Merve Aydın Yazio: Anette Inselberg ile Keyifli Bir Röportaj

Birçoğumuz için “Bir kitap okudum, hayatım değişti” cümlesi belki abartılı ve klasikleşmiş bir ifade… Bir kitapla hayat değişir mi bilinmez ama bir kitap okuyarak, hayata bakış akışı değişen insan sayısı hiç de az değil.

Canın mı sıkkın? Olaylar üstüne mi geliyor? Kötülüklere mi maruz kalıyorsun? Moralin mi bozuk? İçin mi yanıyor? İşten mi atıldın?

Hayat yolunda hepsi başımıza gelebilecek şeyler. Önemli olan düştüysen ayağa kalkmak, korksan da yola devam etmek ve her şeyin değişeceğine, yoluna gireceğine inanmak… Nasıl mı? Meraklısını aydınlatması için sevgili Anette Inselberg’e sordum:

Sevgili Anette bize biraz kendinden bahseder misin?

Tabii ki. Uzun yıllar finans sektöründe (hisse senedi bölümü) çalıştıktan sonra mutsuz olduğumu fark ettim. Çalıştığım kurum ve pozisyonum iyiydi, seviliyordum, arkadaşlık harikaydı. Fakat ben sürekli para konuşmaktan çok yorulmuştum. Boşluktaydım. Her şey anlamını yitirmişti. İşten ayrılmayı düşünüyordum fakat “sana da rahat battı” sözlerini duyunca biraz daha dişimi sıkıyordum.

Sonunda mutsuzluk ve stresten dolayı sağlık (boyun, sırt, omuz ve bağırsak) sorunlarım başladı ve işten ayrılmak zorunda kaldım. İşten ayrılınca bir iki ay içinde sağlık sorunlarım kendiliğinden azalıp geçmeye başladı. Ve bu nasıl olur derken Louise Hay’in “Tüm Hastalıkların Zihinsel Sebepleri” kitabı ve arkasından Usui Reiki ile tanıştım. Ve bu benim hayatımın dönüm noktalarından biri oldu.

Uzun yıllar neredeyse tatilsiz çalıştığım için sinirlerim çok yıpranmıştı. Ayrıca bıkkın, isteksiz ve mutsuzdum ve her şeyden uzaklaşma ihtiyacı içindeydim. Böylece gezmeye başladım. Önce Türkiye’yi gezdim. Uzun süre Rize’nin yaylalarında kaldım ve orada yeşilin tonlarına âşık oldum. Sisli ve yağmurlu günlerde yaktığımız sobanın çıtırtısında huzur buldum.

Arkasından Ege’ye geçtim ve Bozcaada’da bisiklete bindim, güneşi batırdım. Arkasından Datça maceram başladı. Datça’da Knidia Çiftliği adlı bir çiftlikte kaldım. Orada bulduğum arkadaşlık beni tedavi etti.

Ayrıca doğayla ilk tanışmam yine orada oldu diyebilirim. Orada uzun süre yaşadım. Badem topladım ve kırdım. Bağbozumu yaptım. Keçi boynuzu topladım ve pekmez yaptım. Kısaca ruhuma katkıda bulunacak birçok şey yaptım. Yani anlayacağınız doğayla iç içe oldum ve kendi hakkımda çok şey öğrendim.

Oradan Fethiye’ye geçtim. Sanat kampında kaldım. Takı tasarım yapmaya ve ebru sanatına adım attım. Sonra ver elini Kaş, Alanya diyerek yolculuğum devam etti. Bu gezilerimde herkesten bir şey öğrendim, herkesten bir parça aldım ve herkeste bir parçamı bıraktım.

Daha sonra yurt dışında Küba ve Arjantin’e gittim. Sokaklarda dans ettim. Sanki ne kadar uzağa gidersem kendi içimde de o kadar derine iniyordum. Tayland’a gittim fillere bindim. Endülüs’e gittim balkonlara astıkları çiçeklere hayran oldum. Fas’ta baharatlar ve kokularının dünyası beni büyüledi. Ve tüm bu gezilerin arkasından tüm bu birikimlerimi paylaşma ihtiyacı duydum ve bloğum ZAMAZİNGO’yu açtım. Her gün mesai yapar gibi bloğumda paylaşım yapmaya başladım. Bloğumda hem kendi makalelerimi hem de beğendiğim makaleleri, sözleri, filmleri, kitapları, karikatürleri paylaşmaya başladım. Ve bloğum çok beğenildi, günde 1.000.000 hit aldığım günler oldu. Bu arada tabii kişisel gelişim seminerlerine katılmaya ve bu alandaki kitapları okumaya tam gaz devam ediyordum. Arada birkaç değişik sektörde çalışma denemesi yaptım ama hiçbiri beni açmadı. Ee artık birikimler bitmeye başlamıştı ve bir şeyler yapmam gerekiyordu ama ne yapacağımı bir türlü bulamıyordum. Her denemem hüsranla sonuçlanıyordu.

İşte böyle umutsuzlukla bilgisayarın başında oturduğum günlerden birinde içimden bir ses “kişisel gelişim alanında seminer versene” dedi. Olabilir mi acaba diye düşünürken ZAMAZİNGO bloğundan birçok okuyucumun 'seninle tanışmak, seni dinlemek istiyoruz, seminer versene” diye attığı mesajlarından da etkisiyle bu benim de aklıma yattı ve denemek istedim. Hazırlık süreci geçirdikten sonra seminerler vermeye başladım. Ve bu seminerleri verirken pırıl pırıl, aydınlık birçok değerli insanla karşılaştım ve hepsiyle yol arkadaşlığı yapmaya başladım. Hep beraber kocaman bir aile olduk, birbirimizi değiştirdik, dönüştürdük ve destek olduk. Ve şu anda hayat yolumun beni buralara sürüklemesinden dolayı çok mutluyum.

İlk kitabın “Her şey Değişir” benim de favorim birçok kişiye de şifa oldu. Bize biraz bahseder misin? Ritüel nedir? Ne için ve ne zaman yapılmalı?

Her Şey Değişir kitabı hepimize her şeyin değişebileceğini hatırlattı. Ne durumda olursak olalım, kaç yaşında olursak olalım, hangi başarısızlık, umutsuzluk, pişmanlık hikayesinden geçmiş olursak olalım her şeye yeniden başlayabileceğimizi hatırlattı.

Tekrar ayağa kalkabileceğimizi, yeniden başlayabileceğimizi ve tekrar mutlu olabileceğimizi hatırlattı. Kendimize güvenmemiz gerektiğini, kendi kalbimize güvenmemiz gerektiğini, akışta ve teslimiyette olmamız gerektiğini hatırlattı. En önemlisi de kendi yolumuzda yürümemiz gerektiğini hatırlattı. Kitapta da bahsettiğim gibi her şey enerjidir. Ve moralsiz olduğumuzda enerjimiz düşer bu da bizi miskin ve umutsuz hale getirir. Hiçbir şey yapmak istemeyiz ve aşağı doğru giden bir enerji sarmalına takılabiliriz. İşte ritüeller bizi bu aşağı doğru giden enerji sarmalından kurtarıp enerjimizi tekrar yükseltmeye yarar. Harekete geçmemize olanak verir.

Ritüeller her konuda yapılabilir. Bolluk, bereket, şans, iş, evlilik, çocuk, ev, araba, beklenen paraların gelmesi, davaların sonuçlanması vs… Ritüelleri özellikle harekete geçmeye ve motivasyona ihtiyacımız olduğunda, enerjimizi arttırmaya, dengelemeye ihtiyacımız olduğunda yapmak harikadır.

Tamam ritüeli yaptık, kendiliğinden olmasını mı bekleyeceğiz? Mesela kişi uzun zamandır işsiz ve iş arıyorum ritüelini yaptı. Oturup telefonun çalmasını mı bekleyecek?

Sevgili Merve işte harika bir soru. Harika bir noktaya değindin. Benim uzun yıllar önce gittiğim eğitimde bir mottomuz vardı “evren hareketi alkışlar” diye, kendime de sık sık hatırlatırım. Tabii ki ritüeli yap, enerji alanını değiştir ama harekete de geç. Özgeçmişini hazırla, iş başvurusu sitelerine gönder, arkadaşlarına haber ver. Enerjini, niyetini ve çabanı birleştir. Burada ritüellerde birçok teknik kullanıyoruz: Bilinçaltı değişimi, dönüşümü, NLP teknikleri sadece bunlardan birkaçı.

Ritüeli yaparken bilinçaltında iş bulamayacağına dair kodlamayı da dönüştürüyoruz ama senin de tabii ki gerekli adımları atman gerekiyor.

İnsanlar sence ritüel yapmayı neden bu kadar sevdi? Geçmişe gittiğimizde bu kadar yaygın değildi.

Ritüeller eğlenceli ve pratik. Ayrıca kökenleri şamanlığa kadar gidiyor. Yani ritüel kültürü bizim DNA’larımızda zaten kodlu. Eve dönmüş gibi olduk. Ama bu sefer “kuantum alan, bilinçaltı kodlama, NLP teknikleri, renkler, sesler, kokular, bitkiler, sayılar, elementeler, semboller gibi birçok tekniği sistemli olarak birleştirdim.

En çok ilgi gören konu ve en çok ilgi gören ritüelin hangisi?

En çok ilgi gören konular nazar, iş, bolluk, bereket, aşk, evlilik ve çocuk…

En çok ilgi gören ritüellerim “Her şey değişir” kitabından “Su tuz sirke, kırmızı ip, aloe vera  para bana koşuyor ritüelleri…

“Gerçekten istiyor musun” kitabından ise 33 kere yaz, oldu kavanozu, bileğe yazılan 520 (bolluk), 938 (aşk) ve 777 (mucize), mucizevi cüzdan ritüeli, fil ritüeli…

Biraz da ‘’Gerçekten İstiyor Musun’’ kitabından bahseder misin?

'Gerçekten İstiyor Musun' bir pandemi kitabı… Pandemide moralimin çok bozuk olduğu günler oluyordu. Gerek çevreden gelen hastalık haberleri gerek basında okuduğumuz vefat haberleri falan. Ben de enerjimi arttırmak için her gün bir aktivite yapmaya başladım. Bir gün ritüel yaptım, bir gün film seyrettim, bir gün kitap okudum, bir gün oyun oynadım, bir gün kendimle yüzleştim ve bu bana çok iyi geldi. Dedim ki bir pandemi kitabı yapayım insanlar evde otururken kafaları dağılsın. Her güne yapacak bir şey bulsunlar. Ve kitap her yerin kapalı olduğu günlerde çıktı. Okuyuculara moral oldu…

Kitapla ilgili en çok sorulan soru da buradaki ritüelleri illaki gününde mi yapmalıyız. Tabii ki hayır. Her ritüeli her istediğiniz zamana yapabilirsiniz. Her şeyin en doğrusu her zaman kalbiniz bilir…

“Her şey değişir” kitabın gerçekten çok sattı, baskıları ben sayamadım artık. Peki senin ve kitabının bu kadar çok sevilmesinin nedenini ne olarak görüyorsun?

Bunu ben de hep kendime sordum. Uzun yıllar birçok eğitime gitmem, bu alanda birçok kitap okumam ve film seyretmem bir bilgi birikimine yol açtı. Bu bilgi birikimini paylaşırken okuyucular benim içtenliğimi, samimiyetimi ve kalplere dokunabilmek için, mutluluğa vesile olabilmek için nasıl çabaladığımı, çırpındığımı hissettiler galiba…

Ve tabii şansım da yaver gitti.

Peki kendin için “Tamam oldu artık” diyor musun?

Mümkün değil. Her gün yapılacaklar listem uzayıp gidiyor. Katılacak seminerler, okunacak kitaplar, izlenecek filmler, dinlenecek söyleşiler, gezilecek yerler…

Bu arada bir de ikinci üniversite olarak Auzef Sosyoloji bölümüne yazıldım. 3. Sınıftayım. Seminerler yoğun olduğundan bu sene pek parlak geçmedi. Bu sene derslere asılmayı planlıyorum. Anlayacağın zaman kısıtlı yapılacak ve öğrenecek şeyler çok… Beni bıraksalar 7/24 okur, film seyreder, gezer ve yazarım… Michelangelo’nun dediği benim de mottom aslında: “79 yaşındayım ve hala öğreniyorum…” Ne olursa olsun hep öğrenci olarak kal, hep kendini yenile, gelişmeye açık ol.

Şu ara neler yapıyorsun? Hangi seminerleri veriyorsun, biraz içeriklerinden bahseder misin? Mesela en çok talep gören seminerin hangisi?

Bu ara biraz seminerlere ağırlık verdim. Seminerler Zoom üzerinden olsa bile karşılıklı konuşmak (sesin enerjisini duymak), göz göze bakmak ve hep beraber arınmak, dönüşmek ve gelişmek inanılmaz bir mutluluk veriyor. Bu dönemde Amerikalı psikiyatrist Jean Adrienna ait sarkaç semineri ve iç benlikle konuş eğitimleri veriyorum. Her iki eğitimden de inanılmaz geri dönüşümler alıyorum. Ve yine Amerika’dan gelen Gary Douglas ve Dr. Dain Heer’e ait Access Bars bilinçaltı değişim ve dönüşüm eğitimi, yine Amerika’dan gelen Mariia Tsegelnyk’ya ait Metatron terapi eğitimi ve Vianna Stibal’a ait Theta Healing eğitimleri veriyorum. Ve tabii ki vazgeçilmezim Usui reiki eğitimleri… Hepsinin kendine özgü bir lezzeti, insanın ruhunda açtığı bir pencere var.

Yeni kitap projen var mı?

Hayır yok. ‘’Her şey değişir ‘’ kitabı 15 senelik birikimin sonucu olarak ortaya çıktı. Gerçekten İstiyor Musun moral vermek amaçlı bir pandemi kitabıydı. Yeni bir şey üretmek için kendimi beslemem gerekiyor. Şu an beslenme döngüsündeyim….

Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?

Hayata çözüm odaklı bakmak ve geçmişe takılı kalmamak çok önemli. Bazen seminerimdeki bir katılımcı yaşadığı olayı öyle bir anlatıyor ki ben olay 3 ay önce falan yaşadı diye düşünürken diyor ki olay 10 sene önce oldu…

Eee sen 10 sene o olayda takılmışsın. Olay bitmiş ama sendeki etkisi bitmemiş. Takılıp kalmışsın 10 seneni sürüklenerek geçirmişsin. Ne kadar yazık… O seneleri geri alma şansımız yok, mutluluğunu yaşamını dondurmuşsun…

O yüzden olaylardan dersini al, yasını tut ve sayfayı çevir. Bir tanecik hayatımız var. Ben bu yaşa nasıl geldim inan anlamadım. Ne kadar vaktim kaldı onu da ancak Allah bilir…

Bana düşenin, bize düşenin bize verilen bu hayat hediyesini en iyi şekilde değerlendirmek olduğunu düşünüyorum.

Hatalarından ders al ve yoluna devam et…

Kendine güven ve yoluna devam et…

Teslimiyete geç ve yoluna devam et…

Ne olduysa senin hayrına olduğunu anla ve yoluna devam et…

Instagram

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
YORUMLAR
25.07.2022

Merak ettiğim kitap ve konuları yazarin kendi ağzından dinlemek çok güzel oldu👏👏👏

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ