Tüm Avrupa ülkeleri düşünüldüğünde, son zamanlarda iyice tırmanan mülteci sorununa, en ılımlı ve ilgili yaklaşan ülkelerin başında Almanya gelmekte. Almanya'nın kucak açtığı genç nüfustan ekonomik kazanç sağladığı düşünüldüğünde ise, bu ılımlı tavrın deneyimle sabit olduğuna inanılıyor.
Yine de, nüfusun bir kısmı ve diğer ülke yöneticileri, Angela Merkel'in mülteci politikalarını sorgulamaktan geri kalmıyor.
Macaristan ve Çek Cumhuriyeti Merkel'i, mültecilere kucak açarak, Avrupa'da yaşanan krize sebep olmakla suçlamıştı.
Merkel, Salı günü Avusturya Bakanı Werner Faymann'la gerçekleştirdiği görüşmeden sonra yaptığı açıklamayla ilk kez ülkelerin sınırlarının kapatılması ve mültecilere sırt çevrilmesi konularına açıklık getirdi.
'Acil durumlarda insanlara kucak açıp umut olmaya çalıştığımız için özür dilememiz gereken bir noktaya geldiysek eğer, burası artık benim ülkem değildir.'
Öte yandan Faymann da diğer ülkeleri yaşanan krizler karşısında 'kafalarını kuma gömmekle' suçlayarak, 'insanlığın sığınma ihtiyacını çiğneyip geçmek, bizim değer yargılarımızda yok' dedi.
Başbakan Merkel ayrıca, Avrupa'nın, birbirlerinin boğazlarına sarılmak yerine, krizi en doğru nasıl yönetebileceği yönünde kendi içinde bir konsensus sağlaması gerektiğini de söyledi.
'Görünüşe bakıldığında, Almanya, Avusturya ve İsveç'in bu problem karşısında tek başlarına ortak bir noktaya varamadıkları aşikar. Bana kalırsa bir Avrupa ruhu oluşturmalıyız çünkü tehdit savurmak artık işe yaramıyor. Ne de olsa Avrupa ülkeleri olarak ilke kez bir konuda ayrı düşmüyoruz.'
The Independent & Onedio