İyi beslenme sağlıklı bir zihnin anahtarı. Dahiler de bunun farkında. Bazılarının takıntılı olduğu besinler bile var.Çünkü vücutta oluşan asiditenin, yaşlılıkta savaşılabilecek en kötü düşman olduğunu düşünüyormuş. Aslında çok da haklı... Vücutta asiditenin yüksek olması birçok kronik hastalığa sebep oluyor. Bezelye ve fasulye gibi asit üretimini destekleyen besinlerden kaçınmış. Balık ve et de fosfor içerdiği için güçlü asit tepkimelerine sebep oluyor. Bu nedenle et gruplarını da nadir olarak tüketmiş. Sebzeleri ise bol miktarda tüketiyormuş.Çırpılmış yumurta, mercimek çorbası, şnitzel, ringa balığı ve makarna Einstein'ın en sevdiği yemekler arasında yer alıyorlar.En sevdiği yemekler ise yumurta, tereyağlı ekmek ve çay. Eğer bir şeyleri kutlamak istiyorsa, bir parça çikolata veya meyveyle kendini ödüllendiriyormuş.Darwin Cambridge'de öğrenciyken, 'insan damağının bilmediği tatları' bulmak ve yemek için toplanan bir okul topluluğuna başkanlık da etmiş. Bu toplulukla şahin, kahverengi baykuş gibi hayvanların etlerini denemişler.Hatta Güney Amerika'da görülen ve plasentalı bir memeli olan armadilloyu da denemiş ve tadını ördeğe benzetmiş.Erken ve orta yaşlarında nadir de olsa et de tüketirken, yaşı ilerledikçe sebze yemekleri ve meyveyle beslenmiş. Ancak bilinçli olarak vejetaryen beslendiğini gösteren bir kanıt yok.Hatta ailesi de Amerika'ya cevizli sucuk gönderiyormuş.Hint yemekleri çoğunlukla gluten içermediğinden ve baharatlarla lezzetlendirildiğinden bu yemekleri tercih ediyor. Özellikle köriyi çok seviyormuş.İbn-i Sina, yediğimiz ve içtiğimiz besinlerin hastalıklara sebep olduğuna inanıyor. Ona göre günde 3 öğün yemek de oldukça sağlıksız bir durum. Sağlığın, tek çeşit değil çok çeşitli beslenmeden geçtiğini düşünüyor.Uzun süre dayanabilen ampulü yapan Edison, 1869'da New York'a taşındığında iflas etmiş. Bu zamanlarında elmalı tart ve çay yaprağı ticareti yapmaya başlamış. Hayatı boyunca da en sevdiği yiyecek ve içecek olarak kalmışlar.Tahammül edemediği yemekler de var elbette. Özellikle karnabahar ve tavuktan nefret ediyormuş. Oğluna göre Freud, zaman zaman 'Bir tavuğu öldürmemeliyiz; yaşasın ve yumurta alalım. ' diyormuş.Hatta Pisagorculuk akımına göre, vejetaryen beslenmenin de dışında gıdadan tamamen yoksun kaldıkları inziva dönemleri de yaşıyorlardı. Hayvan derisi kullanmaya da karşı olan bu düşüncenin ana odak noktası, felsefe, matematik, müzik ve jimnastik içeren bir yaşam kuralları bütünü oluşturmak.
Aziz sancar biliyo işi
Albert adamım! makarnanın kıymetini biliyorsun demek.