Son yıllarda date uygulamaları gençlerin ve yetişkinlerin popüler arkadaşlık kurma araçlarından biri haline geldi. Üstelik çok uzun zamandır yaygın olarak kullanılıyor.
Son yıllarda date uygulamaları gençlerin ve yetişkinlerin popüler arkadaşlık kurma araçlarından biri haline geldi. Üstelik çok uzun zamandır yaygın olarak kullanılıyor.
Hala kullanmadığım için bir eksikliğini yaşamıyorum doğrusu.
Tabii burada uygulamayı bir tıkla telefonunuza indirip bir profil oluşturmuş olmak değil mesele. Birkaç gün önce izlediğim Netflix Belgeseli “Tinder Avcısı” bu konu üzerinde biraz düşündürdü.
Konu elbette dolandırıcılık!
Önce duygusal olarak dolandırılıyor insanlar sonra da bir güzel elde avuçta ne varsa bir şekilde gidiyor. Belgesel sonunda verdikleri bilgilerde Simon Leviev isimli adamın dolandırıcılıktan ceza almaması ve yüksek ihtimal meslek edindiği bu işe kaldığı yerden devam ediyor olması çok korkunç bir durum. Kullanıcı adını açık açık verdikleri için ben de merak edip Instagram üzerinden hesaba bir bakayım dedim. Konu herkesin dikkatini çekmiş ki adına bir sürü sahte hesaplar açılıp açıklama kısmına da “New account” yazılmış. Yani madem sen bu adamı arıyorsun o zaman dolandırılmayı istiyorsun gibi bir şey bu…
Üstelik dardayım bana yardım etmen gerekiyor, borcum var acil ödemem lazım yardımcı olur musun? Ah cüzdanımı çaldırdım acil para atabilir misin? Bunlar en yakınlarımın başına gelen şeyler. Ben buna keklik avı diyorum. Başka açıklaması yok çünkü. Ve böyle sahtekâr, dolandırıcı hesaplar aslında her platformda var.
Gerçeklik artık bizlere bu kadar mı uzak?
İnternet, teknoloji ve sosyal uygulamalar hayatımızın merkezi oldu kabul ediyorum. Yediklerimiz, içtiklerimiz, giydiklerimiz, seyahatler, iş ve aile toplantıları hepsi o ufacık ekranın içinde. Hatta buluşup kahve içtiğimiz bir arkadaşımızı karşımızda olmasına rağmen o an bile ekrandan takip etmeyi tercih ediyoruz. Tinder gibi uygulamaları aktif kullanan arkadaşlarım, yüzlerce insanla tanışıp “Yaa erkeklerin hepsi neden böyle?” diyor.
Sahi neden böyle?
Her seferinde “Bu uygulamalardan ‘Adam’ aramaya devam ederseniz tüm gerçekliği kaçıracaksınız!” diyorum ama hepsinde aynı cevap “E nerede bulalım, sosyallik mi kaldı?”
Gerçekliğin dışına fazlasıyla çıktığımız için sosyal ortamlarımızı bu şekilde kendimiz köreltmiş olabilir miyiz?
Bunu biraz düşünelim.
Şimdi düşünelim; karşınızda olağanüstü yaşam şekli olan biri var. Fazlasıyla dikkatinizi çekiyor, hemen kaydırıyor ve eşleşiyorsunuz. Tanımak için sorular soruyorsunuz ve çoğu hayal dünyasında kendini nasıl görüyorsa öyle tanıtıyor. Doğrulama şansımız var mı? Ne anlatıyorsa inanmak zorundayız. Bu epey korkunç. Bir süre sonra tüm kişisel bilgilerimizi de paylaşıyoruz üstelik. Buluşmalar, ev adresleri belki kimlik bilgileri hatta banka bilgileri. Kısa zamanda sizin özelinizle ilgili birçok bilgiye sahip oluyorlar. Bu daha da korkunç! Sonrası karşı tarafın dürüst ve iyi niyetli biri olması için dua etmek sanırım…
Tabii bu uygulamadan yüzlerce insanla aynı anda bağ kurmaya çalışan insanlarda ne kadar dürüstlük aranırsa o kadar işte de denilebilir…
Ben ikili ilişkilerin gerçeklik üzerine kurulması gerektiğini düşünüyorum. Gözlerinin içine bakarak, dokunarak, sohbet ederek gerçeklikte var olmayan ve aslında kim olduğunu bile bilmediğimiz insanlarla geçirilen boşa vakitten ibaret olabilir. Daha fazla insanla tanışmak mı?
Yoksa gerçek bir insanı her haliyle tanımak mı?
O zaman sanallıktan çıkıp gerçek hayatta daha fazla sosyal olmanızı tavsiye ediyorum.
Eğer bir şey gerçek olamayacak kadar güzelse, gerçek değildir . Bekar, zengin ve ciddi ilişki isteyen biri Tinder'da olmaz , olsa da size denk gelmez. Bu önermenin tersi de geçerlidir....
Tespitler yerinde sorunun kendisi ve çözümü de yazının içinde 👍🏽
Önceden şaşırıyorum bu tarz dolandırıcılara kananlara hatta üzülüyordum ama artık olağan geliyor.. Kısa yoldan para kazanmak için çiftlik banka inananlarla ,sanal ortamda tanidigi birine özelini ,banka bilgilerini vermek tamamen kendi isteği.Zorlama yok , kendi kararı kendi seçimi ile dolandiriliyor