Kariyer deyince aklınıza ne geliyor? Okul, üniversite, iş hayatınız mı? Hedef mi? Sosyal ve ekonomik bir yükselme mi? Başarı mı? Şans mı? Tesadüf mi? Çok çalışmak mı? Hayaller mi? Çevrenizdekilerin beklentileri mi? Elde ettiğiniz unvanlar mı?
Aslında hepsi ve hiçbiri.
Üç heceli “Kariyer” fark ettiğimizden çok daha kapsayıcı, bir insan ömrünü içine sığdıran kocaman bir sözcük.
Klasik anlamda kariyer, eğitim ve iş hayatındaki çeşitli basamak ve engelleri aşarak elde edinilenler mesleki gelişim olarak açıklanır.
TDK ise biraz daha netleştirerek kariyeri “meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık” olarak tanımlar.
Etimolojisine baktığımızda: Kariyer kelimesinin kökeni Latince “carrus” yük arabası sözcüğüne dayanıyor; oradan İtalyancaya “carriera” araba yolu olarak geçiyor, Fransızcada “carriere” güzergah, tutulan yol ve meslek anlamında kullanılıyor. Türkçeye de oradan geçiyor.
Bu tanımları okuyunca aklıma bir yük arabası hikayesi geldi:
Bir varmış bir yokmuş…. Bir arabanın üstünde güçlü potansiyel tohumları ile dolu bir heybe varmış. Bu arabanın amacı bu güçlü potansiyelleri ile birlikte onları kaybetmeden ve ziyan etmeden seyahat edip, heybesindeki nimetleri paylaşmakmış.
Yola çıkmış, yolda giderken önünde güzergahlar belirmiş, kendi araba ve yüküne uygun seçimler yaparak seyahatini devam ettirirken, güçlü potansiyel tohumlarını ekerek, yeşerterek ve büyüterek sonsuza kadar mutlu yol almış.
Yolcu biziz, yolda bize özel
Kariyer bir yoldur, uzun bir yoldur, doğduğumuz gün başlar ve yaşadığımız sürece devam eder. Yolcu biziz, yolda bize özel.
Hadi gelin, kariyer seçiminizi nasıl yaptığınızı hatırlayalım:
Okul, arkadaş, üniversite, meslek, iş, eş, yaşam şeklimizi seçerken kime göre, neye göre seçtiniz? Ailenizin isteklerine göre mi? Puana göre mi? Trende göre mi? Yoksa kendi mizaç ve kişiliğinize göre mi? Siz şu an gerçekten kendi hayatınızı mı yaşıyorsunuz?
Çocuğunuz bu seçimleri neye göre yapacak?
2400 yıl önce cevap taşlara kazınmış: Delfi’de Apollo Tapınağının kapısında yazıyor “Nosce te ipsum” - Kendini Bil!
Şairimiz Yunus Emre’de asırlar önce “ İlim ilim bilmektir, İlim kendini bilmektir “ diye bize yol göstermiş.
Çok basit: Kendini tanı, kendini bil… Gerisi kolay.
Kariyer planlamasını sağlıklı yapmanın yolu, kendi mizaç ve kişiliğini bilmekten geçiyor.
Bu yüzden kariyeri bir mesleğe, bir hedefe, bir puana sıkıştırmadan, önce kendimize derinlemesine bakıp, “Ben kimim?” sorusuna cevap aramalıyız. Özellikle de çocuklarımıza bu konuda destek olmalıyız. Kendisini bilen, amaç ve hedeflerini belirleyecek ve kendine uygun seçimlerini yapabilecektir. Aksi taktirde başkalarının hayat ve seçimlerini yaşayacaktır.
Aşağıda birkaç basit, ama güçlü ve düşündürücü soru paylaşıyorum. İçten ve samimi cevapladıkça kendinize bir adım daha yaklaşacaksınızdır.
1. Hangi güçlü potansiyellere sahibim?
2. Sınırlı kullandığım potansiyellerim nelerdir?
3. Potansiyel risklerim nelerdir? Onları nasıl yönetiyorum?
4. Nasıl iletişim kuruyorum? İletişimde Kaçındıklarım nelerdir?
5. Öne çıkan yeteneklerim nelerdir?
6. Bilgiye bakışım nasıldır? Nasıl öğrenirim? Neyi öğrenmeyi seviyorum?
7. Beni ne motive eder?
8. Değerlerim nelerdir?
9. Ben gerçekten ne istiyorum?
Kendinizle buluşmak üzere, iyi yolculuklar diliyorum.