Merkür'ün Başak Burcundaki Retrosu

Algımız, zihnimiz, fikrimiz, canımız Merkürümüz yine retroya başladı. Aklımızı yine oradan oraya sürükleyip, düşüncelerimizi karmaşıklaştırıp, nöronlarımızı yakacak. Bir nevi kısa devre yapacağız.

‘’ Sahi bu niye böyle olmuştu ‘’ dediğimiz her şeyi sorgulatacak. Ee bir de Venüs retrosuna eşlik edince zaten karmaşık olan duygularımız bir parça daha arap saçına evrilecek. Bu dönem en çok adil koşullarda mıyız, yaşadıklarımız bir simülasyon mu, gözden geçirmemiz gereken başka şeyler var mı noktasında sorgulayıp duracağız. Belki çoğumuz bir yerde kararlarımızı aldık ve ne yapmak istediğimizin farkındayız ancak o sihirli cümleyi arıyor olacağız.

Önce kendimizle sonra çevremizle olan tüm bağları yeniden gözden geçirip bize aykırı olan ama bir yandan da kopamadığımız ilişkilerimize odaklanmalıyız.

Fakat bu düşünceler gün be gün o kadar yoğunlaşacak ki “doğru yerde miyim? Bunu gerçekten istiyor muyum?” sorularıyla adeta zihnimizi bir korku karakteri ele geçirmiş gibi karanlığa sürükleyebiliriz. Maddi, manevi, duygusal ve zihinsel açıdan hakkımızı aramak isterken yönsüzlük ve kararsızlıktan ötürü hata yapabiliriz. İlişkilerimizde, işimizde beklediğimiz ve arzuladığımız dinamiği yakalayamadığımızı fark edebiliriz. Adil olan ne diye sorgulamak elbette hakkımız ancak bir yerde uzlaşmadan kaçmak, kesin ve keskin tavırlar almak işleri daha da yokuşa sürükleyebilir.

Genelde retro zamanları geçmişe çok odaklanır ve şahsımıza yapılan hataların aşırı katı ve acımasız olduğunu düşünebiliriz. Elbette abartı retronun şanındandır fakat bizlerde biraz şov yapabiliriz.

Çünkü tahammülümüzün artık son evresindeyizdir, abartmanın hakkımız olduğuna inanırız. Hülasa, hem Venüs’ün hem de Merkür’ün bize verdiği yetkiye dayanarak insan ilişkilerimizin altında yatan esas ihtiyaçlarımızı, beklentilerimizi, kaygı ve endişelerimizi acımasızca dile getirmeden önce mantığımızla bir istişare yapmalıyız. Lakin o kadar yorgunuz ve tükenmişiz ki kendi özümüzden ve gerçekliğimizden ne kadar da uzaklaştığımızı, herkese ne kadar da sabır gösterip alttan aldığımızı sert bir şekilde fark edebiliriz. Bu farkındalık bizim artık farklı yolculuklara gitmemiz gerektiğini de vurgulayabilir. İşte o noktada aceleci olmadan, yaralı yanlarımızı daha da kanatmadan, bir süredir hissettiğimiz ‘’ne olacak’’ tedirginliğinin dipsiz kuyularında kaybolmadan da yönümüzü bulmaya çabalayabiliriz.

Kendimizi ve karşımızdakileri suçlamak yerine gerçekliğin en saf yönüyle yüzleşmeli, öfke kusmak eleştirmek yerine gerçek duygu ve düşüncelerimizi yapıcılık çerçevesi içinde dile getirmeliyiz. Unutmamalıyız ki ‘’insan olması gerektiğini düşündüğü şeye dönüşür..’’

Instagram

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Real Madrid Taraftarı İsyanda: Ancelotti Arda Güler'i Neden Oynatmıyor?
Mazhar Alanson'un Vefat Eden Kızı Eda Alanson ile Birlikte Bir Filmde Rol Aldığı Ortaya Çıktı
'Prof. Dr.' Unvanlı Ebubekir Sofuoğlu: "İslam Hassasiyetiyle Yetiştirilseydi Namahrem Katille Tanışmayacaktı"