Merve Taşkın: "Sevgilim, Onlyfans'e Birlikte Video Çekebiliriz Dedi. İstemedim Çünkü Çok Kıskancımdır"

Merve Taşkın'ın röportajına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ancak geçtiğimiz iki gün Merve'nin açıklamalarının her yerde konuşulmasından ve Twitter'da TT olmasından ötürü bir soru ekledim. Onunla başlıyoruz...

- Röportajın ilk yarısı ikimizin de beklediğinden çok tepki aldı. Bu yorumları okuyunca ne hissettin?

Bence insanlar hayatta yapmak isteyip ama yapamadıkları ya da yapmaya “aile, akraba, sevgili/eş, elalem ne der?” baskısından dolayı korkup cesaret edemedikleri şeyler için kırgınlık ve öfke dolular. Ee sonra beni görüyorlar. Ben onların yapamadıkları, cesaret edemedikleri şeyleri yapan bir yansımalarıyım. Onlara daha özgür olabileceğimizi, kendi kararlarımızı 'elalem ne der” demeden de alabileceğimizi gösteriyorum. Onlara korkularını ve güçsüz yanlarını hatırlatıyorum ve bu yüzden de içlerinde biriken öfkelerini bana kusuyorlar. Ben yine de bu yorumlar ve hakaretler karşısında öfkelenmiyorum.

Çok nadir öfkelenirim. Çünkü onların içindeki kırgın çocuğu görüyorum. Tıpkı kendi içimdeki kırgın çocuğu gördüğüm gibi. Sadede gelirsek hepimizin nefret enerjisinden uzaklaşıp sevgi enerjisine yaklaşması gerekiyor ki tüm mucizeler, güzellikler bize daha kolay gelsin. Biz başkaları için kötü şeyler dilerken ne yazık ki hiçbir zaman başımıza iyi şeyler gelmeyecek. Kim için ne dilersen onu yaşamak, deneyimlemek zorundasın. Benim için dilediğiniz şeylere dikkat edin sevgili insanlar.

- Sana büyük tekliflerde bulunanlar da olmuş. Bir iş adamı çocuk istemiş mesela. 'Miami'de sana hayat kurayım sadece benim ol' demiş. Neden kabul etmedin? 

Evet öyle tekliflerde bulunanlar oldu. Tabii ki bir düşündüm ama çok zor. Benim istediğim ilişki aşk ilişkisi. Âşık olmadığım bir insana katlanamam sürekli. Mantık ilişkisi benim için çok zor. Ancak âşık olunca özgürlüğümden fedakarlık yapabilirim. Âşık olmadığım birine de uzun vadede çok gaddar ve düşüncesiz davranabilirim. Olmayacak duaya amin dememek lazım bence. 

- Bu iş adamı ya da diğerleri senin onları ifşa etmeyeceğinden nasıl emin olabiliyor? 

Bu iş adamı da diğerleri de eli kolu uzun, tanınan adamlar. Bazı insanlar onların hakkında konuşamayacağınızı size yansıtırlar. Miami teklifini yapan da siyasetçilerin çevresinde olan biriydi. Her insanın adını anamazsın, bu deli cesaretidir. Kötü bir deneyim yaşamış olsam ya da birileri yaşarsa tabii ki konuşurum ama çok şükür öyle bir şey yaşamadım.  

- Çevrenden, ailenden tepki geliyor mu? Aile bağlarım kuvvetli diyorsun. Senin hakkında çekilmiş bir de belgesel var ancak annen orada yer almak istememiş. Bu, kalbini kırdı mı?

Çevremde beni yargılayacak insanlar yok. İnsan arkadaşlarını seçebiliyor. Ailemle aram iyi, herhangi bir problemimiz yok. Sosyal medya ya da benim haberlere çıkmam, yaptığım açıklamalar vs. hakkında hiç konuşmayız. Yazısız bir anlaşma var aramızda. Annem de kardeşim de  sosyal medya kullanıyor ve her şeyi görüyorlar. Belgeselde olmasını çok istedim ama o göz önüne çıkmak istemedi. İkimiz de haklıyı;  benim onun desteğini istemem en doğal hakkım, onun da benimle beraber göz önünde olmak istememesi en doğal hakkı.

- Zor bir çocukluk geçirmişsin. Babanın kaybı mesela. İki yaşında baban öldürülmüş. Ne yaşandı tam olarak? Bir cinayet olduğu için sorarken dikkatli olmaya çalışıyorum.

Ben iki yaşındayken babam öldürülmüş ve ben senelerce bundan habersiz yaşadım. Öldüğünü biliyordum ama nasıl olduğunu bilmiyordum. Anneme de hiç sormamıştım, o da anlatmamıştı. Bir gün ortaokuldayken yakın bir kız arkadaşım 'sen soramıyorsan ben soracağım' dedi ve anneme babamın ölümünü sordu. Annem 'trafik kazası' dedi. Ben bu cevabı kabul ettim, kurcalamadım. Ancak lise zamanlarımda Google'dan babamı araştırmaya başladım. Doğum yeri bilgilerimi vs. girdim ve karşıma 2000 yılına ait bir haber çıktı.

Şok geçirdim, karşımda bir cinayet haberi vardı. Annemin adı yazılıydı. Olay doğduğum şehirde olmuştu. İlk görüşte öldürülen kişinin babam olduğunu anladım. 18 yaşına basınca da baba tarafımla tanışmaya Antalya'ya gittim. Onları buldum, olayı anlattılar. Ayrıca babamın diğer evliliğinden iki de abim olduğunu öğrendim, onlarla tanıştım. Baba tarafından hemen hemen tüm akrabalarla bir araya geldim. Hatta babamın eşi ile de görüştüm. O da evlenmiş yeniden bir hayat kurmuş. Bana babamın fotoğraflarını gösterdiler, anlattılar ve sürekli ona ne kadar çok benzediğimden bahsettiler. Bu beni en zorlayan kısım oldu. O güne kadar babamdan hiç bahsetmemişken bir anda sürekli onunla alakalı hikayeler, dinlerken buldum kendimi. Ağır geldi biraz. 

- Çok acı bir şeyden bahsediyorsun. Bir çocuğun asla tam olarak atlatamayacağı bir olay bu. Peki tam olarak ne olmuş? Sebep ne? 

Babam zaten evliymiş, annemle de imam nikahı yapmış. Diğer karısının erkek kardeşi İsmail Gönül denen kişi de yaşadıkları bir tartışmanın ardından babamı vurmuş. Çünkü babam annemi ve beni itiraf etmiş ve beni kucağına alıp onlara göstermeye götürmüş. Gazetedeki habere göre o kişi annemi de öldürmek istemiş ancak komşular araya girdiği için yapamamış. Beş yıl ceza aldı, yattı çıktı. Eğer ölmediyse şu an serbest yani. Bu olay tabii ki bütün hayatımı etkiledi. 2-7 yaş arasını bakıcıların evlerinde farklı şehirlerde geçirdim. Babam ölmüş, annem ise bana bakabilmek için genelde şehir dışında çalışıyor ancak arada uğruyordu.

- 7 yaşına geldiğinde ne oldu?

7 yaşındayken annem üvey babamla tanıştı ve az da olsa aile düzenini hayatını deneyimleme şansım oldu.

- Sence babanı kaybetmeseydin neler farklı olurdu?

 Kaybettiğimde iki yaşında olduğumdan babamı pek hatırlamıyorum ama baba-kız ilişkisini hep merak etmişimdir. Nasıl bir histir? Babaya duyulan güven nasıl bir duygudur? İçsel olarak bu merakın beni çok etkilediğini düşünüyorum. Baba sevgisini, güveni, sahip çıkılmayı, ait olmayı dışarıda arıyorum galiba. Aşk ilişkilerimde sevgi ve ilgi arsızıyımdır mesela. Sürekli sevildiğimi hissetmek isterim.

- Bu olay olmasaydı belki fenomen de olmazdın?

Her şey farklı olabilirdi. Belki hiç sosyal medyada olmaz, tanınmazdım. Düşünüyorum da yaşasa şu an büyük ihtimalle akrabalarla Antalya'da yaşıyor olurduk. Bu düşünce bana kötü geliyor çünkü akrabalarımız da toplumun geneli gibi baskıcı.  Kendimi köşeye sıkışmış hissederdim herhalde. Yapamazdım. O yüzden ben her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna inanıyorum. Benim bu olayı yaşamam gerekiyormuş ki şu anki ben olabileyim. Spiritüellikle ilgilenmeye başladıktan sonra bakış açım daha da yumuşadı. Hayatta yaşadıklarımızı değiştiremeyiz ama onların bizi nasıl etkileyeceğine karar verebiliriz. Bence yapılması gereken olan biteni kabullenip hayata devam etmek. 

- Şu an bir erkek arkadaşın var. O Onlyfans meselesine ne diyor? Yorumlarda en az senin kadar o da eleştiriliyor.

Evet, erkek arkadaşım var. Onlyfans durumunu en başından beri biliyordu. Gizlim saklım yok sevgilime karşı. Tüm saflığımla yüzde yüz dürüstüm. O da bu duruma iş gözüyle bakıyor zaten. Hatta istersem birlikte çekim yapabileceğimizi de söyledi ama ben biraz kıskanç biriyim. İlişkide olduğum kişiyi kıskanırım. O yüzden birlikte çekim işini şimdilik düşünmüyorum. O gerçek hayattaki beni tanıdığı için Onlyfans meselesini çok sorun etmiyor. Sonuçta ben de o platformu sonsuza kadar kullanmayacağım. Özel hayatımızda hep yan yanayız, aynı evde yaşıyoruz ve beni her halimle biliyor, tanıyor, güveniyor. Ben ilişkilerimde erkek arkadaşıma inanılmaz güven veren biriyim çünkü âşık olduğumda gözüm başka bir şey görmez. Sadık, dürüst, ilgili biriyim. O beni tanıyor o yüzden de insanların ne düşündüğünü önemsemiyoruz. 

- Hayalin ne Merve? Henüz çok gençsin. Kırklarına geldiğinde mesela nerede, ne yapıyor olmak istiyorsun? “Dünyaca tanınmak istiyorum. En zengin listesinde ilk beşte olmak istiyorum” demişsin... Nasıl olacak bu? 

Hayalim dünyaca ünlü olmak. Bunu neden istediğimi bilmiyorum ama küçük yaşlardan beri hayalini kuruyorum ve her gün bu amacıma bir adım daha yaklaştığımı düşünüyorum. Dünyanın en zenginleri listesinde de minimum ilk beşte yer almak istiyorum. Nasılını sorgulamıyorum daha. Andayım. 'Yol, yola çıkana açılır' derim ve her zaman bu yüzden adım atarım. İnsan konfor alanından çıkınca tahmin edemeyeceği güzelliklerle karşılaşıyor. 

- Oyunculuk yapabilirsin belki?

Oyunculuk yeteneğim var mı bilmiyorum ama varsa bunu kullanmak isterim. Özellikle spiritüel film ve dizilerde oynamak isterim ya da hayatımın filmi yapılsa ve başrolde ben olsam fena olmazdı. Bir de kendi markamı çıkarma isteğim var, o da kenarda bekliyor.

- Spiritüellikle çok alakan olduğunu biliyorum. Okuduğun kitapların birçoğunu okudum. Beni bu röportaja iten sebeplerden biri de bu yönündü açıkçası.

Evet çok ilgiliyim. Hatta ileride biriktirdiğim bilgilerle bir kitap yazma hayalim de var. Biraz daha öğrenmem, deneyimlemem, büyümem gerekiyor ki anlatacak kıvama gelebileyim.

- En çok hangi öğretilerden etkilendin?

Okuduğum tüm kitaplar Instagram profilimde öne çıkanlarda mevcut. Ramtha'nın Beyaz Kitap'ı mutlaka okunmalı. Thea Alexander’ın MS 2150 kesinlikle okunması gereken bir kitap. Atiye dizisinin uyarlandığı Sengül Boybaş'ın kitapları Dünyanın Uyanışı 1 ve Dünyanın Uyanışı 2 de okunmalı. O kadar çok var ki... Pierre Franckh Rezonans Kanunu ve Piraye'nin Seyir'ini de ekleyelim. Bir de hem Instagram hesabını hem Youtube yayınlarını hem de Spotify'daki podcastlerini kaçırmamanız gereken bir isim vereceğim: Çetin Çetintaş. Yoga ve meditasyonu ben de dönem dönem yapıyorum ve herkesin hayatına katması gereken bir pratik olduğunu düşünüyorum. Hele de dünya bu haldeyken. Bir an önce kendimizi bulma yolculuğuna çıkmamız gerekiyor. 

- Bir video röportajında Şamanik bir ritüelden bahsetmişsin. Nereden öğrendin? Ya da şöyle sorayım. Uyguladığında hep sonuç aldığın bir ritüel var ise okuyucularla paylaşır mısın?

Cadı ve şamanik ritüelleri seviyorum. Kimsenin özgür iradesine karışmadıkça ritüel yapmakta bir sorun yok. Ancak lütfen kendiniz için yapın başkalarının adını geçirecekseniz de onlardan izin almalısınız yoksa karması olabilir. Ben Şamanik ritüellerin bazılarını Asu Mansur’un kitabı olan “Şaman Gözü”nden öğrendim. Cadı ritüellerinin bazılarını da Dirahsan Akinozu Engin’in kitabı olan “Cadılık Zanaati”nden öğrendim.  Şamanizmde doğanın gücünü kullanıyorsuz. Doğaya sunaklar sunabilirsiniz. Kaynatılmış süt, pişmiş pilav gibi. Cadılık biraz daha detaylı. Semboller, tılsımlar, doğal taşlar, tütsüler, majik yağlar, bitkiler gibi... Kitapları okursanız daha detaylı öğreneceksiniz. 

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı