30'lu yaşlarında olan Beşiktaşlıların, isimlerini duyduklarında şöyle bir off çektiği isimlerdir onlar. Aslında sadece Beşiktaşlıların değil, o dönemi yaşayan herkesin saygıyla, sempatiyle hatırladığı, futbolun henüz Türkiye'de tam anlamıyla endüstrileşip profesyonelleşmediği yıllarda ortaya çıkıp Beşiktaş ve Türkiye futbol tarihine damga vurmuştur Metin, Ali ve Feyyaz. Tarih onları bir şekilde bir araya getirmiştir...
Bu maçta Ali 4, Metin 3, Feyyaz 3 gol atmıştır.
3 sene arka arkaya şampiyon olan, bu sezonlardan birini
namağlup olarak bitiren, 4. sene Galatasaray’ın Ankaragücünü 8-0 yenmesiyle ligi 2. bitiren Beşiktaş’ın skor yükünü çeken adamlardır.
Beşiktaş taraftarının kötü geçen zamanlarda halen diline
pelesenk olan “1,2,3 gol yetmez 4,5,6 olsun Metin Ali Feyyaz koşsun Beşiktaş’ım
şampiyon olsun” şeklindeki tezahüratın özneleridir.
Hepsi üniversite okumuş, mürekkep yalamış çocuklardır.
Fenerbahçeli Abdülkerim o dönemle ilgili, “Benim oynadığım 4 yılda bizlere galibiyet yüzü göstermediler. Metin, Ali, Feyyaz’dan çektiğimizi başka kimseden çekmedik” diye konuşmuştur.
Şampiyonu belirleyecek bir Fenerbahçe maçı öncesi futbolcuları uyku tutmaz,
çorbacıya gidelim derler ve Gordon Milne’den izin isterler. Otelde kalıp uyumak
isteyen bir tek kaleci Engin vardır. Gordon, 'Onu da uyandırın, hep beraber gidin' der.
“Biz lider olunca maçlara 10 bin kişi gelirdi, kötüleyip alt sıralara inince 20 bin kişi olurdu.” Feyyaz Uçar
'Hep efsane olmaktan bahsedilir ya... Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilmektir. Bir çocuktur sizi o yıllar öncesine götüren ya da efsaneleştiren. Biz nasıl Baba Hakkı'yı merak edip, onu araştırıp, neredeyse ellerimizle dokunduysak, yıllar sonra bir çocuğun bizi aklına düşürüp araştırmasıdır. Biz, o efsane içinde olan şanslı insanlarız. Yoksa efsane olmak ne haddimize. Tek efsane vardır o da Beşiktaş'tır...” Metin Tekin
adam gibi adamlar...