1- Sevgili Yalnızlık romanının yazarısınız. Çok ilginç bir özelliği var bu romanın. Çünkü romanda kullanılması yasak olan kelimeler var? Nereden çıktı bu fikir?
- Evet ilginç bir ilk roman oldu. Her şeyden önce mono-diyalog türünde ülkemizde yazılan ilk roman olması iddiası beni çok heyecanlandırıyor. Dediğiniz gibi romanımda yasaklı kelimeler var. Kendimi sınamayı, kendime oyunlar kurmayı seven bir yazarım. Romandaki karakterlerimi zorlamak anlamında da güzel bir deneyim oldu. Çıkış noktalarından biri bu.
2- Neden yasaklı bu kelimeler?
- Bir araştırma yazısında okumuş ve çok etkilenmiştim. Bu yazıda romanlarda en çok kullanılan beş kelimeden, yazarların en çok tercih ettiği on kelimeden, en vazgeçilmez on beş kelimeden bahsediliyordu. Ben de bu kelimelerden 6 tanesini seçip ülkemizde bu açıdan da “bir ilk” olacak bir roman yazmaya karar verdim. Yapılamayanı yapma, zor olanı deneme ve başarma fikrinden doğdu bu oyun diyebiliriz. Dediğim gibi kendime meydan okumayı, metinlerime biraz da olsa heyecan katmayı seviyorum.
3- Bu yasak sizi zorladı mı? Nasıl başardınız o kelimeleri kullanmadan yazmayı?
-Zorlamaz olur mu? Bazı kelimelerin benzer, sesteş hallerini kullandım ama
bazılarında, ifade etmek isteğim anlamı vermek için üç dört farklı benzerini kullanmam gerekti. Ama biliyor musunuz, bir yazma alıştırması olarak da önerilen bir tekniktir bu. Mesela hiç sıfat kullanmadan on sayfa yazmak gibi pratikler yazar adaylarının çok işine yarayacak deneylerdir. Bunu yapmanın da edebiyatta yenilik anlamında bana çok şey kazandırdığını söyleyebilirim.
4- Sansüre bir tepki mi bu?
- Sansürün her türüne karşıyım elbette ama sansüre değil de aslında “klişeye” karşı bir tepki denilebilir. Olmayanı oldurmak, yazılmayanı yazmak, yapılmayanı yapmak gerek diye düşünürüm hep. Yazma uğraşına böyle meydan okumalar koymak beni heyecanlandırıyor. Yazma arzum bu yenilikçi bakışla ruhumda kökleniyor. Benden önceki yazarların, üstatların yaptıklarının dışında yeni bir yol yaratmak da beni inanılmaz heyecanlandırıyor.
5- Edebiyatta benzer örnekler var mı?
- Aklıma gelen en çarpıcı ilk örnek Fransız yazar Georges Perec’in Kayboluş romanı. Perec bu romanını “e” harfini hiç kullanmadan yazmıştı. Perec’in tıpkı benim kelimelerim gibi sansürlediği “e” harfi Fransız işbirlikçiler tarafından Nazilere teslim edilen annesini simgeliyordu. Bir anlamda da kaybettiği yakınlarını.
6- Bundan sonraki metinlerde yine yasaklı kelimeler olacak mı?
- Yasaklı kelimeler Sevgili Yalnızlık’a özel bir oyundu. Her romanın yazım süreci yeni bir macera, insanı dönüştüren yeni bir yolculuk. Bir sonraki romanımın yazım aşaması sürüyor. Orada henüz böyle bir oyun yok ama başka oyunlar olmayacağına dair söz veremem. Kadim yazım geleneğini modern zamanların araçlarıyla zenginleştirmeyi seviyorum.
👍👍harika olmuş