Colin Salter'ın yeni kitabı 'Science is Beautiful', insan vücudunun mikroskop altında nasıl göründüğünü gözler önüne seriyor. Sonradan renklendirilen bu fotoğraflar görenlere, insan vücudunun gerçekten de bir sanat eseri gibi muhteşem ve bir o kadar da kompleks bir yapı olduğunu düşündürüyor. İşte o 10 fotoğraf:
Kemik iliğinde bulunan kök hücreler, bölünüp dönüşerek kan hücrelerini oluştururlar. Bu, devamlı işleyen bir süreçtir çünkü kan hücreleri çok uzun ömürlü değildirler. Kırmızı kan hücreleri ortalama 120 gün, beyaz kan hücrelerinin bazıları ise 3 gün kadar kısa süreli bir ömre sahiptirler.
Fotoğrafta görülen mavi baloncuklar, hücrelerin genetik bilgisini taşıyan çekirdeklerdir. Onların etrafında bulunan sarı kıvılcımlar ise, hücre için enerji üreten mitokondriyi gözler önüne seriyor.
Adrenalin üreten bezler, beyinde içgüdü ve duygularımızdan sorumlu kısım olan Hipotalamus tarafından kontrol edilir. Kanımızda daima, az miktarda da olsa adrenalin bulunur ve gerilimli zamanlarda bu miktar artar. Bu durumda ciğerlere giden hava yolları genişler ve küçük kan damarları büzülür. Bu da kaslarımızın daha sıkı çalışmasına ve vücutta 'savaş ya da kaç' tepkisinin oluşmasına yol açar.
Vücudumuzda bulunan serotoninin %90'ı karın bölgemizdedir (tüm sindirim sistemi ve bağırsaklarımızda). Genellikle mutluluk hormonu olarak adlandırılan bu hormon, aslında çok daha karmaşıktır. Çünkü bu hormon aynı zamanda hafıza, öğrenme kabiliyeti, iştah ve uyku konusunda da çok etkilidir. Bir diğer yandan, mutluluğun da tüm bu konular üzerinde etki sahibi olduğunu söyleyebiliriz.
Her iki kulağımızın da içinde, vücudun dengesinden sorumlu birer taş bulunur. Bu taşlar, kütleçekime ve hız değişimlerine karşı duyarlı olan duyu kıllarına bağlıdırlar. Örneğin kafamızı yan yatırdığımızda, duyu kılları beynimize sinir sinyalleri göndererek dengede kalmamızı sağlarlar.
İnsülin, pankreasta üretilir ve fonksiyonu da kan şekeri seviyesini dengelemektir. Eğer vücutlarımızda yeteri kadar insülin üretilmezse, kandaki glikoz miktarı aşırı yükselir ve diyabete sebep olabilir. Kimi zaman ise vücudunuz normal bir biçimde insülin üretiyor olsa da, eğer hücreleriniz buna cevap vermiyorsa diyabete yakalanabilirsiniz.
Fotoğrafın üst yarısında görülen, derinin en üst katmanı epidermis, aşağıdaki katman tarafından devamlı yenilenen ölü hücrelerden oluşur. Fotoğraftaki sarı kısımlar, cildimizi su geçirmez ve güçlü bir hale getirerek iç organlarımızın zarar görmesini engelleyen keratin proteinini; siyah kısımlar ise kıl köklerini gösteriyor.
Etraf karanlık olduğunda gözlerimiz, melatonin üreten beze sinyaller gönderir. Bu hormon uyku ve güvenlik hissi ile ilişkilidir. Orta yaşlarda, vücudun melatonin salgılaması azalır ve bu durum da yaşlılıkta sıkça görülen uykusuzluğa ve sinirliliğe sebep olabilir.
Yağ hücreleri, insan vücudundaki en büyük hücrelerdendir. Derimizin altında bulunan kalın yağ tabakası, dışarıya karşı tampon görevi görür ve enerjiyi depolar. Yukarıdaki fotoğrafta, yağ hücrelerinin içlerinde biriken yağlar boşalmış. Kilo aldığımız zamansa bu hücreler içlerine aldıkları yağla şişerler ve daha da ilerleyen zamanda bunlara yeni hücreler eklenmeye başlar.
Bakteriyofajlar, bakterilere hastalık bulaştıran virüslerdir. Fotoğrafta, bir örümceği andıran turuncu şey, virütik DNA'sını bir bakteriye enjekte etmekte olan bir bakteriyofajdır. Üstünde olduğu mavi imaj ise bir bakteri. Bakteriyofajların bacakları şırınga benzeri bir tüptür ve bakteri hücresinin zarını delerek DNA'larını onlara aktarırlar.