Tarihin en popüler video oyunlarından olan Solitaire ile de böylece tanışmış olduk. Şimdilerde geçmek bilmeyen mesai saatlerinin ve internetsiz dakikaların kurtarıcısı gibi imdadımıza yetişen Solitaire o dönem için devrim niteliğindeydi.
'Yılların kart oyununun nesi öğretici olacak ki' diyebilirsiniz, esasen pek de haksız sayılmazsınız. Ancak gelin bunu anlamak için 90'lı yılların başına bir yolculuk yapalım. Kişisel bilgisayarların bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde haliyle bu cihazlar insanlar için her şeyleri ile büyük bir gizemdi. Şimdi gözlerimiz kapalı halledebildiğimiz işlemlerin pek çoğu o dönemlerde öğrenilmesi gereken meselelerdi.
Çoğu kişinin ilk kez karşılaştığı mouse, kullanımı ancak biraz pratik ile öğrenilebilecek bir cihazdı. Bir bilgisayarı kullanabilmek için ise öğrenilmesi şarttı. Microsoft Windows 3.0'a Solitaire oyununu koyarak kullanıcılara bunu eğlenceli bir yoldan öğretmek istemişti. Kartları tutmak, sürüklemek, çift tıklamak, imleci yönlendirmek ve basılı tutmak gibi mouse ile yapılabilecek tüm aksiyonlar Solitaire oyununda yapılabiliyordu.
Microsoft 3.1 sürümüyle kullanıcıların beğenisine sunulan yapım da tıpkı Solitaire gibi mouse kullanımını öğretmek amacıyla tasarlanmıştı. Sağ ve sol tıkla işlem yapmak gibi basit fare hareketlerini öğretmek için bu oyundan iyisi yoktu.
Örneğin Freecel oyunu başlangıçta kullanıcılara 16-bit ve 32-bit arasındaki uyumluluğu göstermeyi kendisine hedef olarak seçmişti. Hearts ise Windows'un ağda nasıl çalıştığını kullanıcılara aktarmak niyetiyle sisteme entegre edilmişti.
Bugün pek çoğumuz sanki doğduğumuz ilk andan itibaren mouse ve PC kullanmayı biliyormuşuz gibi hissetsek de durum 90'ların başında hiç de böyle değildi. Ancak Microsoft bu durumu çözmeyi kullanıcılarına hiç hissettirmeden ve gayet keyifli, üstelik de epey akıllıca bir biçimde başardı.
Ok. 👍👍