Danıştay, çevre mevzuatlarını yerine getirmediği için kapanması gereken 13 termik santralin görev sürelerinin gece yarısı çıkarılan yönetmelikle uzatılmasına müsaade etmedi.
Danıştay, çevre mevzuatlarını yerine getirmediği için kapanması gereken 13 termik santralin görev sürelerinin gece yarısı çıkarılan yönetmelikle uzatılmasına müsaade etmedi.
İnsan sağlığına ve çevreye zarar verdiği, mevzuatlara da uymadığı gerekçesiyle ikisi kamuya ait toplam 13 santral hakkında yaklaşık beş yıl önce kapatma kararı alındı.
Ancak santrallerin mevzuatlara uyumu için önce üç yıl ek süre tanındı. Buna göre uyum için gerekli işlemlerin yapılmaması halinde santraller 31 Aralık 2019'da kapatılacaktı. Bu sürenin dolmasına beş gün kala ise yeni bir yönetmelik çıkarılarak, santrallerin sorumluluklarını yerine getirmemelerine rağmen görev süreleri 2,5 yıl daha uzatıldı.
Karar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüldükten sonra vergi yasa teklifine gece yarısı eklenen bir madde ile alındı. Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Ve santrallerin bir kısmı görevlerine devam etti.
TEMA Vakfı, Danıştay’a yönetmeliğin iptali için dava açtı. Vakfın dava dilekçesinde, yönetmelik değişikliğiyle getirilen esnekliklerin uygulanması halinde, elektrik üretim santrallerinin atıklarının, uygunluk raporları alınmadan kontrolsüz bir şekilde boşaltılması sonucu çevreye geri dönülemez zararların verilmesine sebep olacağı belirtildi.
Deutsche Welle Türkçe'den Serkan Ocak'ın haberine göre, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, TEMA Vakfı’nı açtığı davada haklı buldu. Yönetmeliğin yürürlüğü durduruldu.
Danıştay’ın kararında en dikkat çekici kısım, ilk verilen uzatma süresinin yeterli olduğu vurgusuydu.
Kararda, termik santrallerin faaliyetleri sonucu oluşan atıkların, toksik nitelikte olduğu, yeraltı ve yüzey suları ile tarım alanlarını kirlettiği, çevre ve insan sağlığı açısından olumsuz etkilerinin bulunduğuna dikkat çekildi. Danıştay’ın verdiği kararda, sürenin dolmasına beş gün kala çıkarılan yönetmelik ile yeni bir süre uzatımının, genel bir düzenleme niteliğinde olduğu, bunun da mevzuat yapım tekniğine uygun olmadığı ifade edildi.
Kararda ayrıca çıkarılan yönetmelikle ilgili hangi hususlarda sorun olduğu tek tek sıralanarak, yapılan işlemin hukuka uygunluğunun bulunmadığı anlatıldı. “Telafisi imkânsız veya güç zararların doğabileceği” ifadesiyle işlemin yürürlüğü durduruldu.
TEMA Vakfı’nın avukatı Ömer Aykul, bu karar sonrasında termik santrallerin atıklarının yeraltı sularına olumsuz etkileri olanların faaliyetlerinin derhal durdurulması gerektiğinin altını çizdi.
Aykul, “Bir süre verilmişti, bakanlık verdiği süreyi uzattı. Süre uzatmanın insan ve çevre sağlığı açısından doğru olmadığı anlaşılmış oldu” diye konuştu.
Tüm idari işlemlerde kamu yararı ve hukuka uygunluğun esas olması gerektiğinin altını çizen Aykul’a göre, idareler isteyerek hukuka aykırı işlem yapmaz ve tüm işlemleri hukuk devleti olmanın gereği yargısal denetime tabidir. Aykul, “Burada da yargı bir denetim yaptı. Kamu yararı olup olmadığına baktı. Hukuken işlemin doğru olmadığına karar verdi” dedi.
Kömürlü termik santraller, arazi kullanımı ve oluşturduğu kirlilik nedenleriyle ekosistem üzerinde büyük baskı yaratıyor. İklim krizinin başlıca nedenlerinden biri olarak gösterildiği için de sık sık eleştirilerin odağında oluyor.