Metrobüs Tez Konusu Oldu: Duraklar Arası En Uzak Mesafe Yolcular Arasında

İstanbul'da yaşayan birçok kişinin kullandığı boğucu ve stresli yolculukların toplu ulaşım aracı metrobüs, bir bitirme tezine konu oldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi Neşe Altınel tezde metropoliten bireylerin yabancılaşmasını metrobüs bağlamında inceledi. 

Metrobüs denilince hepimizin aklına günün hangi saati olursa olsun balık istifi gerçekleştirilen yolculuklar geliyor.

İnsanların birbirleriyle, koltuk kapma uğruna ikili mücadeleye girmesi ve inenlere öncelik verilmemesi de cabası...

Kalabalıktan dolayı bireyin kendi ekseni etrafında dönüp, tek adım dahi atacağı alan olmasa da insanlar aslında kelimenin tam manasıyla birbirlerine çok uzaklar.

Neşe Altınel, tezi için görüştü 163 metrobüs yolcusunun yanıtları doğrultusunda insanların araçta iletişime kapalı olduğunu tespit etti.

Metrobüse binenlerin yüzde 25’i telefonla ilgileniyor.

Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre diğer oranlar şöyle:

Ankete katılanların yüzde 24’ü müzik dinliyor, yüzde 20’si insanları gözlemliyor, yüzde 14’ü kitap okuyor, yüzde 18’i dışarıyı izliyor.

Ankete katılan 163 yolcudan ‘Yanımdaki yolcu ile sohbet ederim’ şıkkını sadece 1 kişi işaretlemiş.

Metrobüs denildiğinde akıllara gelen ilk sıfatlar ise ‘kalabalık, yorucu, soğuk, karanlık, sıkışık, bunaltıcı, ruhsuz, mutsuz, güvensiz, yetersiz, düzensiz, kaotik, kimliksizleşmiş’ olarak sıralanıyor.

Metrobüse binenlerin yüzde 81’i başka bir ulaşım aracı olsa binebileceklerini belirtiyor.

'Çok fazla insanın bir arada olması, kişiyi yaşadığı topluma karşı yabancılaştırıyor.'

Metrobüste birbirimizi görüp duymamıza rağmen görmüyor ve duymuyormuşuz gibi davrandığımızı belirten Neşe Altınel, “Tez çalışmamda metrobüsü bir kent mekânı ya da meydanı olarak düşündüm. Orada karşılaştığımız insanlar bizde bir merak duygusu uyandırıyor, fakat bir ‘şey’ bizi harekete geçmekten alıkoyuyor. Ben bunu yaşadığımız yabancılaşmaya bağlıyorum. Hızlı kent dinamikleri ve sürekli olarak devam eden bir koşuşturma hâli yaratıyor. Çok fazla insanın bir arada olması, kişiyi yaşadığı topluma karşı yabancılaştırıyor. Sürekli olarak akıp gideni kovalamaktan dolayı kimi şeyleri kaçırıyoruz, toplumsal olarak bir anlam yitimi yaşanıyor. Metrobüs, kent mekânında insanların belki de birbirlerine en yakın durdukları yer” dedi.

Popüler İçerikler

Yasa Dışı Bahis Reklamı Soruşturması Noktalandı: Galatasaray'a Takipsizlik
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
YORUMLAR
21.03.2018

Daha önce hiç binmeyenlere söylüyorum durumu kafalarında canlandırmaları için. İlk metrobüse binişimde boş metrobüse en önde binip ayakta kaldım. O takım elbiseli şık beyfendiler, saatlerce makyaj yapmış al yanaklı şık prensesler bir anda canavara dönüşüyorlar. O yaşlı teyzeler, yaşlı amcalar vurarak iterek koşturuyorlar. Metrobüsün kapıları açıldığında herkes maskesini bir kenara atıyor...

21.03.2018

Ben metrobüse binerken sırf hiç kimseyi hayattan soğutmayayım, hiç kimseyi itiştirmeyim diye sırada bekleyip yürüme hızımı korumaya çalışıyorum ama gördüğüm bazı insanlar gerçekten beni hayattan soğutuyor.

Pasif Kullanıcı
21.03.2018

hepimiz proletaryayız işte.ne bekliyordunuz?öyle mutlu sonla biten pembe hikaye değil bu.

22.03.2018

metrobüsün neresi soğuk be saçmalamayın o kadar insanın sıcaklığı yetmiyomuş gibi klimayı açarlar içerisi 200 derece

TÜM YORUMLARI OKU (14)