Meslek Haline Gelen Dilencilik, Kazanılan Paralar ve Baş Başa Kaldığımız Kandırılmışlık Hissi: Dilencilere Para Vermeli miyiz?

Özgür Demirtaş'ın bu konudaki düşüncelerini ve Diyanet İşleri Başkanlığının açıklamasını mutlaka okumalısınız...

Giderek artan işsizlik ve beraberinde gelen derin yoksullukla birlikte artık dilencilik bir meslek haline geldi.

Sokaklarda, caddelerde, meydanlarda, trafik ışıklarında, cami önlerinde, metroda, otobüste, kısacası her yerde her gün mutlaka dilenen insanlarla karşılaşıyoruz. Yüklü meblağdaki banka hesapları, gayrimenkulden otomobile kadar birçok malvarlığı bulunan dilencilerin sık sık haberlere yansıdığı üzere suçluluk ve pişmanlık hissetmediklerini biliyoruz. 

Örneklerde de göreceğiniz üzere bir yaşam tarzı bu...

Bursa'da altı çocuğuyla birlikte dilenen bir kadının üzerinden 18 bin 205 lira 35 kuruş çıkmıştı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığının sivil ekipleri bir ihbarı değerlendirerek Kültürpark içindeki Hatice E. isimli kadını takibe aldı.Dilendirilen altı çocuğun topladıkları paraları 41 yaşındaki Hatice E.’ye verdikleri belirlendikten sonra gözaltına alınan kadının üst aramasında 18 bin 205 lira 35 kuruş parası olduğu ortaya çıktı.

İstanbul'da hastane çevresinde dilencilik yapan 74 yaşındaki kadının banka hesabında 43 bin lira parası olduğu ortaya çıkarken, çok sayıdaki altın burma bilezikleri dikkat çekmişti.

Sultangazi'de dilenen yaşlı kadının ayrıca oğluna ait 3 katlı bir binanın olduğu ortaya çıktı.

Antalya'da dilenen 46 yaşındaki Hüryan Zeybek'in 2 dairesi ve 4 dükkanı olduğu anlaşılmıştı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı özellikle cuma namazı sonrasında giriş-çıkış kapılarında bekleyen dilencilere operasyon düzenledi. Kimlik kontrolü yapılan Hüryan Zeybek'in üzerine kayıtlı İzmir'de 2 daire ve 4 dükkan olduğunu öğrenildi.

Ankara'da yaşayan ve ana haber bültenlerine konu olan yaşlı kadının dilenmeye taksiyle gittiği ifade edilmişti.

Günde 500 lira topladığını söyleyen kadın Ramazan'da 700 liraya kadar kazanıyormuş, biz kendisinin yalancısıyız...

Bu örneklerle sık sık karşılaşıyoruz ancak bir gerçek var ki o da mültecilerin sayısıyla birlikte yükselişe geçen ve bir meslek haline dönüşen dilencilikle vatandaşların manevi duyguları sömürülüyor.

Şükür duygusuyla hareket eden ve birine yardım etmenin verdiği hazzı yaşamayı isteyen herkesin mutlaka para verdiği dilenciler merhamet, empati gibi toplumsallaşmış duyguları harekete geçiriyor elbette. Birine yardım etmek hiç de kötü bir şey olmasa da arka planında dönenler herkesi kandırılmışlık hissiyle baş başa bırakıyor.

Ama tabii ki bu meselenin en korkunç boyutu çocuklar...

Anne, büyükanne, baba ya da bir yakınının kucağında acındırma unsuru olarak gezdirilen bebekler ya da soğuk havada titreyerek, asla bulunmaması gereken yerlerde hayatını tehlikeye atarak dilenen çocuklar ülkemizin adeta kanayan yarası... Eğitim hakkından mahrum kalan, barınma konusunda sıkıntı çeken ve aileleri tarafından para kazanmaya zorlanan bu çocuklara para verip vermemek her zaman vicdanımızı zorluyor.

Sosyal medyada da bu konuya ilişkin fikirlerini beyan eden insanlar genellikle aynı fikirdeler...

👇

👇

👇

Diyanet İşleri Başkanlığı, "Çalışamayacak kadar mağdur, sakat ve özürlü olan kişi, kendisine bakacak bir kimse yoksa, devlet de yardım etmiyorsa, ancak zaruri ihtiyacını telafi edebilecek kadar başkalarından isteyebilir, dilenebilir" derken, meslek haline getirilen dilenciliğin "şerefsizlik" olduğunu ifade ediyor.

Mecbur kalmadığı halde dilenmenin caiz olmadığını ve cehennem azabını netice verecek bir iş olduğunu ifade eden açıklamanın devamını buradan okuyabilirsiniz.

Peki ne yapacağız?

Emniyet müdürlükleri sık sık çocuk dilencilere para verilmemesi gerektiği yönünde vatandaşları uyarıyor. Bunun yanı sıra, Trabzon Büyükşehir Belediyesi bir ilke imza atıyor ve çeşitli kurumlarla yaptığı iş birliğiyle barınma ve rehabilitasyon merkezi kuruyor. Demek ki öncelikle şehir yöneticilerinin, ardından bakanlığın ve devletin buna bir çözüm bulması gerekiyor.

Çözümlerin bir an önce üretilmesi ve hiç kimsenin mağdur olmadan herkesin eşit şartlarda yaşayabilmesi dileğiyle...

Popüler İçerikler

İpler Yine Gerildi: Farah Zeynep Abdullah, Ödülünü Yılmaz Güney'e Adayan Nur Sürer'e Tepki Gösterdi
Pendik'te Yürek Yakan Olay: Down Sendromlu Genç Kız, 40 Günlük Bebeği 6. Kattan Attı!
Numan Kurtulmuş’un "Anayasanın 3. Maddesi Değişebilir" Önerisi Büyük Tepki Topladı
YORUMLAR
12.07.2019

bi gün yine bi büfenin bahçesinde oturmuş döner yiyorum...yanıma iki delikanlı geldi..abi dediler biz şimdi sosyal deney yapacağız..şurda kamera var şurda ve şurda da var dediler...sen yemek yerken biz yanına gelip abi açız bize yemek ısmarlar mısın diye soracağıız..sende elbette buyur edip bize yemek ısmarlayacağız..sonra sosyal deney oldugunu söyleyip türk insanımızın vicdanından bahsedeceğiz dedi..olur dedim..bunlar gittiler kayda bastılar sanırım ikisi yanıma geldi..abi iki gündür açız bize yemek ısmarlar mısın diye sordular..sosyal deney oldugunu kameraların kayıtta oldugunu bildiğimden,tabiii buyrun dedim..garsonu çağırdım ne yersiniz dedim..iki tereyağlı iskender sipariş ettiler iki de büyük kola...neyse yiyip içtiler...sonra ellerini yıkamaya gittiler bi daha gelmediler...mına koduklarım beni kandırmışlar ortada ne kamera var ne de sosyal deney..ödedim mecburen iki iskenderle bi tavuk döner dürümün parasını

12.07.2019

hala dilencilere para mı veriyorsunuz yazık etmeyiniz emeklerinize sevap işlemek istiyorsanız bunun dernekleri var ahbap kızılay gibi güvenilir yerlere bağış yapın ya da gönüllü olun

12.07.2019

Bi gün yoldayım ufak bi kız çocuğu karnım aç abla dedi dönercinin önündeydik gel sana döner alim dedim üstelik et döner :) yok ben dominostan pizza alcam sen para ver dedi. Numara yaptığını anladım ama belki canı çekmiştir diye tsmam gel pizza alim dedim. Yok sen bana para ver çanta alcam dedi. İnanın açım bile dese bazılarına inanmamak lazım

TÜM YORUMLARI OKU (12)