Üç dakikada bir metro gelmesine rağmen zamanının kıymetini bilip metroya depar atanlardır. Yürüyen merdivenlerden ''pardon pardon'' nidalarıyla indiklerini görebilirsiniz.Toplu taşımada kitap okuyanlara artist ve entel gözüyle bakılmasından mıdır bilinmez kitap okuyan sayısı azdır. Aynı şekilde gazete okuyan sayısı da azdır. Zaten okuyan da gazetenin sayfasını değiştireceğim derken bin bir şekle girerek okuduğuna pişman olur. Mizahı çok seven ülkemizde metroda mizah dergisi okuyan sayısı da aynı nispette azdır. Ama sokakta kime sorsan ''okuyom ben ya'' modundadır.''Bir adım daha atabilir misiniz?'' sorusunun mucidi bu insanlardır. Genellikle ''daha nereye ilerleyeyim görmüyor musun yer kalmadı'' cevabı alırlar. Ama her zaman kesin bir boşluk vardır. Rahatı çok seven insanımız rahatı bozulmasın diye kendi yerini kaybetmez istemez çoğu zaman.''Al al bunu da al, çekinme'' dedirtendir. Bütün askılara sahip olmak ister. Garanticidir. Metronun hızlanmasında ve hızının düşmesinde dengesinin bozulmasını istemez.Sabır törpüleridir. Hiçbir şey yokmuş gibi davranma yolunu seçerler. Sesli sakız çiğneyenlere ''düzgün çiğne şunu birader'' denmek istenir ama gerginlik çıkmasın diye susulur. Sesli müzik dinleyene ''biraz sesi kısabilir misin?'' demekte bir sorun yoktur.Metronun önüne gelmeleriyle kapıların kapanması bir olur. Ardından bir küfür izler bu durumu.Bir üst seviyesi metrobüste yer kapmak olan bu eylem metroda da geçerlidir. Çünkü insanımız gideceği yere muhakkak oturarak gitmelidir. 15 dakika da olsa ayakta duramaz.Metroda temel kural, yürüyen merdivenin sol tarafının boş kalması gerektiğidir. Ülkemizde uygulaması pek yoktur. Hatta sol taraftan pardon diyerek yürümek için yer isteyenlere soldaki normal merdivenden yürüseydin o zaman tepkisi verilir.Ülkemiz metrosunun en büyük sorunudur. Sabırsız vatandaş daha inenleri beklemeden yara yara girmeye çalışır. İnenler '' bir durun da inelim ya '' diyerek omuz atar. Sonra tartışmalar başlar. İnsanınmızın bu basit metro kuralını ne zaman öğreneceği merak konusudur.Bu kişilere ''gel gel üzerime otur'' diyebilirsiniz. Normal bir insanın kaplayacağı yer tek kişiliktir. Bu insanlar ise 1.5 hatta 2 koltuğa birden yayılmayı severler. Sonrasında ''birader biraz sıkış o araya ben de oturayım'' tepkisi alırlar.Uyuklayanların hiçbir suçu yoktur. Sabahın köründe işe gidilirse olacak sonuç budur. İnilecek durak kaçırılmasın yeter.Yaz aylarının belalarındandır. Bir duş ve bir deodorant bu sorunu çözebilir fakat ülkemiz insanı buna pek yanaşmaz.Yancılık ata sporlarımızdandır. Tüm yolculuğu yandaki amcanın gazetesinde ne haber varmış ya da diğer yandaki gencin oynadığı oyun nasılmış diyerek geçirebiliriz. Zevk verir. Yakalanınca insan kötü bir şey yapıyormuş gibi bir mahzunluğa bürünür.Son derece rahatsız edicidir. Yandakinin iki büklüm oturmasına neden olur. Ülkemizde kadınlar tarafından bu sorun dile getirilmiş ve kampanya başlatılmıştır. En son New York'ta 2 kişi bu sebeple ''rahatsızlık verdikleri'' gerekçesiyle gözaltına alınmıştır.Metroda kitap, dergi okumayalım. Ne yapalım? Tabii ki oyun oynayalım. En sevilen oyunlar Candy Crush, milli oyunumuz okey ve bataktır. İnternet bağlantısı olmadığından online oyunlar oynanamaz. Bu sorun çözülürse değmeyin keyfimize.Telefonla uğraşmayan, herhangi bir şey okumayan kişilerin uğraşıdır. Biriyle göz göze gelmenin gerginliğini beraberinde getirir. Genelde güzel bir kadın ya da erkek görüldüğünde onu kesmekle sonuçlanır.Metro durağa gelir ve yarış başlar. Asansöre binecek talihli 13 kişi kim olacaktır ? Adımlar hızlanır, koşanlar bile olur. Sonra asansöre binmeye hak kazananlar dışarıda kalanlara bıyık altından güler. İnsanlığı unutup engelli vatandaşlara müsaade etmeyenler de olur. Azalarak bitmesi umuduyla...Garanticiler sever. Son durağa kadar açılmayacak olan kapıya dayanmak yerini garantiye almak demektir. Dayanırsın ve bir Allah'ın kulu da yerini değiştiremez.Anlatacak başka yerin yok mu da da tıkış tıkış metroda aşk hayatını dinliyoruz dedirtir. Ne devlet sorunları çözülür ne maçlar kazanılır ama keşke tüm metro duymasa işte.