Olimpos’un en etkileyici yapılarından birisi, sahil tarafına yakın, Musa dağı tarafındaki Roma hamamı.
Olimpos antik kenti, 1990 yılından bu yana sürdürülen kazılarla her geçen gün biraz daha gün ışığına çıkarılıyor.
Antik kent'e müze kartınız varsa ücretsiz, yoksa 7,5 tl karşılığında . aldığınız 10 girişlik kartı birden fazla kişiyle birlikte kullanabilirsiniz.
Olimpos Antik Kenti’nin denize açılan ağzında “Kaptan Eudemos’un lahti” olarak adlandırılan lahtin üzerinde 10 satırlık Yunanca bir yazıt var…
Yarıya yakın kısmı hazine avcıları tarafından kırılarak yok edilmiş olan yazıtın son dört satırı insanı derinden etkiliyor;
“…Son limana girdi demirledi gemi, çıkmamak üzere
Çünkü ne rüzgardan ne de gün ışığından medet var artık;
Işık taşıyan şafağı terk ettikten sonra Kaptan Eudemos,
oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi,
Kırılmış bir dalga gibi…”
***
Pansiyon ve otellerden plaja yürüyerek gidiyorsunuz. Dağların arasından ağaçlar eşliğinde yürüdükten sonra antik kente giriş yapıp çeşitli kalıntıları ve diğer yanınızda akan dereyi görürerek 500 metre sonra plaja ulaşıyorsunuz.
Plajın Olmypos tarafında denize karışan soğuk tatlı su sebebiyle deniz sıcaklığının bir-iki derece daha soğuk olduğunu ve yaz sıcağında ferahlatıcı bi etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Yine tatlı su sebebiyle suyun daha berrak ve tuz oranının daha düşük olduğunu da söyleyebiliriz
Öğleden sonra oluşan bu doğal gölgelik alandan dolayı Olympos plajı yazın bunaltıcı sıcağı altında bunalmadan plaj sefası sürmenizi sağlıyor.
Carretta caretta yavrularının yuvalardan çıkarak denize ulaşmasına tanıklık etmek isteyen çok sayıda tatilci, sabahın erken sahillerinden itibaren sahile akın ediyor. Ulupınar Çevre ve Doğayı Koruma Derneği görevlileri tarafından takip edilen yavruların çıkışını bölgedeki tatilciler büyük bir ilgiyle izliyor.
1. ve 2. dereceden doğal ve tarihi sit alanı olduğu için büyük yapılara izin verilmemiş. Bu da oraların sakinliğini ve doğasını korumuş. Civarda köylerde yerli halk ekolojik tarımla uğraşıyor. Sahilde sadece restorant ve cafeler var. Doğası gereği ahşap evlerden oluşan pansiyonlar ve oteller yöreyi diğer tatil yerlerinden hemen ayırıyor. Fiyatları 50-100 arasında değişen pansiyonların çoğunda kahvaltı ve akşam yemeği dahil konaklayabilirsiniz. Havuzu olan ve daha bakımlı ağaç evler istiyorsanız denizden biraz daha uzak olan pansiyonlara göz atabilirsiniz.
Olympos'un içindeki cafelerde kahve içip, mantı, gözleme, hamburger gibi lezzetli yiyeceklerle karnınızı doyurabilir, limonatayla serinleyebilirsiniz.
Olympos ‘da gece hayatı sandığınızdan daha hareketli olabilir. Olympos ‘un küçük bir yer olması ve beton erme yapılar bulunmamasına rağmen ahşaptan inşa edilmiş bar ve club tarzı mekanlar bulmak mümkün. Ayrıca bazı pansiyonların bahçelerinde küçük çaplı canlı müzik yapıldığını ve hayli keyifli olduğunu söyleyebiliriz.
Tatile gitmişken dövme ya da piercing yaptırabileceğiniz bir stüdyo dahi var!
Olympos doğa sporları ve adrenaline meraklılar için tam bir cennettir. Rafting, kaya tırmanışı , trekking , safari turları , tekne turları gibi birçok farklı aktivite Olympos’ta sizleri bekliyor. Ayrıca bisiklet, ATV kiralayabileceğiniz yerler de mevcut.
Bence böyle yerlerin reklamını yapmayın arkadaş sonra hiç birinden eser kalmıyor. Ne kadar az bilinirse o kadar temiz ve canlı kalır.
evet malarmutun biri daha Olympos u öğrenmiş, kafasını zerre anlamamış olacakki bi başlık açıp sükse yapıcam diye 1000lerce doğa, kafa tecavüzcüsünün aklına karpuz kabuğu düşürüyor. arkadaşlar gelmeyin, Olympos bok gibi bi yer kemer di kaş tı olay buralarda, olymposta *düşmez. anlattığı gibi ucuz filanda değil, iğrenç biyer akrepten böcekten geçilmez, uyuyamazsınız bile
o akan dere pis yaz-kış bok akıyor , kalınacak yerler pansiyon falan demezsin börtü böcek sıcak , ormanlık alanda kaybolan gençler var , pahallı ayrıca hiç gidilecek bir yer değil gitmeyin ,gidecekleri de uyarın . kaş, kemer, alaçatı , marmaris daha iyi oralara gidin .