Devlet Bahçeli MHP kurultayında “Nevruz’da hainler meydanlara çıkmakta, AKP-PKK koalisyonu Nevruz’u bölücülüğün günü haline getirmektedir. Diyarbakır’da ihanet mektupları okunmakta, Türkiye’nin kuyusu kazılmaktadır” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) ‘Bizimle yürü Türkiye’ temalı 11. Olağan Büyük Kurultayı’nda genel başkanlık seçimi sona erdi. Tek aday olan Devlet Bahçeli yeniden genel başkan seçildi. 1160 delegenin oy kullandığı seçimde Bahçeli 1149 geçerli oyun tamamını aldı.
Seçim öncesi konuşan Bahçeli, Nevruz Bayramı’nın AK Parti ve PKK tarafından ‘bölücülüğün günü’ haline getirildiğini öne sürdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi eleştirerek “Ver başkanlığı, al özerkliği, al terörist başının özgürlüğünü… Erdoğan’ın AKP’nin 400 milletvekili için çığırtkanlık yapmasını sağlayan budur” dedi.
Nevruz için “Türk milleti demir dağları eriterek Ergenekon’dan çıkmıştır. Bugün olduğu gibi bozkurt, Türk milletinin önüne Nevruz günü düşmüştür” diyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
“Nevruz’da hainler meydanlara çıkmakta, AKP-PKK koalisyonu Nevruz’u bölücülüğün günü haline getirmektedir. Diyarbakır’da ihanet mektupları okunmakta, Türkiye’nin kuyusu kazılmaktadır. Nevruz kirletilmektedir. Bölücü hainler Nevruz Bayramı’nı da sahiplenmektedir. Bugün de Nevruz’da kin, nefret ve ihanet ateşleri yakmak için toplanmışlardır. Çok şükür millet buradadır. Biz yapmak için uğraşıyoruz, onlar yıkmak için çırpınıyor. Biz kardeşlik diyoruz, onlar fitne çığlığı atıyor. AKP de onlara destek oluyor, ön açıyor. Bölücü hainler yaktıkları bu ateşin içinde yanıp kül olacaklardır.”
‘PKK amigosu heyet’
Bahçeli, Kürt sorununa çözüm süreci kapsamında 'izleme heyeti' kurulmasına karşı çıktı. Cumhurbaşkanı’nın heyet için “Olumlu bakmıyorum” demesini eleştirdi:
“PKK amigosu heyet neyi seyredecektir? Sözde sanatçılar, Yeşilçam kalıntıları bize neyi anlatacaklar? Nankörler, nimet bilmeyenler bize neyi anlatacaklar, neyi kabullendirecektir? Türkiye yenilmiştir de sıra tasfiye planlarına mı geldi?
Erdoğan’ın sahte sözlerine inanmayın. PKK ile görüşüyorsunuz dediğimizde şeref resti çekmişti. Erdoğan’ın izni ve icazeti olmadan PKK heyeti kurulamaz.
Mısır’da İhvancı, İmralı’da peşkirci, ABD’de BOP’çu, Erivan’da diasporacı, Kıbrıs’ta Rumcu ve Ankara’daki tetikçi aynı kişidir. Erdoğan her şey olmuştur ama bir tek Türk olamamıştır.”
‘Öcalan AKP’ye istediğini yaptırıyor’
Bahçeli, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mektubunun Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında okunması hakkında ise şöyle konuştu:
“Bebeklere kurşun sıkan hainin ne konuşacağı günlerdir konuşulmaktadır. Mütareke basını İmralı canisinin ağzına bakmaktadır. Ankara-Kandil arası ihanet mesaisi vızır vızır işlemektedir. Öcalan ne isterse AKP’ye yaptırmaktadır. Terörist başının 10 maddelik ihanet metni saraylarda okunmuştur. Davutoğlu ve Erdoğan sevinç çığlıkları atmıştır. İlan edilen 10 madde, Türkiye’nin bölünmesinin yol haritasıdır.”
‘AKP, PKK ile resmi söz kesti’
“7 Haziran’dan sonra AKP ile PKK’nın ortaklaşa hazırlayacağı yeni anayasanın omurgası ve çatısının bunlar hazırlayacaktır. AKP hükümeti Türkiye’nin bölünmesi için PKK ile resmi söz kesmiştir. Erdoğan’ın başkanlık ihtirasları ile PKK’nın Türkiye’yi bölme hedefleri kesişmiştir. PKK silahtan vazgeçmemiştir. Buna da niyeti yoktur.
‘Ver başkanlığı, al özerkliği, al terörist başının özgürlüğünü…’ Erdoğan’ın AKP’nin 400 milletvekili için çığırtkanlık yapmasını sağlayan budur.”
‘Devlet Güneydoğu’da kayboldu’
Bahçeli, devletin Güneydoğu’dan çekildiğini söyledi:
“Gerçeklerin milletten gizlenmesi için tam bir karartma uygulanıyor. Devlet, Güneydoğu’da adeta kaybolmuştur. Güvenlik güçleri karakollarından çıkmamaktadır. Türk bayrağı yakılmaktadır. Atatürk heykelleri yıkılarak yerine bölücü heykelleri dikilmektedir. Sözde şehitlikler oluşturmaktadırlar.
PKK bazı pilot bölgelerde fiili devlet ilan etmiştir. PKK paralel devlet gibi sözde vergi daireleri açtı, devriyeye çıktı.
PKK üniversiteleri örgütlemiştir. Bazı üniversiteler bölücü hainlerin kontrolüne geçmiştir. Hükümet sessiz ve umursamazdır. Geçtiğimiz ay Ege Üniversitesi’ndeki evladımızın alçakça şehit edilmesinin acısı yüreklerimizdedir. Fırat evladımız katledilmiştir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bu kanın hesabı bir gün çok ağır bir şekilde sorulacaktır.”
‘Türk milleti ortak kültürü olmayan bir etnik mozaik değildir’
PKK için “Kürt kökenli kardeşlerime liderlik yapamayacaktır” diyen Bahçeli öyle konuştu:
“Türk milleti ortak kültürü olmayan bir etnik mozaik değildir. Bir ve bütündür. Etnik parçalara bölünmeyecektir. Tek bir vatan vardır. Bu Türk vatanıdır. Vatan ile ilgili tanım Kurtuluş Savaşı’nda yapılmıştır. Sevrciler, Mondrosçular tarafından yeniden tanımlanmayacaktır. Türk milleti ve bayrağı ortak çatıdır. Etnik köken bahanesiyle yıkılmaz.”
‘Serok Ahmet ve 17-25 Erdoğan’
MHP lideri, IŞİD tehdidi altındaki Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun tahliyesinin iktidar tarafından zafer olarak gösterilmeye çalıştığını söyledi:
“Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nu bombalayarak kaçanların Çanakkale’den bahsetmesi yüzsüzlüğün zirvesidir. Serok Ahmet ve 17-25 Erdoğan’a göre yaptıkları bir zaferdir, hainlerin gözetiminde hareket etmek itibardır. Bunlar Çanakkale’de yaşasalar tek kurşun atmadan teslim olurlardı. Bunlar Damat Ferit’i, Ali Kemal’i bile aratırlardı. Erdoğan’a göre vatan kupon araziden farksızdır. Bizlere göre vatan namustur. Tehdit var diye vatan toprağını boşaltmak nerede görülmüştür?”
‘Kandırıldık demesi ikiyüzlülük’
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe davaları için ‘aldatıldık’ demesini de eleştirdi:
“Darbe davalarının savcısı diye ortaya çıkan Erdoğan’ın şimdi de ‘Kandırıldık’ diye ortaya çıkması ikiyüzlülüktür. ‘Paralel yapı’ dedikleri AKP’nin eseridir. Karanlık yolda beraber yürümüşlerdir. Kim hukuksuz işlere bulaştıysa, kim masum insanları mağdur ettiyse bunun hesabını Türk milletinin önünde verecektir. Erdoğan’ı her önüne gelen kandırıyorsa Türkiye batmış demektir.”
‘Ya demokrasi, ya da diktatörlük’
Bahçeli, 77 gün sonra yapılacak seçimlerin Türk milleti için ‘var olma-yok olma seçimleri’ olduğunu ifade etti:
“Türkiye yolsuzluğa, hırsızlığa teslim mi olacak, yoksa yolsuzluk, hırsızlık yapanlardan hesap mı soracaktır? Kardeş kavgasına mı sürükleneceğiz, milli birliğe mi kavuşacağız?
Türk milleti seçim sandığı başında buna karar verecektir. Yoksulluk, işsizlik, sefalet kader olarak mı kabullenilecek? Yoksa bir refah dönemi mi gelecek? Ya ahlak kazanacak, ya da ahlaksızlık tavan yapacaktır! Ya zorbalık ve kanunsuzluk egemen olacak, ya da hukuk egemen olacaktır! Ya demokrasi gelecek ya da diktatörlük kurulacaktır! 7 Haziran seçimleri Türkiye’nin kurtuluşu için son şanstır.
AKP’ye oy vermiş ihlas sahibi temiz arkadaşlarımız bunların peşinden gitmeyecektir. Din tüccarlarına artık aldanmayacaktır. Rüşvete karşı bizimle yürü Türkiye! Çöken ve yalnızlaşan dış politikaya karşı, kutuplaşmaya ve karanlığa karşı bizimle yürü Türkiye! 1150 odalı kaçak saraya karşı, millete küfür eden havuzculara, gemicilere, villacılara karşı bizimle yürü Türkiye!”