Sinema ve tiyatro sanatçısı Metin Akpınar, Cumhuriyet gazetesinden Emrah Kolukısa'nın sorularını yanıtladı. Söz konusu röportajdaki soruların ve Akpınar'ın verdiği yanıtların bir kısmı şöyle:
- Şunu sorayım, demokrasi bizim için çok mu hayal?
Evet. Demokrasiyi bize ilk eşitlik diye öğrettiler. Öyle olmadığını analdık, eşitlik diye bir şey yokmuş. insanlar eşit değiller ama azınlığın haklarının gözetildiği sistem demokrasidir dediler. O da olmadı. Sonra çoğunluğun karşısında azınlığın haklarının gözetildiği kurum ve kuralların olduğu bir tarif yaptılar... O da olmadı. Şimdi son vardığımız tarif esasında, patolojisi yoksa insan kitlesinin, özgür iradeleriyle geleceğini tayin ettikleri rejimin adı demokrasidir.
Burada o ‘Patolojisi yoksa’ bir, bir de baskı unsuru, mahalle baskısı, din baskısı gibi şeyler yoksa, özgür iradeyle geleceğini tayin edebiliyorsa onun adı demokrasidir. Bir de demokrasi birbiriyle aynı düşünen insanların vardığı bir sonuç değildir. Tam tersi, birbirinin zıddı düşünen, aykırı düşünen ama şiddet unsuru olmaksızın birlikte yaşamayı beceren bir toplumun adıdır demokrasi. Bugün buraya varmak benim görüşüme göre pek olası değil. Cici demokrasiye razıyız. Yani parlamento olsun, milletin egemenlik hakkı oraya, o bağlamda yansısın...
Tarihçi Zafer Toprak hocamız bir araştırma yapmış, Çankaya kütüphanesine girmiş ve Atatürk’ün hangi kitapları okuduğuna bakmış. Kendisinin deyişiyle adeta bir arkeolojik araştırma yapmış. Orada Jean Jacques Rousseau’nun “İçtimai Mukavele” kitabında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, bir şahsa, bir aileye, bir gruba devredilemez” dediği yerin yanına Mustafa Kemal el yazısıyla ‘Burası çok önemli” yazmış.
Ve Amasya tamiminin de ilk maddesinde de bu vardır. Atatürk millete vermiştir egemenlik hakkını. Ondan üçer aylık yetki alarak götürdü... 1919’a kadar ciddi bir askerdir. Müthiş bir komutan Atatürk, Napolyon hayranı biraz, onu çok seviyor. Ama işte Waterloo’yu da biliyor, Uhud Savaşı’nı da biliyor, harp sanatına hakim... Ama Atatürk değil bu, Atatürk’ün bir kısmı. Atatürk ondan sonra ciddi bir devlet adamı. Ondan sonraki dönemde de devrimlerde oluşturmak istediği toplumlara mal etmek için geçen hayatı var. 57 seneye tüm bunları sığdırmak müthiş bir şey.
Gitmez tabi ne sandınız arkadaşlar ya, Cem Uzan'in dediği gibi yarın öbür gün adalarda bir gerginlik yaratsa bilerek Yunanistan ile savaş halindeyiz dese, yada Suriye ile savaş halindeyiz seçimi erteliyoruz dese kim napabilir. Mecliste de bu karar için yeterli cogunluğa sahip zaten. 400 vekil alamadı diye ülkenin dört bir yanında bomba patlatan insanlar bunlar, Başkanlık sistemine geçmek için ülkeyi ohalle KHKlar ile yönetmek için 15 temmuz tiyatrosunu planlayıp bir sürü insanın canını hiçe sayan adamlar bunlar. Bırakmamak için her türlü pisliği yaparlar emin olun.
Nasıl laa sikerim ha öyle olursa
Bu söylemler bilinçli veya bilinçsiz yapılıyor ancak sonuçta AKP'nin işine yarıyor. Toplum önünde konuşurken daha doğru cümleler seçilmeli. AKP isterse seçime gitmez demek toplumsal bir yılgınlığa ve kaybetmeye hazırlama doğurur. Metin Akpınar saygıdeğer bir sanatçıdır ama saygıdeğer sanatçıların da topluma karşı konuşurken saçmalamaması gerekir.