Cemal Şakar
Kişisel çıkarların olduğu her yerde çıkar çatışmalarının yaşanması da kaçınılmaz son değil zaten. Bu uğurda en sağlam ilişkiler bile bozulabiliyor. İnsanlığın var olduğu ilk günden beri bu durum hep böyle. Çünkü bizler genelde anlam aramak yerine fayda aramanın peşindeyiz. Bu durumda fayda bitince ilişki de bitmeye mahkum oluyor.
Düşüncenin doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılır ama ondan vazgeçilmez. Kişisellikten uzaklaşıp genele baktığımızda uluslararası ilişkilerde de çoğu zaman bunu daha rahat görüyoruz. Anlaşmazlıklara hatta savaşlara sebep olsa bile sonuç değişmez. Burada da bireyin davranışlarının doğrudan ya da dolaylı olarak topluma yansıdığını görebiliriz. Dengede tutamadığımız her şey olumsuzluklar zinciri oluşturarak boynumuza dolanır ama maalesef bunun farkına bile varmayız.
Kâinatta canlı ya da cansız her varlığın, her durumun bir aksi ve çifti vardır. Bu, hem dinî öğretiler ve belgelerle ispatlanmış hem günlük yaşamda pratik edilmiştir. Madde-mânâ, iyi-kötü, doğru-yanlış, cismanî-rahmanî, fizik-metafizik, kadın-erkek ve daha birçok kavram birbirini tamamlayıp dengeler. Bizler bu dengeyi sağlayamazsak bireysel ya da toplumsal ilerleme kaydedemeyiz.
Karakteri oturmuş insanlar da ileri düzeydeki medeniyetlerde bu temeller üzerinde yaşamaya devam eder.
Çok güzel ve günümüzü çok iyi anlatan bir yazı. Kaleminize sağlık🥰