“Harput’un kadim sokaklarında, zamanın ağırlığını yüreğinde taşıyan sessiz bir kahraman yaşar: Nuriye Yücesu. Harput’un tanınan simalarından merhum Bedri Hoca’nın, Sarâhatun Camii’nin eski imamının gelinidir. Şu anda engelli oğlu ve iki kızıyla birlikte, bu tarihî beldede mütevazı bir hayat sürmektedir.
Nuriye Hanım’ın hikâyesi sıradan bir yaşam öyküsünden öte, merhametin ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaklaşık yirmi yıldır, kendi imkânlarıyla altmışa yakın kediye yuva olmakta, tedavilerini üstlenmekte ve onlara bir anne şefkatiyle kol kanat germektedir. Eşini üç yıl evvel, amansız bir hastalık olan KUA’dan kaybetmiş, acının en derinini yaşamış bir kadındır. Ancak bu kayıplar, onun yüreğindeki merhameti eksiltmemiş, aksine daha da çoğaltmıştır.
Hayvanlara yapılan zulümlerden öylesine etkilenmektedir ki, artık televizyon dahi izleyemediğini dile getirmektedir. Defalarca sokakta ölmek üzere olan kedileri kurtarıp sahiplenmiş, nice cana ikinci bir hayat sunmuştur. İnsanların günden güne merhametten uzaklaştığını üzülerek anlatır; çünkü o, kaybolan vicdanların tanığıdır.
Bendeniz ise kendisini yaklaşık on yıl önce, bir Cuma hutbesinde tanıdım. Elazığ Müftüsü, o gün merhamet üzerine verdiği vaazında sık sık “Nuriye Teyze”den söz ediyordu. Onun örnek yaşantısını cemaatle paylaşırken sesinde büyük bir takdir, gözlerinde ise derin bir hürmet vardı.
Allah, böyle gönlü zengin, kalbi tertemiz insanların sayısını arttırsın. Harput’un taşlarına sinmiş vakur geçmişine, Nuriye Hanım gibi insanlar hâlâ bir umut fısıldamaktadır.
Yaylı Tanbur icrası için sevgili dostum @hasankiris e de çok çok teşekkür ederim. Sanatıyla var olsun…“
Rabbim bilir gene de ama...bu annemiz cennet'e gitmeyecek de kim gidecek..? Dünya yerinde duruyorsa bu güzel insanların yüzü suyu hürmetine duruyor..Allah razı olsun sizlerden...